SABAH STRATEJİSİ
ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi piyasalarda oynaklık yaratmaya devam ediyor. ABD’nin resmi olarak Çin’i “kur manipülatörü” olarak ilan ettiğini açıklaması satışların bu sabah da devam etmesine neden oldu. Diğer yandan, Yuan’ın 7’nin seviyesinin üzerine zayıflaması, ABD’nin bu açıklamayı sembolik olarak yapmasına neden olmuş olabilir ki halihazırda ekonomik olarak alınan birçok karar uygulanıyor. Piyasanın bu açıklamaya ilk negatif tepkisinin ardından, Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) her gün açıkladığı referans kur seviyesinin analist tahminlerinden biraz daha güçlü gerçekleşmesi off shore Yuan’ın değer kazanmasına ve borsaların kayıplarını azaltmasına neden oldu. Açıklanan referans kur, Banka’nın off- shore Yuan’ın daha fazla değer kaybetmesini, dolayısıyla on shore Yuan ile farkın açılmasını istemediğini gösteriyor. ABD’nin resmi açıklamasının ardından satıcılı seyreden ABD vadeliler, PBoC etkisiyle bir miktar artıya geçtiler. Ancak, kayıplar azalsa da Asya borsalarında satıcılı görüntü devam ediyor. Öte taraftan, Yuan’ın değer kazanmasıyla birlikte Gelişmekte Olan Ülke para birimleri de hafif artıdalar. Dün emsallerine göre üst sıralarda bir performans sergileyen TL ( Daha iyi performans sergileyen Doğu Avrupa kurlarındaki yükseliş daha çok EURUSD paritesi kaynaklı), bu sabah da iyi bir görüntü çiziyor. Bu kapsamda, PBoC kararının yarattığı kısmi sakinlik ve TL’deki görüntüyle birlikte BIST100 endeksi güne alıcılı bir görüntüyle başlayabilir. Gün içerisinde ticaret gerilimi ile ilgili haber akışı ve Yuan’daki hareketler yakından izlenmeye devam edilecektir.
MAKROEKONOMİ
Trump’ın Çin’e yönelik ek vergi kararının ardından, dün Çin hükümetinin, ülkedeki kamu alıcılarına ABD tarım ürünleri alımını ertelemelerini istediğine yönelik gelen haber akışları ve bunun üzerine, dün Çinli tarım şirketlerinin, ticaret görüşmelerinin gidişatını izleyeceği ve ABD tarım ürünleri alımını durdurduklarını belirtmeleri, taraflar arasındaki ticaret gerilimini tırmandırdı. Nitekim, bu sabah Çin tarafından yapılan açıklamada, Çin Ticaret Bakanlığı’nın, ABD’nin Çin mallarına yönelik ilan ettiği son gümrük tarifesinin ardından, Çinli şirketlerin ABD’den tarım ürünleri alımının geçici olarak durdurulduğu açıklandı.
Öte yandan, dün Çin yönetiminin, Trump’ın ek tarifelerine “zayıf yuan” adımı ile yanıt vermesi ise, taraflar arasındaki ticaret gerginliğini başka bir boyuta taşıdı. Bu kapsamda, Çin Merkez Bankası (PBOC), dolar/yuan kurunun 11 yıldan bu yana ilk kez 7,00 seviyesinin üzerine çıkmasına izin verdi. PBOC, ABD’nin, Çin mallarına yönelik tarife kararıyla, para birimi Yuanı stabil tutabilmek için kısa vadeli sert önlemler almaya hazır olduğunu belirterek, gerekli tedbirleri almak için yeni araçlar oluşturmaya devam edeceğini de belirtti. Çin’in bu hamleleri üzerine, bu sabah ABD tarafından ise bir diğer karşı hamle geldi. Buna göre, ABD Hazine Bakanlığı, Çin’i “döviz manipülatörü” olarak ilan ettiğini açıkladı. ABD yönetimi tarafından yapılan açıklamada, Çin yönetimi, yuanın değerini piyasaya müdahale ederek düşük tutmakla suçlandı.
