Üretici fiyat endeksindeki düşüş enflasyondaki düşüşü de birlikte getiriyor. İthalat azalınca üretim ve enflasyondan da doğal olarak söz edilemiyor. Enflasyonun faiz oranlarından değil, sadece kısa dönemde nominal kurdaki değişimlere daha duyarlı olduğu fikrini de ortaya koyuyor.
Teşviklerin sona ermesiyle beyaz eşyalarda tüketimde azalma gerçekleşti ve bunun yanında otomotiv firmalarında talep %40 ‘a kadar düşüş gösterdi.
Bununla birlikte, yılın ikinci yarısında tüketim kaynaklı bir büyüme gerçekleşeceği öngörülmektedir. Çekirdek fiyatlarının çok fazla düşüş göstermesi ve düşüş alması enflasyona yaramış gözüküyor. Türkiye ‘de temel amacımızın enflasyonu % 10 ‘un altına indirerek üretimi canlandırmak ve aynı zamanda Türk lirasının değerini düşük tutarak ihracatı güçlendirmek olduğunu unutmamalıyız. Fakat şu anda kura karşı düşük olan liramız ithalat gücümüze sille vurmuş gözüküyor. Sadece bize değil küresel anlamda 80 milyonun tüketmemesi bölgesel resesyona işaret edebilir. Sıcak para ayrılır ve zincirleme olarak şirketler varlık satışına gider. Kredi büyümesi ılımlı olsa da yetersiz bir üretim gerçekleşir.
Küresel piyasalarda ise, Trump, Çin ile anlaşmaların sürdüğünü ve kendisinin kazanması durumunda ve halen Çin’in Amerika’ya boyun eğmesi durumunda anlaşmanın daha da sert olacağını belirtti. Küresel likiditenin ılımlı durumda olsa da şu anda sektörlerde boşluk bulunmakta Ve gelişmekte olan ülkelerin boşluk oranına paralel bir boşluk oranına sahip olduğunuz için kıskaca alınmış görmekteyiz. Brexit ve Hong Kong ise halen mutlak sonuç bekleyen entegre piyasalara sahip ve takibi önem arz ediyor.
Majör kurlara baktığımızda, ABD doları ve Euro aşağı seyir almışken, Euro dolara karşı değer kazandı ve makro veriler olumlu yönde. Bunda ISN verilerinin de etkisi olduğu söylenebilir. Enflasyon, faiz ve pariteler arasındaki ilişkiler reel ekonominin birer temsilcisi konumunda olduğu gibi birbirlerinin etkileyici özelliklere de sahiptirler.
Bunun yanında, hane halkı ekonomisinin tüketim yapması ile 2019 ‘da ekonomide daha bir canlılık oluşturacağı düşüncesi yaygınlaştı. Borsada tepki alışları sağlam gerçekleşti ve küresel piyasalarda olumsuz senaryoların fiyatlanması büyük oranda sağlandığından çıkış gösterdi. Endeks 97500 ve 98200 destek seviyelerinden tekrar 98826 ‘a çıkışını tamamladı. 100bin psikolojik sınırının bu hafta test edileceği ve 103 bine çıkmasının çok olumlu olacağı düşünülmektedir. Bazı analistler ise bunun suni bir yükseliş olduğunu ve hane halkı gerçeğini yansıtmadığı tezini savunmaktadır.
Grafik, TradingView ile oluşturulmuştur
Sonuç itibariyle, Bist 100 grafiği mumlar ve kademeleri ile ve iki hisse ile karşılaştırılmalı olarak yakından gözlemlenebilir. Grafikten görülebileceği üzere sarı çizgi olan Petkim hissesinin henüz destek seviyesinden yeni ayrıldığını ve kendine bir kararlı trend oluşturamadığını görmekteyiz. Petkim ‘in 3.42 seviyesinde güçlü bir desteği bulunmaktadır. Fakat ciddi miktarda sıcak para çıkışı yaşandı. 3. 60 ‘a kadar tekrar direnç kırmaya çalışacağını ve al sinyali verebileceğini düşünmekteyiz. Tabi eğer kademeler alıcı ve satıcı bulursa bu sağlanacak. Sasa hissesinde bir yükselişin daha kademe yüklü olduğu ve önceki haftada daha stabil davrandığı gözlemlenebilir. Sasa hissesinde volatilite(% 3.87) daha düşük ve göreceli fiyat endekslerinden olumlu etkilendi. 3 aylık performansı 1.32 ‘de kaldığından güçlü para akışı bulunmamakta. Hisse senedi piyasasında dış piyasaların fiyatlanınca ve enflasyonun düşmesi, üstelik zamlara rağmen olumlu bir oluşuma kısa ve orta vadede gidilebileceğini göstermektedir. PMI ‘ların da beklentilerde gelmesi piyasaları kısmen olumlu yapılandırmış duruma getirdi. Orta ve uzun vadede tekrar hedef belirlemenin ve yatırımcının kendi özüyle karar vermesinin yararlı olacağını düşünmekteyim.
Okan ÖZDEMİR