SABAH STRATEJİSİ
Bir süredir yükseliş eğiliminde olan ABD on yıllık tahvil faizinin “ani” yükselişi risk iştahını baskılıyor. Kısa vadeli faizlerde de yükseliş gözlenirken, normalleşme beklentileriyle “evde kal” hisselerinden pozitif ayrışan Dow Jones endeksi dün %1,75 oranında değer kaybetti. Bu sabah Asya borsalarında da sert satışlar var. Gelişmekte Olan Ülke para birimlerinde ise Brezilya Reali, Güney Afrika Randı, Meksika Pesosu ve Türk Lirası, ABD tahvil faizindeki yükselişten en çok olumsuz etkilenenler arasında. Dolar /TL bu sabah 7,40’larda hareket ediyor. Bu fiyatlamalar kapsamında BIST100 endeksi de güne %1,5 – %2,0 arasında satıcılı bir görüntüyle başlayabilir.
MAKROEKONOMİ
Her ne kadar Fed başkanlarının, piyasalardaki enflasyon endişelerini hafifletmeye çalışmasına karşılık bono-tahvil piyasasındaki satış baskısıyla küresel risk iştahı zayıf seyrediyor. ABD 10 yıllık hazine tahvil faizi, yatırımcıların ek mali teşviklere, aşılamaların yaygınlaşmasıyla desteklenen güçlü bir ekonomik toparlanmaya ve enflasyonist baskıların yoğunlaşacağına yönelik artan beklentilerle yükselişini sürdürüyor. Dün açıklanan ABD verilerinin de beklentilerden iyi gelmesi ekonomik görünüme dair pozitif beklentileri desteklerken, dün %1,61’e doğru yaklaşan ABD 10 yıllıkların faizi, bugün %1,50’lere doğru gevşemiş durumda. Tahvil piyasalarında oynaklığı ölçen MOVE endeksi de, nisan ayından bu yana en yüksek seviyede. Bu arada ABD’li ilaç şirketlerinden Pfizer, Moderna ve Johnson&Johnson’ın ABD hükümetine mart sonuna kadar 240 milyon doz koronavirüs aşısı sağlamayı taahhüt etmesi, ABD ekonomisinin toparlanmasının hızlanacağına yönelik beklentileri de destekliyor ve aslında bu da aşılanma hızının farklılaşmasının ülkelerarası büyüme görünümünün de farklılaşacağını gösteriyor.
Dün CPB Hollanda Ekonomik Politika Analiz Bürosu küresel dış ticaret ve sanayi üretimine dair analiz paylaştı. Rapora göre aralıkta kısıtlamaların etkisiyle dünya ticaretinin aylık artış hızı geçen aya göre gerileyerek %0,6 artış sergiledi. 2020 genelinde ise dünya ticareti %5,3 daraldı. Küresel ticaret 2019 yılında ticaret savaşları etkisiyle yıllık %0,6 daralmıştı. 2020 yılında salgınla küresel ticaretin seyri daha da olumsuz bir hal aldı. Sanayi üretimi ise küresel ölçekte %4,2 daralırken, bütün bölgelerde üretim düşüşü dikkat çekmekte. Yalnızca Çin yıllık bazda sanayi üretimini artırırken, diğer bölgelerde ise salgının etkisiyle sanayi üretimi daraldı.
Yurt dışı tarafta bugün veri takvimine bakıldığında,
ABD tarafında, TSİ 16.30’da ocak ayına ilişkin kişisel tüketim harcamaları (PCE) deflatör, kişisel gelirler ve harcamalar verileri açıklanacak. Ocakta çekirdek PCE deflatörün yıllık bazda %1,5’ten %1,4’e gerilemesi bekleniyor. Kişisel gelirlerin ise ocakta %9,5 oranında artması beklenirken, kişisel harcamaların ise %2,5 oranında artması bekleniyor. Özellikle, Trump döneminde salgının olumsuz etkileriyle mücadeleye yönelik geçen yılın sonunda devreye alınan 900 milyar USD’lik ekonomik destek paketi kapsamında ABD vatandaşlarına yapılan doğrudan ödemelerin kişisel gelirleri ve harcamaları güçlü şekilde desteklemesi beklenirken, ayrıca Biden tarafından planlanan daha geniş kapsamlı teşvik paketine ilişkin olumlu beklentilerin de gelirleri ve harcamaları önümüzdeki dönemde daha da artırması olası gözükmekte. Ayrıca TSİ 17.45’te şubat ayına ilişkin Chicago PMI’ın 63,8’den 61,1 seviyesine hafif gerilemesi, ancak 50 eşik seviyesinin üzerinde büyüme bölgesindeki güçlü seyrini sürdürmesi bekleniyor. Bunun yanında, TSİ 18’de şubat ayına ilişkin Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi nihai verisi izlenecek.