Bu kapsamda, Asya’da dolar/yuan paritesinin 11 yıldır ilk kez yatırımcıların uzun zamandır odaklandıkları seviye olan 7,00’yi geçmesiyle birlikte, diğer GOÜ para birimleri de dolar karşısında aşağı yönlü baskılandı ve Yuanın değer kaybıyla Asya borsaları ve ardından Avrupa ve ABD borsaları da geriledi. Özellikle, küresel hisse senedi borsaları, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında Çin’in, Yuanı zayıflatarak ulusal para birimini ticaret savaşında bir tehdit aracı olarak kullanacağına ve Yuanı devalüe edeceğine yönelik endişelerin artmasıyla kayıplarını genişletti. Nitekim, piyasalarda, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının, Çin’in zayıf Yuan hamlesiyle kur savaşına dönüşeceğine yönelik endişelerin artması, küresel risk iştahını ciddi şekilde baskılamakta. Bu kapsamda, dün ABD’de Dow Jones Endeksi günü -%2,9 düşüş, S&P Endeksi -%3 düşüş ve Nasdaq Endeksi ise -%3,5 düşüşle kapatırken, Avrupa’da Almanya Dax Endeksi -%1,8 düşüş ve Londra FTSE Endeksi ise -%2,5 düşüşle günü tamamladı.
Buna karşın, dün akşam saatlerinde, Çin Merkez Bankası (PBOC) Başkanı Yi Gang’ın, Çin’in, kuru, ticaret anlaşmazlığında bir araç olarak kullanmayacağını ve Çin’in, rekabetçi para biriminde değer azaltma için çabalamayacağını belirtmesi, piyasalardaki tedirginliği yatıştırmada pek etkili olmadı.
Ayrıca, Çin Yuanının dolar karşısında 7,00 seviyesini yukarı yönlü kırmasıyla birlikte artan kur savaşı endişeleri, piyasalarda ABD yönetiminin dolara müdahale edebileceği spekülasyonlarını da artırdı. Nitekim, dün ABD Başkanı Trump’ın, Çin’in, parasını neredeyse tarihi düşük seviyeye düşürerek kur manipülasyonu yaptığını ve bu durumun, Çin’i zaman içerisinde ciddi şekilde zayıflatacak önemli bir ihlal olduğunu belirtmesi, piyasalarda ABD yönetiminin dolara müdahale edebileceğine yönelik artan endişeleri teyit etti.
ABD ve Çin arasında tırmanan ticaret gerilimlerinin yanında, Japonya ve Güney Kore arasında artan gerilimler de özellikle Asya piyasalarına yönelik risk iştahını baskılamaya devam ediyor. Nitekim, dün Güney Kore Ticaret Bakanlığı’nın, Japonya’nın, Güney Kore’yi imtiyazlı ticaret statüsüne sahip ülkeler listesinden çıkarması nedeniyle daha önce Japonya’dan ithal edilen yaklaşık 100 çeşit hassas teknolojik ürünün ülke içinde üretilmesi için çalışılacağını, Güney Kore hükümetinin yerel şirketlere, yabancı şirketlerle yapacağı ticarette finansal destek sağlayacağını ve yabancı yatırımcıların ülkeye gelmesi için daha kapsamlı teşvik uygulamalarının hayata geçirileceğini ve Japonya’dan ithal edilen teknoloji ürünlerine bağımlılığı azaltmak için yüksek tutarlı Ar-Ge yatırımının yapılacağını bildirmesi, iki ülke arasındaki ticaret gerilimlerinin neden olduğu yeni hamleler olarak öne çıktı. Öte yandan, dün Hong Kong protestolarının, genel grevle yeni bir sürece girmesi de Asya borsalarına yönelik risk iştahını baskılayan bir diğer gelişme oldu.
ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimin, karşılıklı hamlelerle tırmanması sonucunda küresel çapta güvenli varlıklara yönelik talebin artmasıyla, başta altın olmak üzere, Japon Yeni, İsviçre Frangı ve gelişmiş ülke hazine tahvillerinde belirgin değerlenmeler gözlendi. Özellikle, altın ve gelişmiş ülke hazine tahvilleri yanında, güvenli liman özelliği taşıyan Japon Yeni ve İsviçre Frangı’nda da, artan riskler nedeniyle değerlenme gözlendi ve bu kapsamda, USD/JPY paritesi dün güne 106,60 seviyelerinden başlarken, gün içerisinde Japon Yeni’ne yönelik artan taleple birlikte 105,50 seviyesine kadar gerileyerek 2016’dan bu yana en düşük seviyeye inerken, USD/CHF paritesi de dün güne 0,9830 seviyelerinden işlem görmeye başlarken, İsviçre Frangı’ndaki değerlenmeyle beraber gün içerisinde 0,9714 seviyesine kadar geriledi.
Öte yandan, Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) “2019 Dünya Ticaret İstatistikleri İncelemesi” raporundan derlenen bilgilere göre, küresel çapta ticari gerginlikler, korumacı politikalar ve ekonomik belirsizliklerin etkisiyle geçen yıl dünya mal ticareti hacminde yıllık bazda kaydedilen %3’lük büyüme, 2017 yılındaki %4,6’lık büyümenin gerisinde kaldı. Geçen yıl dış ticaretin büyüme hızının azalmasında, dünya ihracatında %37 paya sahip Avrupa ve %35 paya sahip Asya’daki ihracat düşüşü etkili oldu. Rapora göre, dünya ekonomilerinin öncü verileri ve ticaret istatistiklerine bakıldığında bu yılın ilk yarısında dış ticaretteki zayıflamanın sürdüğü görüldü. Ayrıca raporda, geçen yılın ortasında ekonomik büyümenin beklenin altında gerçekleşmesiyle hükümetlerin ve Merkez Bankalarının daha genişleyici para politikaları benimsediği ve bunun da etkisiyle bu yılın ilk çeyreğinde öncü ülkelerin milli gelirlerinde artış görüldüğü, ancak bunun bu şekilde devamının ilerleyen zamanlarda görülebileceği belirtildi. Bu yıla ilişkin dış ticaret beklentilerinin ise, yıl sonuna kadar sürdürülebilir bir milli gelir büyümesinin sağlanmasına bağlı olduğu ve ticaret gerilimlerinin daha da artmasının ise ticareti ve milli gelir büyümesini olumsuz yönde etkileyebileceği vurgulandı.
Yurtiçi tarafta ise, öte yandan dün TCMB, finansal istikrarın desteklenmesi amacıyla yabancı para mevduat/katılım fonlarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının tüm vade dilimlerinde 100 baz puan artırılmasına, aynı zamanda bankanın nezdinde ABD doları cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uygulanan faiz oranının 100 baz puan indirilerek %1 olarak belirlenmesine karar verdi. Söz konusu değişiklikler ile piyasadan yaklaşık 2,1 milyar dolar tutarında likidite çekilmesi bekleniyor. Ayrıca TCMB, 1 hafta vadeli olarak gerçekleştirilmekte olan döviz karşılığı Türk lirası swap işlemlerinin, geleneksel ihale (çoklu fiyat) yöntemiyle 1, 3 ve 6 ay vadeli olarak da gerçekleştirilmesine karar vererek, TL swaplarında daha uzun vadeli ihalelerin açılmasına imkan sağladı. TCMB tarafından yapılan açıklamada ise, 31 Ağustos 2018 tarihinde yapılan duyuruyla TCMB bünyesinde Döviz Karşılığı Türk Lirası Swap Piyasasının açılmasına karar verildiği, işlemlerin Döviz ve Efektif Piyasalarında işlem yapmaya yetkili bankalarla limitleri dahilinde kotasyon yöntemiyle gerçekleştirileceğinin kamuoyu ile paylaşıldığı ve bu çerçevede TL ve döviz likiditesi yönetimindeki esnekliğin artırılması amacıyla, söz konusu piyasada halen kotasyon yöntemiyle 1 hafta vadeli olarak gerçekleştirilmekte olan döviz karşılığı Türk lirası swap işlemlerinin, geleneksel ihale (çoklu fiyat) yöntemiyle 1, 3 ve 6 ay vadeli olarak da gerçekleştirilmesine karar verildiği ve kotasyon ve ihale yoluyla gerçekleştirilecek işlemlerin, halen kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen işlemler için belirlenmiş olan toplam limit dahilinde yapılacağı belirtildi.
