Büyüdük Ama Sorunlar da Büyüdü

Mahfi Eğilmez – 12.06.2017

2017 yılı birinci çeyrek büyüme oranı yüzde 5 olarak açıklandı. Büyümenin ayrıntılarını işin üretim yönünden şöyle özetleyebiliriz.

İktisadi faaliyet kolları GSYH’daki Ağırlığı (%) 2016 I Ç Büyüme (%) 2017 I Ç Büyüme (%)
Tarım, ormancılık, balıkçılık 7,8 -4,3 3,2
Sanayi 21,0 8,1 5,3
İnşaat 8,2 5,4 3,7
Hizmetler 63,0 2,0 5,2
GSYH 100,0 4,5 5,0

 

Bu tablo bize 2017 yılının ilk çeyreğinde elde edilen yüzde 5’lik büyümenin büyük ölçüde sanayi ve hizmetler kesimlerindeki büyümeden kaynaklandığını gösteriyor. GSYH’da en yüksek paylar bu iki sektöre ait. Sanayi sektörü geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 5,3 büyürken hizmetler sektörü de 5,2 büyümüş. Bu durumda tarım ve inşaat sektöründeki büyümeler bunlara göre düşük kalsa da yıllık büyüme yüzde 5’i yakalamış bulunuyor. Öte yandan tarım, ormancılık ve balıkçılık alt kesimi geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,3 küçülmüşken bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,2’lik büyüme yakalanmış. Aslında geçen yılın ilk çeyreğine göre performans düşüşü (tersini yapmaya yönelik bütün çabalara karşın) yalnızca inşaat alt kesiminde ortaya çıkmış.

İlk çeyrek büyümesine şimdi de harcamalar yönünden bakalım.

Harcama Kalemleri GSYH’daki Ağırlığı (%) 2016 I Ç Büyüme (%) 2017 I Ç Büyüme (%)
Özel tüketim harcamaları 60,7 0,9 5,1
Devletin tüketim harcamaları 15,1 10,5 9,4
Yatırımlar (stok değişimi dahil) 27,9 6,6 2,2
İhracat 27,1 1,4 10,6
İthalat (-) 30,8 2,7 0,8
GSYH 100,0 4,5 5,0

 

Bu tablo da bize 2017 yılının ilk çeyreğinde yaşanan yüzde 5’lik büyümenin asıl olarak iç ve dış talep artışından kaynaklandığını gösteriyor. Harcamalar yönünden ölçüldüğünde GSYH’da en büyük pay yüzde 61 ile özel tüketim harcamalarına ait bulunuyor. Özel tüketim harcamaları geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,9 gibi çok düşük bir oranda artmışken bu yıl yüzde 5,1 artmış. Bunun temelinde yatan nedenlerin başında referanduma giderken yapılan vergi indirimleri ve kamu harcamalarındaki artış geliyor. Her iki adım da hanehalklarının kullanılabilir gelirinde artış sağlamış ve dolayısıyla iç talebi tetiklemiş bulunuyor. Bir başka etki dış talep artışının sonucu olarak ortaya çıkmış görünüyor. Dışticaret geçen yıl büyümeye eksi katkı yaparken bu yıl oldukça yüksek oranda artı katkı yapmış. Dış talep artışında özellikle Avrupa’nın toparlanmasının ve komşu ülkelerin talep artışının etkili olduğunu söyleyebiliriz. Buna karşılık yatırımlarda düşüş olması önemli. Geçen yıl yatırımların katkısı yüzde 6,6 iken bu yıl yüzde 2,2’de kalmış görünüyor.

Büyüme, ilk çeyrekte Türkiye’nin potansiyel büyüme ortalamasını yakalamasına karşılık niçin başlıkta sorunları da büyüttüğümüz vurgusunu yaptım? Bunu açıklamaya çalışayım. Bunu açıklamak için yine bir tablo sunayım.

Gösterge 2016 I Ç Ortalaması 2017 I Ç Ortalaması Fark Fark (+/-)
Büyüme (%) 4,5 5,0 0,5 +
İşsizlik (%) 10,7 12,8  2,1
Enflasyon (%) 8,61 10,21 1,6
Kredi/Mevduat Oranı (%) 116,3 118,4 2,1 +
Bütçe Dengesi (Milyon TL) Toplam +46,3 -14.922 14.875
Cari Denge (Milyon USD) Toplam -7.886 -7.981 95
Gösterge Faiz (%) 10,86 11,30 0,44
USD / TL Kuru 2,95 3,70 0,75

 

Öncelikle yüzde 5 büyüme için bir tutarlılık testi yapalım. Tabloya göre yüzde 5 büyüme işsizlik artışı dışında diğer göstergelerle tutarlı görünüyor. Enflasyon artmış, kredi kullanımı artmış, bütçe açığı artmış. Bunlar hep büyümeyi zorlayıcı gelişmeler. Buna karşılık işsizlik de artmış. İşin en tutarsız yanı burada: Normal koşullarda büyümenin arttığı yerde işsizliğin düşmesi gerekir.

İşsizlikteki artışta görülenin yanında bir başka tutarsızlık sanayi üretimi büyümesinde görülüyor. TÜİK’in yayınladığı sanayi üretim endeksi değişimine baktığımızda 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2,1 ortalama büyüme görüyoruz. Aşağıdaki tablo bunu karşılaştırmalı olarak gösteriyor.

Sanayi Üretim Endeksi Yıl Ocak Şubat Mart Yıllık ortalama
Toplam sanayi 2014 7,5 5,1 4,7 5,7 3,5
2015 -2,0 0,9 4,6 1,2 2,9
2016 5,8 5,8 2,6 4,7 1,8
2017 2,6 1,0 2,6 2,1
Ortalama 3,5 3,3 3,6

Buna karşılık üretim yönünden hesaplanan büyüme verileri içinde sanayi büyümesi geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 5,3’e ulaşmış görünüyor. Sanayi üretimi yüzde 2,1 artarken sanayi sektörü büyümesinin yüzde 5,3’e ulaşması anlamlı görünmüyor.

Tabloya göre büyüme ve kredi/mevduat oranı dışındaki bütün göstergeler geçen yılın ilk çeyreğine göre bozulmuş görünüyor. İşsizlik, enflasyon, bütçe açığı artmış, gösterge faiz ve Dolar kuru yükselmiş. Cari açık da artmış ama artış küçük olduğu için ihmal edilebilir.

Demek ki ilk çeyrek büyümesi, bütçede ciddi bir bozulmayla, kredilerin artışıyla (kredi mevduat oranındaki artış) ve enflasyonda yükselişle sağlanabilmiş, bunun sonucu olarak faiz yükselmiş ve kur da artmış.

Yüzde 5 oranındaki büyümeye karşılık işsizlik oranında geçen yıla göre artış olması bize büyümenin yatırımları artırıcı ve dolayısıyla istihdam yaratıcı bir büyüme olmadığını gösteriyor (bir önceki tabloya bir daha bakarsak yatırımlarda geçen yılın ilk çeyreğine göre ciddi bir düşüş olduğunu görebiliriz.)

Sonuç olarak; ilk çeyrekte elde edilen yüzde 5’lik büyümenin zorlanarak elde edilmiş bir büyüme olduğunu söyleyebiliriz. Bu zorlama büyüme kolay kolay sürdürülebilir bir büyüme gibi görünmüyor. Bu büyümeyi elde etmek için yaptığımız işleri yapısal reform olarak niteleyip başka önlemler almazsak önümüzdeki dönemlerde bu büyümeyi tekrarlamamızın zor olacağını da belirtelim.