Ayrıca bugün G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Zirvesi telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilecek. Öte yandan, IMF’nin, G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Zirvesi için hazırladığı G-20 Gözetim Notu yayınlanacak. Söz konusu çalışmada, G-20 ülkelerine ilişkin son gelişmeler doğrultusunda revize edilen değerlendirmeler, büyüme tahminleri ve beklentiler paylaşılacak.
Yurt içi tarafta ise, TSİ 10’da ocak ayına ilişkin dış ticaret dengesi verisi takip edilecek. Daha önce açıklanan geçici dış ticaret verilerine göre ihracat 2021 yılına geçen seneden daha iyi bir başlangıç yaptı ve hatta tarihsel olarak ocak aylarının en yüksek ihracatını gerçekleştirdik. Geçen seneye göre ocak ayında iki iş günü eksik olmasına rağmen ihracattaki bu olumlu performans ocak ayı PMI verisi ile birlikte değerlendirildiğinde yılın geneli için de umut vermekte. İthalatta ise yıllık bazda düşüş dikkat çekmekte, böylece dış ticaret açığı da ocak ayında 3,1 milyar USD ile geçen seneden daha iyi bir görünüm sergiledi. Altın hariç ihracata baktığımızda yıllık bazda %0,1 ile sınırlı düşüş görmekteyiz, altın hariç ithalatta yıllık değişim ise %4 azalış yönünde oldu. Ayrıca TSİ 10’da TCMB’nin ocak ayına ilişkin Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Tablosu takip edilecek ve TSİ 17’de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 3 Aylık İç Borçlanma Stratejisi Raporu yayınlanacak.
Ayrıca dün yurt içinde şubat ayına ilişkin ekonomik güven endeksi verisi açıklandı. Şubat ayında ekonomik güven endeksi bir önceki aya göre hesaplamalarımızla uyumlu olarak %0,5 düşüşle 96,2 seviyesinden 95,8 seviyesine geriledi. Ekonomik güven endeksindeki düşüş; reel kesim, hizmet ve inşaat sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı.
TCMB dün son PPK toplantısına ilişkin özetleri yayınladı.
- Özette enflasyondaki artışta temel mal ve enerji gruplarındaki artışın belirleyici olduğu ve B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonlarının ve eğilimlerinin yükseldiği,
- Enflasyon beklentilerinde gerileme olduğu fakat yüksek seviyelerini koruduğu,
- Enflasyon hesaplamasındaki yüksek seyreden gruplarda ağırlıkların artması nedeniyle nisana kadar yıllık enflasyon üzerinde artışa neden olacağı,
- Küresel ekonomide 4.çeyrekte toparlanmanın ivme kaybettiği ve belirsizliklerin devam ettiği,
- Küresel ölçekte genişleyici politikaların devam ettiği ve düşük faiz ortamının bir süre daha devam edeceği,
- Gelişen ülkelere artan risk iştahıyla portföy akımının devam ettiği,
- Ham petrol fiyatlarında artışların devam ettiği, enerji dışı emtia fiyatlarındaki artışların TÜFE’yi olumsuz etkilemekte olduğu belirtilmekte. Ayrıca önümüzdeki dönemde ithalat fiyatlarındaki baz etkisi nedeniyle, büyük ölçüde enerji grubu kaynaklı TÜFE’nin artacağını ve TL’deki değerlenmeye rağmen emtia fiyatlarının seyrinin enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk yarattığı,
- İktisadi faaliyetin güçlü seyrettiği ve bunun da iş gücü piyasasına olumlu yansıdığı
- Kısıtlamaların ekonomi üzerindeki etkisinin az olduğu, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlamanın ve belirsizliklerin devam ettiği, iç talepte ilave bir yavaşlama görülmediği, dış talepte ise Avrupa’daki kısıtlamalar nedeniyle zayıflama gözlendiği,