Yurtiçinde dün açıklanan verilere bakıldığında;
- Yurtiçi tarafta dün piyasaların odak noktasında ise, temmuz ayına ilişkin TÜFE ve ÜFE verileri vardı. Açıklanan temmuz ayı enflasyon rakamlarına göre, TÜFE’de ve Yİ-ÜFE’de aylık ve yıllık bazda beklentilerin altında gerçekleşme gözlenirken, çekirdek TÜFE’de ise beklentilerin üzerinde gerçekleşme görüldü. Geçen sene görülen %25 seviyesinin üzerindeki zirve seviyeler sonrasında, gerileme trendine giren ve bu yılın haziran ayında %15’li seviyelere kadar gerileyen TÜFE’de düşüş trendine, temmuz ayında bir miktar yükselişle ara verilmesi ve gelecek aylarda ise yeniden gerileme trendine girilmesi beklenmekteydi. Bu kapsamda, TÜFE’nin temmuzda mobilya, beyaz eşya ve otomotivde KDV ve ÖTV indirimlerinin sonlanmasının yanı sıra, fiyatı yönetilen ve yönlendirilen ürünlerden sigara ve alkollü içkilerde yapılan vergi artışları ve şeker, çay, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt zamları nedeniyle bir miktar yükselmesi bekleniyordu. Ağustos, eylül ve ekim aylarında ise belirginleşecek baz etkisiyle TÜFE’de düşüş devam edecek. TÜFE, haziranda aylık bazda %0,03 seviyesinde gerçekleşirken, yıllık bazda ise %15,72 seviyesine kadar gerilemişti.
Piyasa katılımcılarına yönelik şekillenen temmuz ayı enflasyon anketlerine bakıldığında,
- Bloomberg anketine göre, temmuzda TÜFE’nin, aylık bazda %1,46 ve yıllık bazda ise %16,80’e yükselmesi bekleniyordu.
- Foreks anketine göre, TÜFE’nin, temmuzda aylık bazda %1,60 ve yıllık bazda ise %16,93’e yükselmesi bekleniyordu.
- Reuters anketine göre, temmuzda TÜFE’de, aylık bazda beklentiler -%0,50 düşüş ile %2,50 artış arasında, yıllık bazda beklentiler ise %14,5-%18,0 bandında bulunuyordu.
TÜFE ve ÜFE’de dün gerçekleşen rakamlara bakıldığında ise,
- TÜFE, aylık bazda hazirandaki %0,03 seviyesinden temmuzda %1.36 seviyesine yükselirken, yıllık bazda ise hazirandaki %15,72 seviyesinden %16,65 seviyesine yükseldi.
- Yİ-ÜFE ise, aylık bazda hazirandaki %0,99 seviyesinden temmuzda -%0.99 seviyesine gerilerken, yıllık bazda %25,04 seviyesinden %21,66 seviyesine geriledi.
- Çekirdek TÜFE ise yıllık bazda hazirandaki %14,86 seviyesinden temmuzda %16,20 seviyesine yükseldi. Çekirdek TÜFE’de artış beklentisi ise %15,11 seviyesinde bulunuyordu.
Bugün veri takviminde yurtdışı tarafta;
- TSİ 17’de ABD’de haziran ayına ilişkin JOLTS açılan iş sayısı verisi açıklanacak. Açılan iş sayısı, son 1 yıllık dönemde en yüksek seviyeleri, geçen yılın kasım ayında 7,626 milyon adet ve bu yılın şubat ayında 7,625 milyon adetle görmüştü. Bu yılın şubat ayında 7,142 milyon adede kadar gerileyen açılan iş sayısı, martta 7,474 milyon adete yükselmesinin ardından, yeniden düşüşe geçerek nisanda 7,372 milyon adet ve mayısta ise 7,323 milyon seviyelerine gerilemişti. Açılan iş sayısının, haziranda ise hafif gerileyerek 7,317 adet seviyesinde gerçekleşmesi beklenmekte.
