Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, tüm bir Avrasya coğrafyasına güven ve istikrar iklimini; Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında kapsamlı bir işbirliğini tahkim etmek üzere iddialı bir yola, kapsayıcı bir sürece baş koymuş durumda. Bulunduğumuz coğrafyanın kaderini değiştirecek köklü ve kapsamlı bir dönüşüm için en vazgeçilmez koşul ise ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’. Son 20 yılda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyoner ve kararlı liderliğinde, ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’nin doğuşu için verilen amansız mücadele, bugün her alanda sonuçlarını, meyvelerini vermekte. Öyle ki, Türk Devletleri Teşkilatı çatısında arka arkaya atılan her alandaki işbirliği adımları, Büyük ve Güçlü Türkiye’nin Doğuşunun tüm Avrasya coğrafyası için ne kadar özlemle beklenen bir ana işaret ettiğini teyit ediyor.
Büyük ve Güçlü Türkiye’nin Doğuşunu tahkim etmek üzere, en önemli adımlardan birisinin Cumhuriyetimizi Türkiye Yüzyılı’nda güçlü bir demokrasiye taşıyacak, gerçek bir demokrasiyle kucaklaştıracak sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasayı Ülkemize kazandırmak olduğununun altını çiziyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Büyük ve Güçlü Türkiye’nin Doğuşu son iki asırdır Türkiye’ye ve etrafındaki geniş bir coğrafyaya dayatılan fiziki ve zihni sınırlara artık teslim olmamak, bu sınırları yerle yeksan etmek anlamına da geliyor. Ülkemize dikte edilen hudutlara sıkışıp kalmamak, Avrasya’da ‘oyun kurucu’ bir ülke olarak, coğrafyamızı ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, lojistik, teknoloji alanlarında derinleşen bir işbirliği merkezi haline getirmek anlamına da geliyor.Yeni bir dünya düzeni oluşurken, daha hayırhah bir geleceğin inşasında Türkiye’nin çok daha güçlü görevler üstlenmesi anlamına da geliyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!