- Talep yönlü enflasyonist etkilerin devam ettiği,
- Salgın dönemi yüksek kredi büyümesinin etkisiyle artan iç talebin cari denge üzerinde olumsuz etkisinin devam ettiği, altın ithalatının tarihsel ortalamalarına gerilediği,
- Kredi büyümesinin yavaşlamaya başladığı ve iç talep ve ithalatı sınırlayıcı etkisinin önümüzdeki dönemde belirgin hale gelmesinin beklendiği,
- Enflasyondaki yukarı yönlü risklerin varlığı nedeniyle temkinli bir yaklaşımın benimsendiği ve enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun devam edeceği,
- Kalıcı fiyat istikrarı ve yüzde 5 hedefine varıncaya kadar para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki denge, güçlü dezenflasyonist etkiyi koruyacak şekilde kararlılıkla sürdürüleceği,
- Özette parasal aktarım mekanizmasının etkinliği adına ZK ve ROM düzenlemesi yapılması ihtiyacı oluştuğunu,(Bu hafta da ZK ve ROM’larda değişiklik yapıldığı duyurulmuştu).
Yurt dışında dün ayrıca aşağıdaki veriler takip edildi.
Dün ABD tarafında, geçen yılın son çeyreğine ilişkin yıllıklandırılmış çeyreklik bazda GSYH büyümesi ve çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) fiyat endeksi revize verileri açıklandı. ABD ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde salgının olumsuz etkileriyle %31,4 oranında sert gerilemenin ardından üçüncü çeyrekte %33,4 oranında büyüme sergilemişti. ABD ekonomisi dördüncü çeyrekte revize verilere göre ise yıllıklandırılmış bazda %4,2 oranında büyümesi beklenirken %4,1 oranıyla beklentilerin hafif altında büyüme sergiledi. Bu kapsamda ABD ekonomisi, 2020 yılının tamamında ise %3,5 oranında daralarak 1946’dan bu yana en sert daralmasını kaydetti. Çekirdek PCE fiyat endeksi ise ikinci çeyrekte -%0,8 seviyesine gerilemesinin ardından üçüncü çeyrekte toparlanarak %3,4 seviyesinde gerçekleşmişti. Revize veriler kapsamında çekirdek PCE fiyat endeksi dördüncü çeyrekte ise beklentilerle uyumlu olarak %1,4 seviyesinde gerçekleşti. ABD tarafında, bunun yanında ocak ayına ilişkin dayanıklı tüketim malları siparişleri aylık bazda %1,1 artması beklenirken %3,4 oranında artışla beklentilerin oldukça üzerinde büyüme sergiledi ve aylık bazda üst üste artışını 9 aya taşıdı.
Diğer yandan, ABD’de 20 Şubat haftasına ilişkin yeni işsizlik maaşı başvuruları 838 bin kişi seviyesine gerilemesi beklenirken 730 bin kişi seviyesine gerileyerek beklentilerin üzerinde düşüş sergiledi ve son 3 ayın en düşük seviyesine gerilemiş oldu.
ŞİRKET HABERLERİ
Alkim Alkali Kimya (ALKIM, Pozitif): Şirket 4Ç2020’de ana ortaklık net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %45,1 oranında artmış ve 63,1mn TL olmuştur. Şirket’in satış gelirleri 4Ç2020’de 4Ç2019’a göre %26,2 oranında artarak 199mn TL’ye yükselirken, brüt kar %50,1 oranında artarak 70,8mn TL’ye çıkmıştır. Şirket’in operasyonel giderleri aynı dönemde %8,3 oranında azalmış ve 12,3mn TL olmuştur. Faaliyet karı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %37,9 oranında artmış ve 58,3mn TL’yi göstermiştir. Finansman tarafında ise 15,1mn TL gider yazılmıştır. 22,5mn TL vergi geliri sonrası şirketin ana ortaklık net dönem karı 63,1mn TL olmuştur.