- Bugün ayrıca TSİ 17.05’de Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker’ın ve TSİ 20.05’de St. Louis Fed Başkanı James Bullard’ın konuşmaları, Fed’in para politikalarına yönelik verebileceği sinyaller bakımından piyasalar tarafından dikkatle takip edilecek.
Bugün veri takviminde yurtiçi tarafta ise;
- TSİ 14.30’da temmuz ayına ilişkin reel efektif döviz kuru endeksi verisi açıklanacak. Nisanda endeks, TÜFE bazında bir önceki aya kıyasla 2,38 puan azalarak 72,72 seviyesinde gerçekleşmişti. Mayısta ise endeks, TÜFE bazında bir önceki aya göre 2,93 puan azalarak 69,79’a gerilemiş ve ardından haziranda ise bir önceki aya kıyasla 2,30 puan artarak 72,10’a yükselmişti. Reel efektif döviz kuru endeksi, en yüksek seviyeyi 127,72 seviyesiyle Aralık 2007’de, en düşük seviyeyi ise 62,47 seviyesiyle Eylül 2018’de görmüştü. Bu kapsamda reel efektif döviz kuru endeksinin, geçen yılın eylül ayından itibaren toparlanmaya geçerek yeniden 70 seviyesinin üzerinde seyrettiği gözlenmekte. Reel efektif döviz kuru endeksleri, ülkemiz fiyat düzeyinin dış ticaret yaptığımız ülkelerin fiyat düzeylerine oranıyla hesaplanmakta olup, yükselmesi ulusal paramızın değer kazandığını, gerilemesi ise değer kaybettiğini göstermektedir.
- Bunun yanında, bugün TSİ 10’da TCMB’nin Aylık Fiyat Gelişmeleri Değerlendirmesi yayınlanacak.
ŞİRKET HABERLERİ
Akçansa (AKCNS, Nötr): Akçansa 2Ç2019’da 5,9mn TL ana ortaklık karı elde etmiştir. Bizim beklentimiz Şirket’in 18mn TL kar elde edebileceği yönündeyken, piyasanın kar beklentisi 22mn TL idi. Şirket bir önceki yılın ikinci çeyreğinde 69mn TL ana ortaklık karı açıklamıştı. Tahminimizdeki sapmada brüt kar ve yatırım faaliyetlerden gelirlerin beklentimizin bir miktar altında gerçekleşmesi etkili olmuştur. Şirket’in satış gelirleri 2Ç2019’da 483mn TL gerçekleşerek bir önceki yılın aynı dönemine göre %4,5 oranında artarken, maliyetlerdeki daha yüksek artışa bağlı olarak brüt kar aynı dönem itibarıyla %36,8 oranında gerileyerek 78,6mn TL olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlarla, Şirket’in brüt kar marjı bu çeyrekte %16,3 olmuştur. 2Ç2018’de bu oran %26,9 idi. Diğer taraftan, net finansman giderinin aynı dönemler itibarıyla 21,8mn TL artarak 39,4mn TL’ye çıkması karı baskılamıştır. Son olarak, ikinci çeyrek karı ile birlikte Şirket’in bu yılın ilk yarısındaki ana ortaklık net dönem karı 25,6mn TL gerçekleşerek yıllık %76,8 oranında gerileme göstermiştir.
Avivasa Emeklilik (AVISA, Sınırlı Pozitif): Şirket’in 2Ç2019’daki konsolide net dönem karı bir önceki yılın aynı dönemine göre %27,8 oranında artarak 62,3mn TL’ye yükselmiştir. Beklenti Şirket’in bu çeyrekte 57mn TL kar elde edeceği yönündeydi. Şirket’in genel teknik bölüm dengesi de aynı dönemler itibariyle %8,5 oranında artarak 2Ç2019’da 39,1mn TL’ye yükselirken, 34mn TL net yatırım geliri oluşmuştur. Son olarak, ikinci çeyrek karı sonrasında Şirket’in 2019 yılının ilk yarısındaki net dönem karı %39 oranında artarak 113,5mn TL’ye yükselmiştir.
