SABAH STRATEJİSİ
Zayıf risk iştahıyla haftaya başlıyoruz. Katalizör: Artan ticaret gerilimiyle birlikte offshore Yuan’ın uzun bir aradan sonra psikolojik seviye olan 7’nin üzerine zayıflaması. Her ne kadar Yuan’ın zayıflaması Çin’e ihracat avantajı sağlasa da, ekonominin dengelenmeye çalıştığı ortamda Yuan’ın söz konusu seviyenin üzerinde zayıflaması sermaye kaçışı ile ilgili endişeleri de beraberinde getiriyor. Daha önce de Çin Merkez Bankası Yuan’ı 7’nin altında korumaya çalışmıştı. Ancak, Banka’dan şimdilik önemli bir aksiyon almadığını gözlemliyoruz. Gün içerisinde Dolar / Yuan paritesi yakından izlenecekken, ticaret geriliminde kısa vadede bir çözüm zor görünüyor. Dolayısıyla risk iştahındaki zayıflık devam edebilir. Yuan’daki hareketle beraber Gelişmekte Olan Ülke para birimleri ve TL de haftaya satıcılı bir görüntüyle başlıyor. Cuma günü 5,56 seviyesinden kapatan Dolar / TL bu sabah 5,60’ın üzerine çıkma denemeleri yapmakta. ABD vadelileri ve Asya borsalarında da sert satışların yaşandığı ortamda, BIST100 endeksi güne %0,5 – %1,0 aralığında düşüşle başlayabilir ve 98bin desteğini hedeflemek isteyebilir.
MAKROEKONOMİ
Geçen hafta ABD Başkanı Trump’ın, ABD’nin Çin’den 300 milyar dolarlık ithalatına 1 Eylül itibarıyla %10’luk ek bir tarife uygulamaya başlayacaklarını ve bu ek verginin, halihazırda %25 gümrük vergisi konmuş 250 milyar dolarlık ürünü kapsamadığını belirtmesi, ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimlerine yönelik endişeleri artırırken, küresel risk iştahını baskılayarak küresel hisse senedi piyasalarının sert düşüşler yaşamasına neden oldu. Ayrıca Trump’ın, Çin’e yönelik uygulama kararı aldığı yeni tarifelerle ilgili olarak, Çin’in ABD ile anlaşma yapmaya çalıştığını, ama kendisinin bundan emin olmadığını ve anlaşma olana kadar Çin ürünlerini vergilendirmeye devam edeceklerini ve bunun yanında, gümrük vergisinin %25’in üzerine de çıkabileceğini belirtmesi, küresel çapta risk iştahındaki düşüşü daha da derinleştirdi. Trump’ın Çin’e yönelik yeni yaptırım kararındaki gerekçesi ise, Çin’in müzakere sürecindeki taahhütlerine bağlı kalmaması ve ABD’li yatırımcıların Çin’in politikaları nedeniyle zarar ettiğini düşünmesi oldu. Çin’in, Trump’ın, ticaret savaşını körüklemesi durumunda karşı tedbir alınacağını belirtmesi ise, taraflar arasındaki ticaret gerilimini tırmandırdı. Bu kapsamda, Çin Yönetimi, Trump’ın, ticaret savaşını yoğunlaştıran açıklamalarının ardından, ABD’nin, Çin ürünlerine ek gümrük vergisi uygulamakta ısrarcı olduğu taktirde, karşı önlemlerin alınacağını bildirdi. Nitekim, Çin hükümetinin, Trump’ın ek vergi kararının ardından, kamu alıcılarına ABD tarım ürünleri alımını ertelemelerini istediğine yönelik gelen haber akışları, bu durumu teyit etmekte.
Öte yandan, geçen hafta Fed Başkanı Jerome Powell’ın, 25 baz puanlık Fed’in faiz indirim kararı sonrası yaptığı basın toplantısında, faiz indiriminin uzun bir gevşeme döngüsünün başlangıcını işaret etmediğini ve faiz indirimini, döngü ortası ayarlaması olarak nitelemesiyle, Fed’in faiz patikası konusunda karışık sinyaller vermesi, piyasalarda, Fed’in gelecek dönem para politikası ile ilgili belirsizlikleri artıran ve küresel risk iştahını baskılayan önemli bir unsur olamaya devam ediyor.
