BİST100 endeksinde alıcılı başlangıç gerçekleşmesini bekliyoruz.
BİST100 endeksi geçtiğimiz işlem gününe alıcılı başlangıç yaptı. Ağustos ayında TÜFE %2,00 olan beklentilerin altında %1,46 artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Temmuz ayındaki %79,6 seviyesinden Ağustos ayında %80,2 seviyesine yükseldi. Çekirdek enflasyon ise %66,08’e çıktı. Eylül ayında gelen elektrik ve doğal gaz zamlarına ek olarak, akaryakıt tarafındaki yükseliş ile önümüzdeki ay enflasyonun anlık konjonktürde yükselişin devamını bekliyoruz. TÜFE tarafında aylık bazda sağlık %7,01, eğitim %6,85, çeşitli mal ve hizmetler %3,86 oranlarında artış gösterirken, Ağustos ayında tek düşüş gösteren grup %1,78 azalış ile Haziran ayının en çok yükseleni ulaştırma oldu. Yurt içinde açıklanan enflasyon verisi ardından fiyatlar genel düzeyindeki artışların şirket karlılıklarını olumlu etkileyebileceği algısı daha önce de olduğu gibi Borsa’yı tetikleyici unsurlardan olarak ön plana çıkıyor. Yükselen enflasyon ile birlikte tasarrufların azalmasıyla alternatif getiri arayışının Borsa olduğunu gözlemliyoruz. Hane halkı harcama kalemlerinin yüksek olduğu ve enflasyondan cirolarının olumlu etkilenebileceği sektörlerin ön plana çıktığını (gıda perakende, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, ulaştırma) görüyoruz. Diğer taraftan bankalara olan para girişinin devam etmesi ve geçen hafta en çok baskılanan metal ana sanayi sektörü paylarına gelen sert alımlarla endeks günü %4’ün üstünde tamamlayarak yeni kapanış rekoruna, yeni gün içi en yüksek rekoruna ve yeni hacim rekoruna imza attı.
Geçtiğimiz aylarda TCMB tarafından açıklanan III. Enflasyon Raporu’nda 2022 yılsonu TÜFE tahmini %60,4, 2023, %19,2, 2024 ise 8,8 olarak açıklanmıştı. Ancak dün yayımlanan yeni Orta Vadeli Programda yıl sonu enflasyon tahmini %65, yani TCMB’den 460 baz puan yukarıda bir beklentinin olduğunu görüyoruz. Anlık olarak %81’lere yaklaşan TÜFE’de yıl sonu baz etkisinin de göz önüne alınması ile %65’lere kadar geri çekilmesi beklenmekte. Ağustos ayı piyasa katılımcıları anketi özeline baktığımızda ise yılsonu beklentinin %70,6 olduğunu düşünürsek yeni OVP’nin yıl sonu enflasyon tahminini piyasaya uyumlu olduğu kanaatindeyiz. 2020 yılı Mart ayından bu yana yükselen coronavirüs pandemisinin etkileri enflasyonun yükselmesine neden oldu. Normalleşme adımlarının artması ve aşılanmaların hızlanması sonrasında lojistik sıkıntılarının da azalması ön görüsü ile enflasyonun aşağı yönlü gelmesi beklenirken, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı işgal neticesinde emtia ve enerji fiyatları sert yükseldi. Bu da Eylül 2021’den bu yana süre gelen politika faiz indirimlerine ek olarak birlikte yükselen kur fiyatlamaları etkisi ile Türkiye’de enflasyon %81’lere dayandı. TCMB karar metinlerine baktığımız zaman %5 olarak vurgulanan enflasyon, OVP’de yer almıyor. OVP’ye göre enflasyonun 2025 yılında %9,9 olarak tek haneye inmesi bekleniyor. Tüm ülkelerde resesyon endişeleri konuşulup enflasyon kontrol atına alınması için yapılan faiz artırımları neticesinde büyüme riske atılıyor. Türkiye olarak biz ise büyüme odaklı ekonomiyi ön plana çıkarırken, faiz indirimleri neticesinde yükselen kur ve jeopolitik gerginlikle ile enflasyon bir adım geride kalıyor. Enflasyonun düşürülmesine yönelik her ne kadar adım atılsa da (enerji tarafının sübvanse edilmesi, gıdada KDV’nin %8’den %1’e indirilmesi vb) global tarafta yaşanan sıkıntılar ile bu durum çok fazla işe yaramıyor. Yükselen kur, Euro/Dolar paritesinin 1 seviyesinin altına kadar geri çekilmesi ve jeopolitik gerginlikler ile cari işlemler dengesinde 2022 yılında fazla verme metodolojisi ile çıkılan bu yolda 2023 – 2025 yılları arasında beklenen %5 – %5,50’lik büyüme sonrasındaki Cari Denge / GSYH oranının ortalama -%2,7 olarak açıklanmasını da piyasaya kısmen uyumlu buluyoruz.
Kaynak: İnfo Yatırım Hisse & VİOP Günlük Bülten