Brisa (BRİSA, Sınırlı Pozitif): Şirketin 2019 yılının ikinci çeyreğinde net dönem karı bir önceki yılın aynı dönemine göre %62,8 oranında artarak 19,3mn TL’ye yükselmiştir. Piyasa beklentisi şirketin 18mn TL kar açıklaması yönündeydi. Satış gelirleri 2. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %19,8 oranında artan şirketin brüt karı da %6,4 oranında artarak 195,9mn TL’ye ulaşmıştır. Operasyonel giderlerdeki %17,4’lük artış ve 3,5mn TL’lik diğer faaliyet gelirleri ile 4,9mn TL’lik diğer kazançlara bağlı olarak faaliyet karı %43,9 oranında artarak 94,6mn TL’ye yükselmiştir. Finansman giderleri %19,6 artışla 72,9mn TL olmuş ve vergi öncesi kar 21,7mn TL’yi göstermiştir. 2,4mn TL’lik vergi gideri sonrası net dönem karı 19,3mn TL olmuştur. 2. çeyrek karıyla birlikte ilk çeyrekteki zarar sebebiyle 6 aylık net dönem karı bir önceki yılın aynı dönemine göre %28,3 gerilemeyle 16,7mn TL olarak gerçekleşmiştir.
Çemtaş Çelik Makina Sanayi ve Ticaret (CEMTS, Nötr): Şirket’in 2Ç2019’daki net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %26,1 oranında azalarak 23,8mn TL olmuştur. Şirket’in satış gelirleri 2Ç2019’da yıllık %18,2 oranında artarak 199,8mn TL’ye çıkarken, satışların maliyeti %33,1 oranında artmış ve böylece brüt karı %23,4 oranında azalarak 34,1mn TL’ye gerilemiştir. Operasyonel giderler ise %13,1 oranında artmış, diğer faaliyetlerden yaklaşık 3mn TL gider kaydedilmiştir. Bunlara bağlı olarak esas faaliyet karı geçen yılın aynı dönemine göre %47,4 oranında azalmış ve 24,3mn TL olmuştur. Yatırım faaliyetlerinden 2,9mn TL gelir kaydedilmiş, finansman tarafında ise 1,1mn TL gider kaydedilmiştir. Vergi öncesi karı 26,2mn TL olan şirket 2,3mn TL vergi gideri sonrası 2Ç2019 net dönem karı 23,8mn TL olmuştur. Son olarak, ikinci çeyrek net karı ile Şirket’in 2019 yılının ilk yarısındaki net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %21,2 oranında azalarak 44mn TL olmuştur.
Çimsa (CIMSA, Nötr): Çimsa 2Ç2019’da 5mn TL ana ortaklık karı elde etmiştir. Bizim beklentimiz Şirket’in 20mn TL kar elde edebileceği yönündeyken, piyasanın kar beklentisi 19mn TL idi. Şirket bir önceki yılın ikinci çeyreğinde 80,3mn TL ana ortaklık karı açıklamıştı. Şirket’in satış gelirleri 2Ç2019’da 475,9mn TL gerçekleşerek bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,4 oranında azalırken, maliyetlerdeki artışla da birlikte olarak brüt kar aynı dönem itibarıyla %40 oranında gerileyerek 82,5mn TL olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlarla, Şirket’in brüt kar marjı bu çeyrekte %17,3 olmuştur. 2Ç2018’de bu oran %28,2 idi. Diğer taraftan, net finansman giderinin aynı dönemler itibarıyla 50,7mn TL artarak 83,1mn TL’ye çıkması karı baskılamıştır. Son olarak, ikinci çeyrek karı ile birlikte Şirket’in bu yılın ilk yarısındaki ana ortaklık net dönem karı 23,2mn TL gerçekleşerek yıllık %80,2 oranında gerileme göstermiştir.