Ayrıca geçen hafta Japonya’nın, Güney Kore’yi, iki ülke arasındaki güvenlik bağlarını ve küresel arz zincirini tehdit eden gerilimin artmasıyla, içinde 27 ülkenin bulunduğu ve minimum ihracat denetimi uygulanan güvenilir ihracat destinasyonları listesinden (beyaz liste) çıkarma kararı alması da, özellikle Asya tarafında risk iştahını baskılayan önemli bir gelişme olarak öne çıkmakta. Güney Kore’nin ise, Japonya’yı, bunun çok ağır sonuçları olacağını belirterek uyarması ve bu durumun, güvenlik işbirliğinin tekrar gözden geçirilmesine sebep olacağını bildirmesi taraflar arasındaki gerilimin artmasına neden oldu. Nitekim, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-In, Japonya’nın kararını, Güney Kore’nin ekonomik büyümesini durdurmaya yönelik bir girişim olarak niteleyerek, Japonya’nın, küresel arz zincirine zarar verecek bencil bir eylemde bulunduğunu ve buna yönelik sert karşı önlemler alacaklarını belirtti.
Bu kapsamda, ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimine ilişkin artan endişeler ve Fed’in para politikalarına ilişkin piyasalarda oluşan belirsizlikler, Japonya ve Güney Kore arasında artan gerilim ve Brexit sürecine ilişkin artan belirsizliklerle, küresel risk iştahının aşağı yönlü baskılandığı ve söz konusu risk unsurlarının, küresel hisse senedi borsalarında işlem gören şirketlerin bilançolarına olumsuz yansıma yapacağı endişelerinin artmasıyla borsalarda cuma günü sert düşüler gözlendi. Özellikle ABD borsalarında %1’e varan düşüşler görülürken, Avrupa borsalarında ise %3’e ulaşan değer kayıpları gözlendi. Geçen hafta haftalık bazda ABD’de S&P 500 Endeksi %3,1 gerilerken, Nasdaq Endeksi ise haftalık bazda %3,9 oranında geriledi ve böylece bu rakamlarla, ilgili endekslerin 2019’daki en kötü haftalık performansları kayıtlara geçti. Dow Jones Endeksi de haftalık bazda %2,6 düşüşle 2019’un ikinci en kötü haftalık düşünü gerçekleştirdi.
Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Larry Kudlow ise, cuma günü yaptığı açıklamada, piyasaların Fed’den daha fazla faiz indirimi beklediğini belirtirken, Boston Fed Başkanı Eric Rosengren ise, şu aşamada ilave parasal genişleme için açık ve mücbir bir durum görmediğini ifade etti. Kansas City Fed Başkanı Esther George ise, veriler ve görünümün faizde değişikliği gerektirmediğini, ancak veriler gerektirirse, Fed’in politika ayarlamasını destekleyeceğini belirtti.
İngiltere’nin yeni başbakanı Boris Johnson’ın ise, İngiltere’nin, Brexit anlaşmasının yeniden müzakerelere açılması yönündeki talebine AB’nin uymaması halinde anlaşmasız Brexit’e gidebileceklerini her defasında yinelemesi, küresel risk iştahını baskılayan bir diğer önemli gelişme olmaya devam etmekte. İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Mark Carney ise, geçen hafta yaptığı konuşmada, İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılmasının ani bir şok etkisi oluşturacağını söyledi. Carney, anlaşmasız ayrılık durumunda, anında ürün tedarikinde aksamalar oluşacağını, fakat aynı zamanda ekonomik olmayacak işletmelerle karşılaşılacağını belirtti. İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması durumunda Sterlinin değer kaybı yaşayacağını belirten Carney, ticari ilişkilerindeki değişimin, reel gelirlerin daha düşük olacağı anlamına geldiğini ifade etti. Carney, İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde ayrılması halinde ülkenin AB ile yaptığı ticaretteki oyunun kurallarının temelden değişeceğini, bunu sonucunda da İngiltere’de yerleşik büyük ve karlı şirketlerin ekonomik değerlerini kaybedebileceği uyarısında bulundu. İngiltere’nin AB’den anlaşmasız şekilde çıkmasında sanayi sektörünün olumsuz yönde etkileneceğini belirten Carney, bu sektörün yatırım yapmadığını ve ekonominin bu derece yavaşlamasının bir nedeninin de işletmelerin yatırımlarının çok zayıf olması değerlendirmesinde bulundu.
