Borsa İstanbul 100 endeksinde 852 puandan 1.370 puana gelindi.
Dünya ekonomisinde olduğu gibi Türkiye varlıklarında da önem arz eden Mart neydi öyle? Koronavirüs salgınının Mart ayında pandemi ilan edilmesine paralel küresel ekonomik faaliyetlerde ani bir yavaşlama söz konusu olmuştu. Piyasalara baktığımızda zemin değişikliklerini kaydettik, yüksek volatil tablolara şahit olduk. Bir yandan alışılmadık bir dünya karşımızdaydı, diğer yandan alışılmadık şartlar gölgesinde finansal piyasaların bilinmezlikleri.
Uluslararası piyasalarda oynaklıklar arttı Mart ayında. Gelişmekte olan ülke piyasalarında portföy sahipleri pozisyon kapattı. Çıkışlar, varlıklar üzerindeki psikolojik kötümser havayı körükledi. Ciddi değer kayıpları sergilendi. Bir yandan verileri görece olumlu tanımlayan yatırımcılar, diğer yandan teknik dışı hareket eden hisse senetleri ve varlık grafikleri çıktı karşımıza. Piyasalardaki hareketlilik çoğu zaman sevilmiş bir durum olsa da korkuttu yatırımcıları. Dezavantajların avantaja dönüşme noktalarından biri olarak değerlendirilen dalgalanmalarda, küçük yatırımcıların çoğu tahminlerin aksine karlı çıktı.
Haziran ayında salgına dair ikinci dalga beklentileri, tahmini zor olan birinci dalga hareketliliğini de arkasına destek alınca menzil sisten görünmez oldu. Piyasalarda yatırım yapanların önem verdiği net görünüm ve tahmin edilebilirlik düzeyi tatmin etmeyen bir hale dönüştü.
Türkiye piyasalarında Mart ayına kadar olumsuz bir seyir izledik. Yılın bu üçüncü ayında pandemi ilan edilmesinin ardından hükümet tarafından açıklamalar gelmeye başladı. Ekonomiyi destekleyici önlem ve düzenleme paketlerini takiben TCMB taraflı uygulamaya alınan politika faiz indirimleri etkili oldu. Piyasalar yukarı yönde harekete bir neden buldu. Gerçek ekonomi tarafındaki bulutlu hava aralanmaya başlarken, doğan güneş ekonominin dinamiklerini hareketlendirdi. Gelişme hem reel hem hisse senedi piyasalarında beklenen tarafta izlendi.
BIST 100 23 Mart gününde kaydettiği 852 puandan ayağa kalktı. Ayı piyasası bulutları bir bir aralanırken, boğalar tarafında çanlar çaldı. Çanı duyan, değer kazanımlarını ilk zamanlarda volatil gelişme olarak değerlendirdi. Ancak negatif beklentinin aleyhinde izlenen bu boğa piyasası gündemi yer yer nefes alsa da hareketine duraksız devam etti. Haziran ayının sonlarında tabloya bakıldığında endeks 1.170 bandında grafiklendi. Neredeyse üç aylık süreçte 318 puanlık bir marj ile boğa hareketinde ayakları yere basan tablo yatırımcısını daha gerçekçi tatmin etti. 318 puan, alıştığımız puanlama tarafından düşününce küçük bir görüntü aslında, oysa iki sıfırın atılmadan önceki hali ile ele alsak ciddi, çok ciddi bir getiri…
Mart aylarına geriden baktığımızda hem pandemi ilanı hemde piyasa işlem hacimlerinde dikkat çekici bir tablo da yok değil. 2018 ve 2019 yılı Mart ayı piyasa işlem hacim marjları (uzun bir süre) 200 ile 400 milyar TL bandında karşımıza çıkarken, 2019 yılı Aralık’ında bu marj yukarı yönde bozulmuştu. 400, 600 hatta 800 milyar TL bandında grafiklere yeni ufuklar işaret ediyordu. Yaşanmış son Mart ayında hareketlilik yarı yarıya geri çekildi. Evet mübalağa değil işlem hacimlerinde kaydedilen düşüş yer yer yarının da altında gerçekleşti. Ancak yeni ivmelenme dönemi ile 400 milyar TL civarından harekete geçen hacim 1.200 milyar TL seviyelerinden bayrak salladı.
2020 yılının ilk yarısın ile geçtiğimiz yılın aynı dönemini kıyasladığımızda opsiyonlar hariç tüm ürünlere dair işlem hacimlerinde artış gözlendik. Pay senetleri piyasası 2020’nin ilk altı ayında 2019 yılının ilk altı ayına oranla 2,5 kat hacimlendi. Repo işlem hacmi aynı geçtiğimiz yılın ilk yarısına kıyasla %39 artarken, vadeli kanatta %79 artış gözlendi ve 2.4 trilyon TL hacim çizildi. Ancak ne kadar yükselişe şahitlik edilse de opsiyon tarafında genel yükselişin tersi yönünde bir gelişme kaydedildi. Kontrat oyuncuları spot kanatta ağırlık göstermeyi tercih etti ve opsiyon işlemlerinde %18 hacim gerilemesi görüldü.
Günümüze geldiğimizde haftanın son, yılın sondan üçüncü Cuma’sında (11 Aralık 2020) BIST 100 1.370 puandan kapanış yaptı. Kaydedilen seviye yıllık hareketliliğin zirve bölgesinden oldu. Endeks 52 haftalık farkında %27.01 primlenirken, aylık bazda %10.27 seviyelerinde kazanım sağladı. Bankacılık tarafında (XBANK) 52 haftalık seyir genel tablonun aksi istikametinde kalarak -%2.74 değişim gösterirdi. XUSIN ise yine genel hatlara sadık kalarak yatırımcısını sevindirmeye devam etti. Sınai endeksi yıllık baz %57.04 pozitif hareketlilik ile öne çıktı.
Yılın son demlerinde rekor seviyelere yeni rekorlar gösterilir mi? Öncelikle küresel piyasalara baktığımızda bazı kurumlar tarafından hisse senetlerinde izlenen primlenmeye balonsal hareketlilik olarak değerlendirme getiren, açıklama ve analiz başlıklarına şahit olmaya başladım. İster istemez okuyan yatırımcının aklında bir kalmasa bir kalır balon gelişmesi…
Somut taraftan ele alacak olursak, endeks üzerinde gözlenen pozitif durum yabancı para birimleri ile TL performansından geçebilir. Yıl sonlarında Noel tatili ile düşüş gösteren piyasa hacimleri, yatırımcının portföylerini serbeste ya da risk varlıklarından güvenilir limanlara çekmeleri önemli olan diğer nokta. Dolar TL kurunda 8 TL seviyelerinin aşılması durumunda kurum tarafından faiz silahı tekrar kullanılabilir. Faiz gelişmesi yatırımcı üzerinde, küresel piyasalardaki tatil kaynaklı sığ piyasaları taklit edebilir. Portföylerde serbeste geçiş ya da döviz hamlesi başlıklı yükselen getirilere kaymalar gözlenebilir.
Fatih Özdemir