“Kapitalizm, kapitalistler dışında kimsenin yönetemeyeceği bir dünya yaratmıştır.” Yuval Noah Harari – Hayvanlardan Tanrılara Sapiens
Yeni bir Washington Konsensüsü’nün adımları mı atılıyor? Öyle denir mi bilmiyorum ama son kırk yılın tersine yeni bir anlatı şekilleniyor!
Washington Konsensüsü, özünde küreselleşme olarak bildiğimiz kavrama ait oyun kurucuların düzenlemelerini ifade eder. ABD ve güçlü Avrupa ülkelerinin serbest ticaret anlaşmalarıyla dünyanın geri kalanına neoliberal ekonomiyi IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü kurumsal yapılarıyla dayatmalarını beraberinde getirmiştir.
Yukarıdaki ifadeden sonra küreselleşme kavramının hem sağ hem de sol kesimden kabul görmüş bir kavram olmasına şaşırabilirsiniz. Gerçekten de serbest ticaretin, sermaye hareketlerinin önündeki engellerin kaldırılması, herkes için zenginleştirici olmuştur. Bugün Çin ikinci büyük ekonomiyse hatta ülkemiz de dahil dünyada pek çok ülkede dış ticaret hacmi ve milli gelir hızlanan bir ivmeyle artış kaydetmişse bu küreselleşmenin yarattığı serbest ticaret ve sermaye hareketleri ile gerçekleşmiştir. Ancak burada gelişmiş ve gelişen ülkeler açısından ciddi bir fark vardır o da verimliliğin genellikle gelişmiş ekonomiler yani oyun kurucular lehine tesis edilmiş olması… Neden mi? İşte sorun da burada neoliberalizmin dayandığı temel klasik felsefede “Laissez Faire” (Bırakınız yapsınlar…) ama kimin çıkarına?
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!