Yurtiçinde cuma günü açıklanan verilere bakıldığında;
- Yurtiçi tarafta cuma günü piyasaların odağında, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin, Türkiye’nin kredi notu değerlendirmesi vardı. Buna göre S&P, piyasa beklentileriyle uyumlu olarak, Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu “B+” olarak teyit etti, not görünümünü değiştirmeyerek “durağan” olarak bıraktı. Söz konusu kredi notu ‘yatırım yapılabilir’ seviyenin 3 kademe altında bulunuyor. S&P, bundan önceki not değerlendirmesini geçtiğimiz yıl ağustos ayında yaparak Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu BB-‘den B+’ya düşürmüş ve not görünümünü ise “durağan” olarak teyit etmişti.
- Türkiye’de finansal kesim dışındaki şirketlerin net döviz pozisyon açığı Mayıs 2019 döneminde, Nisan 2019 dönemine göre 4,95 milyar dolar azalarak 180,26 milyar dolara geriledi.
- Ticaret Bakanlığı’nın resmi olmayan geçici dış ticaret verilerine göre, Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) kapsamında ihracat temmuzda %8,46 artışla 15,24 milyar dolar oldu. ÖTS’ye göre ithalat temmuzda %8,3 azalarak 18,4 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı temmuzda %47,51 azalışla 3,15 milyar dolar oldu. ÖTS’ye göre ihracatın ithalatı karşılama oranı geçen yıl temmuzda %70,04 iken, bu yılın temmuz ayında %82,85 olarak gerçekleşti. Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre ihracat ise temmuzda %8,32 artışla 15,96 milyar dolar olarak gerçekleşti. GTS’ye göre temmuzda ithalat %7,98 azalışla 19,29 milyar dolar oldu. Haziranda uzun Ramazan Bayramı tatilinden etkilenen ihracat, temmuzda yeniden artışa geçti ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek temmuz ayı ihracatına ulaşıldı.
Bu hafta veri takviminde yurtdışı tarafta;
- Bugün, Avrupa’da ve ABD’de hizmet ve bileşik PMI’lar ağırlıklı bir gün olacak. Bugün temmuz ayına ilişkin Euro Bölgesi, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere ve ABD’de hizmet ve bileşik PMI’lar takip edilecek. Ayrıca ABD’de temmuz ayına ilişkin ISM İmalat Dışı Endeksi de izlenecek.
- Yarın, Almanya’da fabrika siparişleri, ABD’de JOLTS Açılan İş Sayısı ve Avustralya faiz kararı takip edilecek. Ayrıca Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker ve St. Louis Fed Başkanı James Bullard’ın konuşmaları da Fed’in para politikasına ilişkin sinyaller vermesi bakımından piyasalar tarafından dikkatle takip edilecek.
- Çarşamba günü, Almanya’da sanayi üretimi, Kanada Ivey PMI, Yeni Zelanda, Hindistan ve Tayland Merkez Bankalarının faiz kararları takip edilecek. Öte yandan, Chicago Fed Başkanı Charles Evans’ın konuşması da izlenecek.
- Perşembe günü, ABD’de toptan eşya stokları ve satışları, Çin dış ticareti ve Filipinler Merkez Bankası’nın faiz kararı takip edilecek. Bunun yanında, ECB’nin Ekonomik Bülteni de yayınlanacak.
- Cuma günü ise, ABD’de ÜFE, Japonya’da yılın ikinci çeyreğine ilişkin GSYH büyümesi, Çin cari işlemler dengesi, TÜFE ve ÜFE, Almanya dış ticaret dengesi ve cari işlemler dengesi, Fransa sanayi üretimi, İngiltere’de yılın ikinci çeyreğine ilişkin GSYH büyümesi, sanayi üretimi ve dış ticaret verileri takip edilecek.