4. çeyrekte açıklanan net dönem karıyla birlikte 2020 yılı toplam ana net dönem karı 199,2mn TL seviyesinde gerçekleşmiştir. 2019 yılındaki net dönem karı 131,5mn TL idi.
Anadolu Efes (AEFES, Sınırlı Pozitif): Anadolu Efes’in 2020 yılı 4. çeyrek ana ortaklık net dönem karı 86,3mn TL ile piyasanın kar beklentisi olan 56mn TL’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Şirketin 4Ç2019 ana ortaklık net dönem karı 195,9mn TL idi. Satış gelirleri 4Ç2020’de 4Ç2019’a göre %28,1 oranında artan şirketin brüt karı %16,9 oranında artarak 2.326mn TL’ye yükselmiştir. Diğer taraftan brüt kar marjı 3,5 puan gerilemeyle 36,2’yi göstermiştir. Operasyonel giderler aynı dönemde %13,3 oranında artış kaydederek 2.070mn TL okurken, diğer faaliyetlerden 251,2mn TL gelir kaydedilmiştir. Böylece şirketin faaliyet karı 506,9mn TL’yi göstermiştir. Faaliyet kar marjı ise 0,6 puan azalışla 7,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yatırım faaliyetlerinden 39,9mn TL gider (4Ç2019’da 208,2mn TL gelir), özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımlardan ise 25mn TL zarar kaydedilmiş olup finansman gideri öncesi kar 442mn TL’yi göstermiştir. Finansman tarafında ise 4. çeyrekte 256,1mn TL gider kaydedilmiştir. 83,3mn TL’lik vergi gideri sonrasında 103mn TL’lik net dönem karı elde edilmiş olup, bu tutarın içerisinde 16,7mn TL’si kontrol gücü olmayan paylara ait kar olduğu için ana ortaklık payına düşen net dönem karı 86,3mn TL olmuştur.
4. çeyrek karıyla birlikte 2020 ana ortaklık net dönem karı 814,8mn TL’yi göstermiştir. 2019 yılındaki ana ortaklık net dönem karı 1.034mn TL idi.
Ayrıca Şirket Yönetim Kurulu hisse başına brüt 1,9348 TL (net 1,64458 TL) kar payı dağıtım teklifini Genel Kurul onayına sunmaya karar vermiştir. Teklif edilen nakit kar payı hak kullanım tarihi 28.05.2021’dir. Dünkü hisse kapanış fiyatına göre temettü verimi %8,3 olarak hesaplanmaktadır.
Anadolu Efes 2021 yılı beklentilerini de açıklamıştır. Şirket faaliyet gösterdiği tüm coğrafyaları etkilemeye devam eden KOVID-19 salgınının etkileri nedeniyle 2021 yılının 2020 yılına benzer şekilde zorlu olması beklemektedir. Buna göre Şirket Konsolide Satış Hacmi’nin düşük-orta tek haneli oranda büyümesi beklenmektedir. Bira Grubu Satış Hacmi’nin düşük tek haneli oranda büyümesi öngörülürken, Meşrubat Grubu’nun 2020 yılının bazı ile birlikte, pazarlarıın geniş potansiyelinden, zengin ve dengeli portföyünden yararlanarak konsolide bazda %4 ila %6 aralığında büyümesi öngörülmektedir. Bunlara bağlı olarak Konsolide Net Satış Gelirlerinin her iki iş segmentinin de katkısıyla kur çevrim farkının etkisinden arındırılmış olarak orta-onlu yüzdelerde artması beklenmektedir. Konsolide FAVÖK marjının ise hafif düşeceği tahmin edilmektedir.
