Borsa Şirket Haberleri / Ziraat Yatırım – (27.05.2022)

Yurt içinde, TCMB’nin PPK toplantısı takip edildi. TCMB, politika faizini beklentiler doğrultusunda %14 seviyesinde sabit bıraktı. Karar metninde nisan ayına göre en önemli değişikliklerden biri, Kurul’un, ”güçlendirdiği makroihtiyati politika setini ilave tedbirlerle kararlılıkla uygulamaya devam edeceğine” dair ifadenin eklenmesi diyebiliriz. Geçen ayki karar metninde ise, ”Kurul’un, makroihtiyati politika setinin güçlendirilmesine karar verdiği” ifade edilmişti, bu kapsamda yeni metinde bu yönde ilave tedbirlerin alınacağı belirtilirken, ayrıca kararlılık vurgusu da öne çıkarılmış.

• Kurul, ”fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme sürecinin devam ettiğine” ilişkin cümleyi korurken, bu kısımda önceki metne ilave olarak, ”değerlendirme süreçleri tamamlanan teminat ve likidite politika adımlarının devreye alınacağına” ilişkin ifadenin eklendiği görülmekte.
• Öte yandan ”Kurul’un, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu değerlendirdiğine” yönelik ifadenin güncel metinde korunduğu görülüyor.
• Ayrıca Kurul, önceki metinde ”sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmekte” olduğuna ilişkin cümlede ise, güncel metinde ”kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar” ifadesini, ”güçlendirilerek sürdürülmekte olan adımlar” olarak değiştirmiş. Bu kapsamda, söz konusu değişiklik ile, bu yönde atılmakta olan adımların hızlandırıldığı vurgulanmak istenmiş olabilir.
• Bunun yanında, büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan risklerin devam ettiği yönündeki değerlendirme güncel metinde korunmuş.
• Dış talebe yönelik olumlu beklentiler de korunmakta. Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergelerin yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin giderek artan olumlu etkisiyle güçlü seyrettiği ifadesi yinelenmiş.
• Enflasyonda gözlenen yükselişte etkili olan unsurlar; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları olarak korundu.
• Önceki metinde, ”etkisi sürmekte olan jeopolitik risklerle birlikte küresel büyüme görünümüne dair temkinli ifadelerin sürdürüldüğü” görülmekteyken, güncel metinde ise, ”etkisi artarak sürmekte olan jeopolitik riskler” ifadesi kullanılarak söz konusu risklerin belirginleştiğine dikkat çekilmekte. Ayrıca küresel enflasyondaki yükselişe dair gerekçeler genel olarak tekrarlanırken, güncel metinde ”küresel gıda güvenliğindeki ticaret yasakları ile artan belirsizlikler” ifadesi ile gıda dış ticaretinde yoğunlaşan korumacı eğilimlere dikkat çekilmekte. Bunun yanında, bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale geldiğine ilişkin cümlede enerji sektörünün yanına temel gıda da eklenmiş, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye ise diğer gerekçeleri.
• Ayrıca önceki metinde, ”gelişmiş ülke merkez bankalarının artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmekte olduklarına” ilişkin cümle ise, ”beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamakta olduklarına” şeklinde değiştirildi.
• Diğer yandan, ”küresel merkez bankalarının destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte olduklarına” ilişkin ifade güncel metinde korunurken, ”varlık alım programlarını azaltarak devam ettirmekte olduklarına” ilişkin ifadenin ise kaldırıldığı görülüyor.

Ayrıca mayıs ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verisi açıklandı. Ekonomik güven endeksi mayıs ayında %2,1 oranında artışla 96,7 seviyesine yükseldi. Ekonomik güven endeksindeki artış; tüketici, hizmet ve perakende ticaret sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. İnşaat sektörü güven endeksi ve reel kesim güven endekslerinde ise mayısta düşüşler görülmüştü.

ABD tarafında, yılın birinci çeyreğine ilişkin yıllıklandırılmış çeyreklik bazda GSYH daralması %1,4’ten %1,5’e aşağı yönlü revize edildi. Bu daralma, 2020 yılındaki pandemi kaynaklı durgunluktan bu yana en sert çeyreklik daralma olarak kaydedildi. Rusya ve Ukrayna krizinin etkileri, artan enflasyonist baskılar ve devam eden tedarik zinciri sıkıntıları nedeniyle bu yıl genelinde büyümenin yavaşlaması ve geçtiğimiz seneye göre ılımlı seyretmesi beklenmekte. Ayrıca çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) fiyat endeksi yıllıklandırılmış çeyreklik bazda %5,2’den %5,1’e hafif aşağı yönlü revize edildi, bununla birlikte güçlü enflasyonist baskıların devam ettiğine işaret etti.

Ayrıca ABD’de 21 Mayıs haftasına ilişkin yeni işsizlik maaşı başvuruları 218 bin kişiden 210 bin kişi seviyesine geriledi ve düşük seviyelerdeki seyrini sürdürerek istihdam piyasasındaki olumlu seyrin sürdüğüne işaret etti.

Bunun yanında, ABD’de nisan ayına ilişkin bekleyen konut satışları aylık %3,9 gerileyerek son altı aydır olan düşüşünü sürdürdü. Özellikle, ABD’de yükselen konut fiyatları ve Fed’in skılaştırma adımlarıyla artan mortgage faizlerinin de etkisiyle konut piyasası baskı altında kalmakta.

Yurt dışında bugün veri takvimine bakıldığında,

ABD tarafında, TSİ 15.30’da Fed’in enflasyon göstergesi olarak takip ettiği kişisel tüketim harcamaları (PCE) deflatör nisan ayı verisi ile kişisel gelirler ve harcamalar nisan ayı verileri takip edilecek. Fed’in enflasyon göstergesi olarak takip ettiği PCE deflatör martta aylık %0,5’ten %0,9’a hızlanırken, yıllık bazda %6,3’ten %6,6’ya yükselerek Ocak 1982’den bu yana en yüksek seviyede gerçekleşmiş ve enflasyonist baskıların sürdüğüne işaret etmişti. Martta kişisel harcamalar ise özellikle benzin ve gıda fiyatlarındaki artışın ve hizmetler grubundaki genel artışın etkisiyle aylık %1,1 artarken, kişisel gelirler ise %0,5 artmıştı. Nisanda ise PCE deflatörün yıllık bazda %6,2’ye hafif gerilemesi, kişisel gelirlerin aylık %0,5 artması ve kişisel harcamaların ise %0,7 artması bekleniyor.

Ayrıca ABD’de TSİ 17’de mayıs ayına ilişkin Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi nihai verisi açıklanacak. Michigan Üniversitesi öncü tüketici güven endeksi ABD’de enflasyondaki seyir ile mayısta 65,2’den son 10 senenin en düşüğü olan 59,1’e gerilemişti.

Öte yandan, TSİ 14.35’te ECB Başekonomisti Philip Lane’nin konuşması takip edilecek.

Yurt içinde ise, TSİ 10.30’da TCMB tarafından Finansal İstikrar Raporu yayınlanacak.

Ayrıca TSİ 10’da nisan ayına ilişkin TOBB Kurulan ve Kapanan Şirketler İstatistikleri yayınlanacak.

Öte yandan Moody’s’in, Türkiye ülke değerlendirmesini bu gece saatlerinde yayınlaması bekleniyor. Foreks Anketi’ne göre Moody’s’in, Türkiye’nin kredi notunu ‘B2’, görünümünü ise ‘Negatif’ olarak koruması beklenmekte.