Her sene 80 trilyon yen değerinde piyasaya para pompalayan ve son olarak da faizleri negatife çeken Japonya Merkez Bankası enflasyonda yine istediğini bulamadı.
Japonya devlet istatistik ofisinden gece yayınlanan verilere göre ulusal çekirdek TÜFE Ocak ayında %0.1’den %0’a gerilerken, Tokyo bölgesinde çekirdek TÜFE Şubat ayında %-0.1 ile önceki ayla aynı seviyede geldi.
BoJ negatif faize geçeli daha bir kaç hafta oldu. Bu nedenle etkisini (eğer varsa) ancak önümüzdeki aylarda görmeye başlayabiliriz fakat üç yıldır uygulanan devasa varlık alım programına rağmen enflasyonda %2’lik hedef ufukta bile görünmüyor şu anda. Düşük enflasyon için olağan şüpheli petrol tabi ki. Petrol fiyatları üzerindeki baskının yanında son zamanlarda enflasyon için riskler grubuna bir de güçlenen Japon yeni girdi.
2016 başında yaşanan volatilite nedeniyle yen neredeyse bütün majör para birimlerine karşı değer kazanmış durumda yılın başından bu yana. 1 Ocak’tan bu yana dolara karşı %6’ya yakın değer kazanan yen, euroya karşı da %5’e yakın değerlenmiş şu ana kadar. Eğer gidişat böyle devam ederse BoJ bundan sonra sadece düşen petrol fiyatlarından değil değerlenen yenden de yakınmaya başlayacak.
Düşen petrol fiyatlarına karşı belki yapacağı bir şey yok BoJ’un fakat güçlenen yene karşı kullanabileceği bazı kozlar var elinde… Bunlardan en önemli ikisi daha fazla varlık alımı veya daha düşük faizler. BoJ’un negatif faiz uygulamasının üç katmanlı yapısı nedeniyle negatif faizler sadece mevcut rezervlerin %10 – %15’ine uygulanabilmekte. Yani banka negatif faizlerin etkisini artırmak için daha da aşağı çekebilir faizleri önümüzdeki toplantılarında. Yıllık 80 trilyon varlık alım programını da büyütme yoluna gidebilir. Hatta kombo bir müdahale olarak hem faiz indirimi hem de varlık alım programını büyütebilir.
Başkan Kuroda gece Japonya parlamentosundaki konuşmasında şimdilik faizleri daha da negatife çekme planları olmadığını ve uygulanan politikalarının beklenen sonuçları verdiğini söyledi fakat daha önceleri de bir çok kez merkez bankası başkanı veya üyelerinin ‘planlamıyoruz’ dediği bir çok şeyin gerçekleştiğini veya ‘planlıyoruz’ dediği bir çok şeyin gerçekleşmediğini hatırlıyoruz.
USDJPY’de bu ay yaşanan çöküş 2012’den beri devam eden yukarı yönlü trende gele en büyük düzeltme. Uzun vadede yukarı trend sürse de teknik olarak çok önemli seviyeler aşağı yönlü kırılmış durumda ve kısa vadede iyimser olabilmek için teknik görünümün biraz düzelmesi lazım. Bunun için ilk adım 116.00 – 115.50 direnç bölgesinin tam anlamıyla aşılması.
Temel olarak ise merkez bankası para politikaları arasındaki ayrışmanın tekrar belirginleşmesi ve global endişelerin hafiflemesi gerek. Özellikle geçtiğimiz sene oldukça güçlenen BoJ – Fed arasındaki ayrışma (biri daha fazla gevşemeye giderken diğerinin parasal sıkılaştırma sürecine girmesi) USDJPY’yi on üç sene sonra 125.00 üzerine taşımıştı.
Fakat ilk artıştan sonra Fed’in faiz artışlarına devam etmeyeceği şüpheleri bahsettiğimiz bu ayrışmayı zayıflatarak bu sene yaşanan düşüşe çok büyük bir katkıda bulundu. Mart ayında faiz artırma ihtimali yok denecek kadar az gibi görünüyor fakat Fed’in Haziran’dan itibaren artışlara kaldığı yerden devam etmesi ayrışmayı tekrar güçlendirecektir. Bunun gerçekleşmesi tekrar 125.00 seviyelerine doğru bir yükselişi getirebilir USDJPY’de.
Aksi durumdan bahsedecek olursak ise (finansal piyasalardaki volatilite devam eder ve Fed faiz artıramaz) USDJPY’de 110.00 desteğinin kırılması ve sonrasında 105.00 desteğine kadar devam edecek bir gerileme görebiliriz. Hatta volatilitenin şiddetine göre 100.00 altına kadar bir düşüş de yaşanabilir.
Asya borsalarında haftanın son gününde sakin bir seyir görüyoruz. Dün %6 üzerinde düşen Çin Şangay bileşik ve Şenzen CSI300 endeksleri %1 artış ile kayıpların küçük bir bölümünü geri almış durumda. Güney Kore KOSPI ve Avustralya ASX endeksleri yatay bir gün geçirirlerken Japonya Nikkei %0.30 primli.
Gün içerisinde ABD’den gelecek olan dördüncü çeyrek büyüme ikinci tahmini ekonomik takvimdeki en önemli veri. %0.7’den %0.4’e revize bekliyor piyasalar. Dördüncü çeyrek zayıftı fakat şu ana kadar gelen veriler bu zayıflamanın dördüncü çeyrekte kaldığını gösteriyor. Şu ana kadarki veriler ABD ekonomisinin 2016 birinci çeyrekte %2.5 civarında bir büyüme kaydettiğine işaret ediyor. ABD büyüme verisinin yanında Şangay’daki merkez bankası başkanları ve maliye bakanlarının katıldığı G20 Zirvesi takip edilecek. Fakat zirveden akşam saatlerinde bir açıklama gelme ihtimali düşük.
Kıvanç Vural