Yurt dışından gelen her yeni raporda Türkiye için ekonomik büyüme beklentileri aşağı çekilirken kur beklentisi biraz daha yukarı gidiyor.
Bize gelince, endişeli gözler ile Türk Lirası’nın değer kaybını izliyoruz. Şov da yapamayacağız kimse kusura bakmasın çünkü biz geminin içindeyiz. Kur tahminlerine gelince, kimse kendini yormasın bu hızla giderse beşer adımlar ile 2017 tahminleri çok öncesinde yakalanacak. İçeride 15-16 Aralık Avrupa Birliği komisyon toplantısı öncesinde Partili Cumhurbaşkanlığı teklifi gibi önemli gündem maddelerimiz var. Yetmezmiş gibi bir de Dünya’nın derdi ile uğraşıyoruz.
04 Aralık’ta İtalya’da anayasa referandumu var hayır oyu çıkarsa Matteo Renzi istifa edebilir? Bugün Amerika’da tarım dışı istihdam var aylık artış beklentileri aşarsa Dolar daha da güçlenebilir. Acaba Donald Trump ticaret anlaşmaları konusunda bir yenilik yapacak mı? Aman yoksa Dünya’da ticaret savaşları mı başlıyor?
2008 krizinden sonra Merkez Bankaları’nın kolay para politikaları gelişen ülke piyasaları lehineydi. Özellikle son iki senede gelişmiş ülke Merkez Bankaları’nın “negatif faiz” politikası ile 2016 yılının ilk yarısında gelişen ülkelere talep tavan yaptı. Yılın ikinci yarısında işler değişti geçtiğimiz sekiz seneyi yıllardır konuşulan yapısal reform çabaları ile geçirenler bugünlerde daha şanslı. Türkiye için bu dönemde rehavete kapıldı hiçbir şey yapmadı diyemeyiz. Ancak öyle ya da böyle yapılanların yeterli olmadığı bugünlerde yaşadığımız çalkantı ile teyit edildi. Ekonomik, politik ve sosyal anlamda yapısal reformlar uzun vadeli ve sabır gerektiriyor. Bu nedenle olsa gerek bu yapısal reformlar kavramını politikacılar benimsemekte zorlanıyor. Geçmişi bırakıp önümüze bakınca anlık çözümler ile atlatılamayacak bir süreç görüyoruz.
Bu durumda, kısa vadede aşırıya kaçan volatilite ve negatif fiyatlamalara direnç koyacak gelişmeler olarak neleri sıralayabiliriz.
- Sepet kurda ve ithal girdi maliyetlerinde yükseliş bozulan enflasyon bekleyişi tahvil bono piyasasında yüzde 11 bileşiklerde fiyatlamalar ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 20 Aralık öncesinde aksiyon alması,
- Bugün yapılacak Ekonomi Koordinasyon Kurulu’ndan (EKK) alışılmışın dışında bir icraat çıkması,
- 15-16 Aralık tarihine kadar Avrupa Birliği ile gerilen ilişkilerin yerini yumuşamaya bırakması.
Bunlar kısa vadeli ve piyasanın ateşini düşürecek gelişmeler sonrasında ekonomide kalıcı iyileşme için gereken reformlar gelmeli ama beklemiyoruz. Önümüzdeki hafta Meclis’e gelmesi ve Mayıs ayında oylanması beklenen Partili Cumhurbaşkanlığı teklifi ile bu hevesimiz başka bahara kaldı.
Arzu Toktay