Bu hafta veri takviminde yurtiçi tarafta ise;
- Bugün piyasaların odak noktasında, temmuz ayına ilişkin TÜFE ve ÜFE verileri bulunmakta. Geçen sene görülen %25 seviyesinin üzerindeki zirve seviyeler sonrasında, gerileme trendine giren ve bu yılın haziran ayında %15’li seviyelere kadar gerileyen TÜFE’de düşüş trendine, temmuz ayında bir miktar yükselişle ara verilmesi ve gelecek aylarda ise yeniden gerileme trendine girilmesi beklenmekte. Bu kapsamda, TÜFE’nin temmuzda mobilya, beyaz eşya ve otomotivde KDV ve ÖTV indirimlerinin sonlanmasının yanı sıra, fiyatı yönetilen ve yönlendirilen ürünlerden sigara ve alkollü içkilerde yapılan vergi artışları ve şeker, çay, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt zamları nedeniyle bir miktar yükselmesi bekleniyor. Ağustos, eylül ve ekim aylarında ise belirginleşecek baz etkisiyle TÜFE’de düşüş devam edecek. TÜFE, haziranda aylık bazda %0,03 seviyesinde gerçekleşirken, yıllık bazda ise %15,72 seviyesine kadar gerilemişti.
Bloomberg anketine göre, temmuzda TÜFE’nin, aylık bazda %1,46 ve yıllık bazda ise %16,80’e yükselmesi
bekleniyor.
Foreks anketine göre, TÜFE’nin, temmuzda aylık bazda %1,60 ve yıllık bazda ise %16,93’e yükselmesi bekleniyor.
Reuters anketine göre, temmuzda TÜFE’de, aylık bazda beklentiler -%0,50 düşüş ile %2,50 artış arasında, yıllık bazda beklentiler ise %14,5-%18,0 bandında bulunuyor.
- Yarın, temmuz ayına ilişkin reel efektif döviz kuru endeksi takip edilecek. Ayrıca, TCMB’nin Aylık Fiyat Gelişmeleri Değerlendirmesi yayınlanacak.
- Çarşamba günü, temmuz ayına ilişkin nakit bütçe dengesi verisi izlenecek.
• Cuma günü ise, haziran ayına ilişkin cari işlemler dengesi verisi ve TCMB’nin ağustos ayına ilişkin beklenti anketi takip edilecek.
ŞİRKET HABERLERİ
Ford Otosan (FROTO, Nötr): Ford Otosan’ın 2019 yılı 2. çeyrek net dönem karı 410,3mn TL ile bizim beklentimiz olan 412mn TL’ye paralel, piyasa beklentisi olan 427mn TL’nin ise bir miktar altında gerçekleşmiştir. Ford Otosan’ın 2Ç2018’deki net dönem karı 486,3mn TL idi. Şirketin satış gelirleri 2. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,4 oranında artmış ve 9.125mn TL olmuştur. Satış gelirlerindeki artış yurtdışı satış gelirlerindeki %24’lük yükselişten kaynaklanmıştır. Yurtiçi satışlar 2018’in aynı çeyreğine göre adetsel bazda %55,2 gerilerken, yurtdışı satışlar ise adetsel bazda %3,8 düşüş kaydetmiştir. Satışların maliyeti ise aynı dönemde %12,2 oranında artmıştır. Buna bağlı olarak brüt kar %5,4 artışla 971,1mn TL’ye ulaşırken, brüt kar marjı 0,6 puan düşüşle %10,6 olarak gerçekleşmiştir. Operasyonel giderler ise geçen seneye göre %21,4 artmış ve 366,8mn TL olmuştur. Diğer faaliyetlerden 7,2mn TL gelir kaydedilmiştir. Operasyonel giderlerdeki artışa bağlı olarak faaliyet karı %2,2 düşüşle 611,5mn TL’ye gerilemiştir. Faaliyet kar marjı da 0,9 puan azalışla %6,7 olmuştur. FAVÖK de %3,6 artışla 794,2mn TL’ye yükselmiştir. FAVÖK marjı ise 0,7 puan azalışla %8,7 olmuştur. Net finansman giderleri geçen seneye göre %67,1 artarak 209,6mn TL’ye yükselmiştir. Şirket 2. çeyrekte 8,9mn TL’lik vergi geliri yazmıştır. Bu gelişmeler neticesinde 2. çeyrek net dönem karı 2018 2. çeyreğe göre %15,6 gerilemiştir. Net kar marjı da 1,4 puanlık düşüşle %4,5 olarak hesaplanmaktadır. İkinci çeyrek net karı ile Şirket’in 2019 yılının ilk yarısındaki net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %3,3 oranında azalarak 888,3mn TL olmuştur.