Aksa Enerji (AKSEN, Nötr): Şirket’in 4Ç2020 ana ortaklık net dönem karı 114,6mn TL olarak gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı döneminde şirket 154,7mn TL ana ortaklık net dönem karı açıklamıştı. Satış gelirleri 4Ç2020’de bir önceki yılın aynı dönemine göre %10,3 oranında artan şirketin satış maliyetleri ise %5,3 oranında artmıştır. Buna bağlı olarak brüt kar %47,4 oranında artarak 312,3mn TL’ye ulaşmıştır. Operasyonel giderler aynı dönemde %85 oranında artarken, diğer faaliyetlerden gelirler ise 37,6mn TL’den 1,2mn TL’ye gerilemiştir. Böylece faaliyet karı bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,1 oranında artarak 273,9mn TL’ye ulaşmıştır. Şirketin finansman giderleri 4Ç2019’deki 68,2mn TL’den 4Ç2020’de 78,3mn TL’ye yükselmiş ve 95,5mn TL’lik vergi gideri sonrası konsolide net dönem karı %4,4’lük artışla 110,4mn TL olmuştur. Ana ortaklık payına düşen net dönem karı ise azınlık payı zararının 4Ç2019’daki 49mn TL’den 4Ç2020’de 4,2mn TL’ye gerilemesinin etkisiyle 4Ç2019’daki 154,7mn TL’den 4Ç22020’de 114,6mn TL’ye gerilemiştir.
Son çeyrek kar rakamı ile birlikte Şirket’in 2020 yılı ana ortaklık net dönem karı 470mn TL’ye ulaşmıştır. Bir önceki yıl şirket 329,2mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydetmişti.
Goodyear (GOODY, Nötr): Şirket 2020 yılının 4. çeyreğinde 53,4mn TL net dönem karı kaydetmiştir. Şirketin 4Ç2019 net dönem karı 208,1mn TL idi. Goodyear’ın satış gelirleri 4. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %31,4 oranında artarak 1.012mn TL’ye yükselirken, satışların maliyeti ise %38,5 oranında artış kaydetmiş ve buna bağlı olarak brüt kar %2,5 oranında azalarak 130,2mn TL olarak gerçekleşmiştir. Brüt kar marjı ise 4Ç2019’daki %17,3’den 4Ç2020’de %12,9’a gerilemiştir. Şirketin operasyonel giderleri aynı dönemde %1,8 oranında azalışla 56,4mn TL’yi göstermiştir. Diğer faaliyetlerden de 4,7mn TL gelir kaydedilmesi sonucu faaliyet karı 78,5mn TL olmuştur. 4Ç2019’daki faaliyet karı 269,2mn TL idi. Finansman tarafında ise net giderler 4Ç2019’a göre 24mn TL azalarak 10,8mn TL’ye gerilemiştir. Tüm bunların etkisiyle de vergi öncesi net kar 67,4mn TL seviyesinde gerçekleşirken, 14mn TL’lik vergi gideri sonrasında 53,4mn TL’lik net dönem karı oluşmuştur.
4.çeyrek kar rakamıyla birlikte Şirket’in 2020 net dönem karı 151,3mn TL olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında 269,4mn TL net dönem karı kaydedilmişti.
Tekfen Holding (TKFEN, Negatif): Tekfen 2020 yılının sonu çeyreğinde piyasa beklentilerinin aksine 190,8mn TL ana ortaklık net dönem zararı kaydetmiş ve olumsuz bir görüntü sergilemiştir. Piyasa beklentisi Şirket’in 4. çeyrekte 204mn TL, bizim beklentimiz de 219mn TL ana ortaklık net dönem karı yönündeydi. Tahminimizdeki sapmada taahhüt grubunun beklentimizin aksine yüksek zarar kaydetmesi etkili olmuştur. Tekfen’in satış gelirleri son çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,5 oranında artarak 3.356mn TL’ye yükselirken, satışların maliyeti ise %3,5 oranında artış kaydetmiştir. Buna bağlı olarak brüt kar %22,6 oranında daralarak 196,7mn TL’ye gerilerken, brüt kar marjı da %7,7’den %5,9’a gerilemiştir. Şirket’in operasyonel giderler de aynı dönemde %8,7 oranında artarken, diğer faaliyetlerden 4Ç2019’da kaydedilen 48,5mn TL’lik gidere karşın, 4Ç2020’de 80,8mn TL gelir kaydedilmiştir. Böylece 76,6mn TL faaliyet karı kaydedilmiştir. Şirket’in FAVÖK’ü de 4Ç2020’de bir önceki yılın aynı dönemine göre %32,8 oranında azalarak 81,9mn TL’ye gerilemiştir. Tekfen 4Ç2020’de yatırım faaliyetlerinden 30,3mn TL’lik gider kaydederken, 149mn TL de net finansman gideri kaydedilmiş ve böylece 102,7mn TL’lik vergi gideri öncesi net dönem zararı kaydedilmiştir. 92,7mn TL’lik vergi gideri sonrası da 190,8mn TL’lik ana ortaklık net dönem zararı oluşmuştur.
