Aydın Eroğlu – 24.06.2013
FED’in parasal genişlemeden çıkış süreci korkusu, özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha büyük düşüşler gösteriyor.
Bundaki en önemli risklerden birisi de cari açık oranları. Maalesef Türkiye’deki cari açık halâ % 6, % 7 düzeylerinde sürüyor olması nedeniyle bu işten çok etkileniyoruz. Yüksek cari açık nedeniyle de, özellikle bu süreçte döviz kuru artışı yaşanıyor. Artan kurlar faiz baskısı yaratacaktır. Hem faiz, hem kur yükselişi ise enflasyon yaratacaktır.
Tüm bu riskleri kendi iç sorunlarımızın ortaya çıktığı bir dönemde yaşayacak olmamızdan ötürü de, normalden daha fazla bir olumsuzluk yaşandığını düşünüyorum. İçerideki gerginliği düşürmemiz gerekir. Umarım çabalar bu yönde olur diyeceğim ama, şimdilik bunu göremiyorum.
2008 krizi sonrası bir çok hissenin bilanço karşılıkları yüksek olması gerekirken 2009 Mart ayında oldukça düşük seviyelerin görüldüğüne şahit olduk. Ama o zaman dünya büyük bir finansal krize giriyordu. Ülkelerin akıbetlerinin ne olacağı belli değildi. Şu an ise, yaşanan düşüşlerin temeli, ekonomik krize girileceği için değil, 2009’dan beri piyasalara verilen likiditenin, özellikle ABD’de iyileşme başlıyor diye düşünüldüğü için geri çekilme sürecine girilecek olmasından kaynaklanıyor. Tüm dünya genelinde, faiz düşük diye diğer enstrümanlara yönelmiş olan para geri çekilme sürecini tamamlayana dek, geri çekildiği piyasaları sarsıyor ve sarsacaktır. Bu durum ülkelere ve hisselerin özel durumlarına göre farklılıklar gösterecektir. Özellikle faiz artışı ve tahvil satımı süreci başladığında altın başta emtiaları ciddi sarsacaktır kanaatindeyim. Ki, zaten altın için bu düşüncemi altın 1.900$’a çıktığı günlerden beri tekrarlıyorum.
Bu nedenle bu sürecin belirsizliği nedeniyle özellikle yaz döneminin sonuna kadar her türlü yatırım kararlarında borsada % 50 nakit kalmaya çalışmak doğru ve olası risklerin kişisel yansımasını azaltabilir. Dış dünyayı takip etmeyen ya da edemeyenler için belirtmek istiyorum ki, bu düşüş şu an neredeyse tüm dünya da yaşanıyor. Sadece bize ait değil. Ama gelişmekte olan ülkelerde daha çok hissediliyor. Bizde ise, kendi özelimizden kaynaklı en fazla hissedildi diyebilirim.
Bu hafta Salı hariç, birçok FED başkanının konuşmaları olacak. Onlardan gelebilecek açıklamalar ateşi azaltıp-çoğaltabilir. Ama son söz Bernanke’nin olacaktır. Fakat geçen hafta ilk Bernanke açıklamasında söylemiştim, aslında FED tahvil alımlarına halâ devam ediyor. Bu alımları bir süre sonra azaltmaya başlayacağını söylese de henüz bu başlamadı. Yani şu an halâ piyasalara FED tarafından para girişi sürüyorken, sanki geri çekilme süreci başlamış gibi bu düşüşlerin hemen başlaması biraz çelişkili bir durum. Bu düşüşün asıl gerekçesi FED’in tahvil satımına ve faiz artışına başlaması olmalıydı. Ama daha bu sürece çok var. 2014 ortasında tahvil alımı bitecek dense de, tahvil satımı ile piyasadan para çekilmeye ne zaman geçileceği belli değil. Bu yüzden düşüş şu an için biraz abartılı oluyor diye düşünüyorum.
AB Maliye Bakanları Uzlaşamadılar!
Bakanlar, bankaların denetimi konusunda uzlaşmaya varamadılar. Uzun zamandır AB göz ardı edilmişti. Şimdi piyasalar bozuluyor ya, hepsi tekrar önümüze geliyor.
Zor bir haftaya giriyoruz. Umarım tepki alımlarını da görmeye başlarız.
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com