Şirket 2. çeyrek sonuçları ardından 2019 yılı beklentilerini aynen korumuştur. Toplam otomotiv sektörü satışlarının 380 bin – 430 bin adet aralığında gerçekleşeceği öngörülmektedir. Yurt içi perakende satışların 40 bin – 50 bin, ihracatın ise 340 bin – 350 bin, toptan satışların ise 380 bin – 400 bin adet aralığında olacağı tahmin edilmektedir. Bu kapsamda üretim 375 bin – 385 bin adet aralığında planlanmaktadır. Yeni projeler için 160 milyon -180 milyon EUR sabit kıymet yatırım harcaması yapılacağı öngörülmektedir.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB, Sınırlı Pozitif): TSKB’nin 2019 yılının ikinci çeyreğindeki solo net dönem karı bir önceki çeyreğine göre %5,2 oranında artarak 194,8mn TL’ye yükselmiş ve hem piyasa beklentisi olan 188mn TL’nin hem de bizim beklentimiz olan 180mn TL’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Tahminimizdeki sapmada, net faiz gelirlerinin beklentimizin üzerinde, karşılık giderlerinin de beklentimizin altında gelmesi etkili olmuştur. Banka’nın ikinci çeyrek karı yıllık olarak da %17,6 oranında artış göstermiştir. İkinci çeyrek sonuçları ile birlikte TSKB’nin 2019 yılı ilk yarı net dönem karı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %17,1 oranında artarak 380,1mn TL’ye yükselmiştir. Banka’nın net faiz gelirleri bir önceki çeyreğe göre önemli bir değişim göstermeyerek 513,3mn TL olurken, karşılık giderlerinin 85mn TL düşüş göstererek 84,8mn TL’ye gerilemesi karı desteklemiştir. Diğer yandan, ticari zarar 52mn TL artarak 140,7mn TL olmuştur. Operasyonel giderler tarafında önemli bir değişim gözlenmemiştir. TSKB’nin Net Faiz Marjı ikinci çeyrekte, 23 baz puan düşerek %5,43 olmuştur. Banka’nın takipteki krediler oranı 15 baz puan artarak %2,25 olmuştur. Özsermaye ve aktif karlılığı ise sırasıyla %15,4 ve %1,9 oranında gerçekleşmişlerdir. Son olarak, Banka’nın sermaye yeterlilik rasyosu 49baz puan artarak %16,44 olmuştur.
Tat Gıda (TATGD, Sınırlı Negatif): Yönetim Kurulu tarafından, Şirketin uzun vadeli iş planları çerçevesinde, toplam ciro içerisindeki payı ve karlılığı dikkate alınarak makarna ve unlu mamüller işkolundan çıkılmasına ve ana iş kolları olan salça ve konserve ürünleri ile süt ve süt ürünleri iş kollarına odaklanılmasına; İzmir ili Bornova ilçesinde “makarna ve unlu mamuller” iş kolunda faaliyet gösteren Pastavilla işletmesinde üretim faaliyetlerinin 02 Eylül 2019 itibariyle, satış faaliyetlerinin ise marka devrinin tamamlanmasını takiben sonlandırılmasına; bu iş kolunda şirketçe sahip olunan Pastavilla, Kartal, Lunch & Dinner markalarının Rekabet Kurumu onayına tabi olmak üzere, Şirketle ilişkili tarafları arasında yer almayan Durum Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ ye pazarlık usulü ile belirlenen toplam 8mn TL + KDV peşin bedel ile devredilmesine; gelecekte uygun koşulların oluşması halinde, fabrika arazisi, üretime yönelik malzeme ve ekipmanların satışına karar verilmiştir. Bu kapsamda Pastavilla işletmesinde bulunan 84 şirket çalışanının iş akitleri yürürlükteki iş mevzuatı ve toplu iş sözleşmesine uygun olarak feshedilecek ve aynı işletmede faaliyet gösteren alt işveren ile sözleşme de sona erecektir. Toplamda kıdem ve ihbar tazminatı dahil yaklaşık 8,1mn TL ödeme yapılacaktır. Şirketin 31.03.2019 tarihli finansal tablolarında bu aşamada satışı gerçekleşecek olan markalara ilişkin herhangi bir değer yer almadığından satış gelirinin tamamı dönem karına yansıyacak olup; atıl hale gelecek fabrika arazisi, malzeme ve ekipmanın toplam defter değerinin toplam varlıklar içindeki payı %0,6’dır.
