FED SONRASI BİST VE TL’DE BAHAR HAVASI BEKLENTİSİ
Küresel piyasalar Çarşamba günkü FED toplantısına odaklandı. FED’in Mart ayında faiz konusunda atacağı adımların sinyallerini vereceği toplantı, yine piyasaların yönünü belirleyecek. Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Emre Özgüven, FED’in faiz adımlarını yavaşlatabileceğini belirterek buna bağlı olarak FED sonrası BİST ve Dolar/TL’de bahar havası yaşanabileceğini belirtti.
DESTEK MENKUL DEĞERLER ARAŞTIRMA UZMANI EMRE ÖZGÜVEN:
2016 yılına küresel piyasalar adeta ışık hızı ile giriş yaptı. FED’in yaklaşık olarak 10 sene sonra ilk defa faiz silahını kullanmasının üzerinde birkaç hafta geçmesine rağmen Çin son dönemde küresel kaygıların yönetmeni olarak yine sahne aldı ve FED’in yaptığı ve bu yıl içerisinde yapmayı planladığı faiz artırım adımlarını yine gölgede bırakmayı başardı. Yılın ilk işlem haftasında, küresel hisse senedi piyasalarında tam 2.6 trilyon doların erimesine neden olan Çin yuanındaki devalüasyon küresel risk algılarının daha uzun bir dönem boyunca azalmayacağının sinyalini verir gibiydi. Bu noktada Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları’nın parasal genişleme sinyalleri vermesi, Çin’in para piyasalarına birçok müdahale de bulunması ve bunların yetersiz kalabileceği endişeleri, düşük seyrini hız kesmeden sürdüren petrol fiyatları FED’in bu sene gerçekleştireceği faiz politikasında revizyonlara gitmesini, bir başka deyişle faiz artırım sürecinin beklenenden daha yavaş bir şekilde yapılmasını tetikleyebilir.
“Faiz adımları yavaşlayabilir”
İlk faiz artırımının üzerinden henüz çok kısa bir süre geçtikten sonra, küresel piyasalardaki kargaşa faiz artırımları için beklentileri zayıflatırken, bir yandan da dikkatler 4.5 trilyon dolarlık FED bilançosuna çevrilmiş durumda. Bankanın sahip olduğu bilanço büyüklüğünde FED’in özellikle küresel finansal kriz sonrası izlediği parasal genişleme politikalarının etkisi yadsınamaz. FED’in tahvil alım programı sona ereli çok olsa da, bankanın bilançosunun kolay kolay küçüleceğe benzemediğini de belirtmek gerekiyor.
FED üyeleri arasında da görüş ayrılıkları olması, halen faizler konusunda fikir birliğinin sağlanamamış olması da dikkat çekici. Atlanta FED Başkanı Dennis Lockhart küresel piyasalardaki satışların ABD ekonomisini etkilemeyeceğini kaydederken, Dallas FED Başkanı Robert Kaplan da piyasalardaki gelişmelerin ABD ekonomisinin bir yansıması olmadığını belirtti. Boston FED Başkanı Eric Rosengren ise büyüme ve enflasyonun faiz artışı için risk oluşturduğunu, bu yıl 4 faiz artışının riskli olabileceğini kaydetti. Richmond FED Başkanı Jeffrey Lacker ise, FED’in 2016 yılında muhtemelen en az 4 faiz artırımı yapma gereği duyabileceğini söylerken, St. Louis FED Başkanı James Bullard, düşen petrol fiyatlarının enflasyonun hedefe dönmesini geciktirebileceğini söyledi. Chicago FED Başkanı Charles Evans ise her zamanki gibi temkinli konuşarak FED’in bu yıl yalnızca 2 veya 3 faiz artırımı yapması gerektiğini söyledi. Üyelere ek olarak ABD eski Hazine Bakanı Larry Summers da küresel ekonominin 2016 yılında 4 adet FED faiz artışına dayanamayacağını ifade etmesi dikkatleri çekti.
“BİST’te ve kurda pozitif hava yaşanabilir”
Çin merkezli küresel sarsıntıların FED’in kararlarında tıpkı Eylül toplantısında olduğu gibi değişikliklere yol açabileceğini düşünüyoruz. Buna paralel olarak Çin’in büyüme rakamlarını rayına oturtamaması ile küresel risklerin devam edebileceğini, FED’in Çarşamba günü gerçekleşecek toplantısında Mart ayındaki bir hamlenin de gelişmelere bağlı olacağına vurgu yapması beklenebilir. Piyasalarda bu toplantıda bir faiz artışı beklenmediğini hatırlatalım. Buna ek olarak 16 Mart’taki toplantının da pas geçilerek yılın ilk yarısında tekrar bir hamle gelme ihtimali git gide artmaktadır.
Euro bölgesindeki genişleyici adımların devamı ve ABD’de faiz artırım süreci göz önüne alındığında, FED’in 27 Ocak ve 16 Mart toplantılarını faizlerde değişikliğe gitmeyeceğini hesaba katıyoruz. Böyle bir durumda endekste tekrar pozitif havanın yayılarak alımların devam etmesiyle birlikte 79.500 – 80.000 aralığına dek sürecek yükselişler görülebilir Buna ek olarak özellikle iç piyasada olağan dışı gelişmeler olmaması kaydıyla, beklediğimiz sürecin kuru da tekrar 2.85 – 2.90 aralığına doğru çekmesi kesinlikle sürpriz sayılmamalı.