Karsan (KARSN, Sınırlı Pozitif): Karsan’ın 2019 yılı 2. çeyrek net dönem karı 40,2mn TL olmuştur. Şirket 2Ç2018’de 7mn TL net dönem zararı kaydetmişti. Şirketin satış gelirleri ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,4 artışla 395,2mn TL, satışların maliyeti de %6 artışla 318,1mn TL’yi göstermiştir. Böylelikle ticari faaliyetlere ilişkin brüt kar %41 artışla 77,2mn TL’ye yükselmiştir. Finans sektörü faaliyetlerinden brüt kar 9,4mn TL olurken, toplam brüt kar %20,1 artışla 86,6mn TL olarak gerçekleşmiştir. 31,5mn TL’lik operasyonel giderler ve 22,4mn TL’lik diğer faaliyet gelirleri sonrasında faaliyet karı 77,5mn TL’yi göstermiştir. 2Ç2018’deki faaliyet karı 70,1mn TL idi. Şirketin kar açıklamasının ana sebebi olan yatırım faaliyetlerinden gelirler 80mn TL olmuştur. Finansman öncesi faaliyet karı %124,8 artışla 157,5mn TL’yi göstermiştir. Karsan 2019 2.çeyrekte 94,4mn TL’lik finansman gideri yazmış ve vergi öncesi kar 63,1mn TL olmuştur. Geçen sene aynı çeyrekteki vergi öncesi zarar 12,4mn TL idi. 22,9mn TL’lik vergi gideri sonrasında net dönem karı 40,2mn TL olmuştur. 2. çeyrek karıyla birlikte ilk çeyrekteki zarar sebebiyle 6 aylık net dönem karı 8,3mn TL’yi göstermiştir. Şirket bir önceki yılın aynı döneminde 19,9mn TL net zarar kaydetmişti.
Kordsa (KORDS, Nötr): Şirket’in 2Ç2018’deki ana ortaklık net dönem karı 98,2mn TL gerçekleşerek bir önceki yılın aynı dönemine göre %31,4 oranında yükselmiştir. Piyasa beklentisi Şirket’in bu çeyrekte 93mn TL kar elde edebileceği yönündeydi. Şirket’in brüt karı bu çeyrekte 268,8mn TL gerçekleşerek yıllık %51 oranında artış gösterirken, brüt kar marjı %20,4 olarak gerçekleşmiştir. Şirket’in 2Ç2018’deki brüt kar marjı %21,5 idi. Diğer yandan, net kar marjı bu çeyrekte %7,4 ile geçen yılın ikinci çeyreğindeki %9,1’in bir miktar altında gerçekleşmiştir. Son olarak, ikinci çeyrek karı ile birlikte Şirket’in bu yılın ilk yarısındaki ana ortaklık net dönem karı 191,2mn TL gerçekleşerek yıllık %40,8 oranında artış göstermiştir.
Aselsan (ASELS, Nötr): Aselsan, Havelsan Ehsim Hava Elektronik’in %50’sinin devralınmasına yönelik pay devri sözleşmesi imzaladı. Ehsim, Elektronik Harp ve Taktik Komuta Kontrol sistemleri alanlarında faaliyet göstermektedir.
Enka İnşaat (ENKAI, Sınırlı Negatif): Sahibi bulunduğu ve Yap İşlet modeli kapsamında geliştirilen İzmir doğalgaz kombine çevrim elektrik santralinin EÜAŞ ile olan Elektrik Satış Sözleşmesi’nin sonlanmasının ardından belirtilen santralde üretim durmuştur. Üretime tekrar başlandığında kamuoyuna bilgi verilecektir.