SEKTÖR HABERLERİ
Turizm: Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistler ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar bu yılın ilk yarısında giyim ve ayakkabıya 1 milyar 548 milyon dolar harcama yaptı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgiye göre, yılın ilk yarısında tatilini Türkiye’de geçiren turistlerin toplam harcaması, 9 milyar 663 milyon doları kişisel harcama, 2 milyar 940 milyon doları da paket tur harcamaları olmak üzere 12 milyar 603 milyon doları buldu. Turistlerin kişisel harcamalarının 4’te 1’ini yaklaşık 2,5 milyar dolarla “Türkiye içi ve uluslararası ulaştırma harcamaları” oluştururken, bu kalemi 2 milyar 400 milyon dolarla “yeme-içme” harcamaları takip etti. Ulaştırma harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre değişim göstermezken, yeme-içme harcamalarında yüzde 3,6’lık düşüş kayıtlara geçti. Turistlerin konaklama masrafları 1 milyar 438 milyon dolar, sağlık masrafları 537 milyon dolar olarak hesaplandı. Türkiye’de spor, eğitim ve kültür için turistlerin harcadığı tutar 152 milyon doları bulurken, tur hizmetleri için yaptıkları harcamalar 51 milyon doları aştı. Kaynak: Dünya
DİĞER ŞİRKET HABERLERİ
Kafein Yazılım (KFEIN, Sınırlı Pozitif): Şirket, Türk Hava Yolları AO tarafından düzenlenen “Kişisel Verileri Koruma Kanunu Uyumluluğu Veri Yönetim Sistemi ve 3 Yıl Süre ile Bakım Hizmeti Alımı” ihalesini kazanmıştır.
Bossa Ticaret ve Sanayi İşletmeleri (BOSSA, Nötr): Şirket’in 2Ç2019’daki net dönem karı 7,5mn TL olmuştur. Geçen yılın aynı döneminde şirket 2,3mn TL kar elde etmişti. Şirket’in satış gelirleri 2Ç2019’da yıllık %37,1 oranında artarak 172,3mn TL’ye çıkarken, brüt karı ise satış maliyetlerindeki yüksek artışa bağlı olarak %0,3 oranında artarak 2Ç2019’da 47,4mn TL olarak gerçekleşmiştir. Operasyonel giderleri %42,4 oranında artan şirket, diğer faaliyetlerden ise 2,3mn TL gider kaydetmiştir. Bunlara bağlı olarak esas faaliyet karı geçen yılın aynı dönemine göre %10,1 oranında azalarak 32,1mn olmuştur. Diğer taraftan net finansman giderleri 2Ç2018’deki 35,5mn TL’den 23,9mn TL’ye gerilemiş ve buna bağlı olarak da vergi öncesi karı 8,2mn TL olarak gerçekleşmiştir. 710bin TL vergi gideri sonrasında net dönem karı 7,5mn TL olmuştur. Son olarak, ikinci çeyrek net karı ile Şirket’in 2019 yılının ilk yarısındaki ana ortaklık net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %131,7 oranında artarak 10,3mn TL olmuştur.