Tekfen, son çeyrekteki yüksek zarar rakamı sonrası 2020 yılını 60,1mn TL’lik ana ortaklık net dönem zararı ile kapamıştır. Şirket 2019 yılında 1.420,8mn TL ana ortaklık net dönem karı kaydetmişti.
Tekfen 2021 yılı beklentilerini de açıklamıştır. Şirket, 2021 yılında konsolide bazda satış gelirlerinin 11.730mn TL’den 14.093mn TL’ye (taahhüt grubu satış gelirlerinin 7.108mn TL’den 8.449mn TL’ye; kimya sanayi gelirlerinin 3.888mn TL’den 4.715mn TL’ye, tarımsal sanayi gelirlerinin 201mn TL’den 352mn TL’ye yükselmesi) yükselmesini öngörürken, FAVÖK’ün de taahhüt grubu FAVÖK’ünün -344mn TL’den 496mn TL’ye yükseleceği beklentisine bağlı olarak 459mn TL’den 1.250mn TL’ye çıkmasını beklemektedir. Tekfen 2020 yılında net karını da taahhüt grubunun 667mn TL zarardan 108mn TL kara geçmesine balı olarak 631mn TL (2020 -67mn TL) olarak öngörmektedir. Şirket tahminlerde 2021 yılı için 7,50 ortalama dolar kuru beklentisini kullanmıştır.
Ayrıca Şirketin Yönetim Kurulu 2020 yılı konsolide mali sonuçlarına göre kar dağıtımı yapılmamasına karar vermiştir.
Sabancı Holding (SAHOL, Nötr): Sabancı Holding hisse başına brüt 0,35TL (net: 0,29750TL) temettü dağıtmayı planlamaktadır. Dünkü kapanışa göre temettü verimliliği %3,2 oranında denk gelmektedir.
SEKTÖR HABERLERİ
Halka Arz: 60’tan fazla firmanın halka arz için aktif çaba içinde olduğunu ve bunların bir kısmının yeni kotasyon şartları nedeniyle ileriki dönemlere ötelenebileceğini söyleyen TSKB Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aygen, bu yıl halka arzlarda nisan-mayıs aylarının hareketli geçeceğini kaydetti. Kaynak: Dünya
DİĞER ŞİRKET HABERLERİ
Halka Arz: 60’tan fazla firmanın halka arz için aktif çaba içinde olduğunu ve bunların bir kısmının yeni kotasyon şartları nedeniyle ileriki dönemlere ötelenebileceğini söyleyen TSKB Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aygen, bu yıl halka arzlarda nisan-mayıs aylarının hareketli geçeceğini kaydetti. Kaynak: Dünya
FAİZ PİYASALARI
Perşembe günü ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %17,03 seviyesinden %17 seviyesine sınırlı geriledi. TCMB toplamda piyasayı 313 milyar TL ile haftalık repo ihalelerinden karşılanacak şekilde fonladı ve tüm fonlama haftalık repo ihaleleriyle sağlandı. TCMB sadeleşme politikasıyla uyumlu olarak perşembe günü 55 milyar TL (%17’den, 7 gün vadeli) ve 17 milyar TL (%17’den, 8 gün vadeli) iki adet haftalık repo ihalesi açtı ve diğer kanallardan fonlama yapılmadı.
ABD 10 yıllık hazine tahvillerinin faizi dün güne %1,38 seviyelerinden başlarken, gün içerisinde %1,37-%1,61 bandında hareketin ardından, %1,52 seviyesinden günü kapattı.
Yurt içi tahvil piyasasında, dün verim eğrisinde özellikle orta ve uzun vadeli tarafta faizlerde yükselişler gözlendi. Bu kapsamda, günlük bazda kısa vadeli tarafta faizlerde değişim gözlenmezken, orta ve uzun vadeli tarafta faizlerde 25 baz puana varan yükselişler görüldü.
Kaynak: Ziraat Yatırım Sabah Stratejisi