Türk Traktör (TTRAK, Nötr): Şirketin Temmuz ayında yurtiçi satışları 2018’in aynı ayına göre %1,9 oranında azalarak 775 adet oldu. Yurtdışı satışlar ise geçen seneye göre %24,4 artarak 1.634 adeti gösterdi. Üretim ise %37,4 düşüşle 1.956 adet oldu. 2019 yılı ilk 7 aylık dönemde yurt içi satışlar %63 gerilemeyle 5.078 adet, yurtdışı satışlar ise %20,8 artışla 9.196 adet seviyesinde gerçekleşti. 7A2019 üretimi %54,4 gerilmeyle 12.012 adeti gösterdi.
Vakıfbank (VAKBN, Nötr): Banka, 84 gün vadeli 600mn TL nominal değerli finansman bonolarının ihraç ve halka arz edilmesi amacıyla SPK ve Borsa İstanbul’a başvuru yapıldığını duyurmuştur.
SEKTÖR HABERLERİ
Bankacılık: TCMB, döviz karşılığı TL swap işlemlerinin, geleneksel ihale yöntemiyle 1, 3 ve 6 ay vadeli olarak da gerçekleştirileceğini duyurdu. Mevcut durumda kotasyon yöntemiyle 1 hafta vadeli olarak gerçekleştirilen döviz karşılığı Türk lirası swap işlemleri, artık geleneksel ihale (çoklu fiyat) yöntemiyle 1, 3 ve 6 ay vadeli olarak da yapılacak. Kaynak: Dünya
DİĞER ŞİRKET HABERLERİ
Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar (GSRAY): Şirket, Aktif Bank, Denizbank ve Ziraat Bankasından oluşan konsorsiyum ile mevcut finansal borçlarını 2 yılı anapara ödemesiz olmak üzere 5 yıl vade ile yapılandırma sözleşmesi imzalamıştır.
FAİZ PİYASALARI
Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %19,63 seviyesinden %19,64 seviyesine yükseldi. Merkez Bankası piyasayı toplamda 76,37 milyar TL ile 68 milyar TL’si haftalık repo ihalesinden karşılanacak şekilde fonladı. Geri kalan 8,37 milyar TL ise %18,75 seviyesinden piyasa yapıcı bankalara kullandırıldı.
ABD 10 yıllık hazine tahvillerinin faizi, dün güne %1,85 seviyesinden işlem görmeye başlarken, %1,67-%1,86 bandında hareketin ardından, şu sıralarda %1,75 seviyelerinde bulunuyor. Özellikle, Trump’ın Çin’e yönelik yeni tarife adımlarının ardından, Çin’in de karşı hamleler de bulunmasının, küresel büyümeye yönelik endişeleri artırarak piyasalarda Fed’e ilişkin faiz indirimi beklentilerini artırması ve Fed Başkanı Powell’ın, geçen hafta Fed’in faiz patikası konusunda karışık mesajlar vermesinin yanında, Japonya ve Güney Kore arasında artan gerilimler, Hong Kong’daki olaylar ve anlaşmasız Brexit ihtimalinin artması gibi risk unsurları, küresel çapta risk iştahını azaltarak güvenli liman talebini artırmak suretiyle, gelişmiş ülke tahvillerine yönelime neden olmakta.
Gelişmiş ülke tahvil faizleri, artan riskten kaçış algısıyla gerilemeye devam ediyor. Bu kapsamda, Almanya’da 10 yıl vadeli hazine tahvillerinin faizi ise, dün -%0,53 seviyesinin altına gerileyerek rekor düşük seviyesini yeniledi.
Yurtiçi tahvil piyasasında, dün yurtiçinde açıklanan verilere göre TÜFE ve ÜFE’nin, beklentilerin altında gelmesi, TL’deki görece yatay seyir ve Türkiye CDS primindeki ılımlı görünümle birlikte, günlük bazda verim eğrisinin kısa vadeli tarafında düşüş gözlendi. Bu kapsamda, 2 yıllık gösterge kağıdın faizi günlük bazda 10 baz puanlık düşüşle %16,08 seviyesine geriledi. 5 yıllık ve 10 yıllık gösterge kağıtların faizlerinde ise günlük bazda değişim gözlenmeyerek, sırasıyla %15,77 ve %15,47 seviyelerinde yatay seyir görüldü.