Yünsa (YUNDA, Sınırlı Negatif): Şirket’in 2Ç2019’daki net dönem karı 5mn TL olmuştur. Geçen yılın aynı döneminde şirket 8,9mn TL kar elde etmişti. Şirket’in satış gelirleri 2Ç2019’da yıllık %25,5 oranında artarak 119,4mn TL’ye çıkarken, brüt karı aynı dönemde %22,4 oranında azalarak 2Ç2019’da 21,7mn TL’ye gerilemiştir. Operasyonel giderleri %25,7 oranında artan şirket, diğer faaliyetlerden ise 0,6mn TL gelir kaydetmiştir. Bunlara bağlı olarak esas faaliyet karı geçen yılın aynı dönemine göre %63,5 oranında azalarak 8,5mn olmuştur. Finansman tarafında 6mn TL gider kaydedilmiş vergi öncesi kar 2,8mn TL olarak gerçekleşmiştir. 2,1bin TL vergi geliri sonrasında net dönem karı 5mn TL olmuştur. İkinci çeyrek net karı ile birlikte Şirket’in 2019 yılının ilk yarısındaki net dönem karı geçen yılın aynı dönemine göre %60,4 oranında azalarak 5,8mn TL olarak gerçekleşmiştir.
FAİZ PİYASALARI
Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %19,64 seviyesinden %19,63 seviyesine geriledi. Merkez Bankası piyasayı toplamda 76,11 milyar TL ile 67 milyar TL’si haftalık repo ihalesinden karşılanacak şekilde fonladı. Geri kalan 9,11 milyar TL ise %18,75 seviyesinden piyasa yapıcı bankalara kullandırıldı.
ABD 10 yıllık hazine tahvillerinin faizi, cuma günü %1,90 seviyesinden işlem görmeye başlarken, cuma gününden bu yana %1,76-%1,91 bandında hareketin ardından, şu sıralarda %1,78 seviyelerinde bulunuyor. Özellikle, Trump’ın Çin’e yönelik yeni tarife adımlarının küresel büyümeye yönelik endişeleri artırarak piyasalarda Fed’e ilişkin faiz indirimi beklentilerini artırması ve Fed Başkanı Powell’ın, Fed’in faiz patikası konusunda karışık mesajlar vermesinin yanında, Japonya ve Güney Kore arasında artan gerilimler ve anlaşmasız Brexit ihtimalinin artması gibi risk unsurları, küresel çapta risk iştahını azaltarak güvenli liman talebini artırmak suretiyle, gelişmiş ülke tahvillerine yönelime neden olmakta.
Gelişmiş ülke tahvil faizleri, riskten kaçan yatırımcılar nedeniyle gerilemeye devam ediyor. Bu kapsamda, Almanya’da 10 yıl vadeli hazine tahvillerinin faizi ise, geçen hafta -%0,50 seviyesinin altına gerileyerek rekor düşük seviyesini yeniledi. Almanya 30 yıl vadeli hazine tahvillerinin faizi ise ilk kez %0 seviyesinin altına düştü.
Yurtiçi tahvil piyasasında, küresel çapta gelişmiş ülkeler ve GOÜ Merkez Bankalarının genişlemeci parasal duruşa geçmelerinin yanında, önümüzdeki dönemde TCMB’nin, temkinli bir faiz indirimine gideceğini belirtmesiyle piyasalarda kademeli faiz düşüşü beklentilerinin kuvvetlenmesi, TCMB’nin üçüncü enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon tahmininin aşağı yönlü revize edilmesi ve Türkiye CDS primindeki ılımlı seyirle birlikte, haftalık bazda verim eğrisinin kısa vadeli tarafında düşüş gözlenirken, orta vadeli tarafında sınırlı artış ve uzun vadeli tarafında ise yatay seyir görüldü. Bu kapsamda, 2 yıllık gösterge kağıdın faizi haftalık bazda 17 baz puanlık düşüşle %16,18 seviyesine geriledi. 5 yıllık gösterge kağıdın faizi haftalık bazda 5 baz puanlık sınırlı artışla %15,77 seviyesine yükselirken, 10 yıllık gösterge kağıdın faizi ise haftalık bazda değişim göstermeyerek %15,47 seviyesinde yatay seyretti.