“Değişim kaçınılmazdır, ancak dönüşüm bilinçli seçim gereğidir.”
HeatherAsh Amara
Değişim ve dönüşüm arasındaki ilişkiyi Türk Dil Kurumu açısından değerlendirerek başlamak istiyorum:
Değişim : Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü, değişme.
Dönüşüm : Olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma, şekil değiştirme.
Elbette ki her şey değişimle başlar. Konuya iş hayatı perspektifinden bakarsak, ben de sizler gibi kendi kariyerim boyunca birçok konuda değişimi hayal edip, somut önerilerimi sunduktan sonra çevremdekileri ve yöneticilerimi buna ikna ederek bazı değişimlerin öncülerinden oldum. Çalışma arkadaşlarımın başlattığı değişim hamlelerine de aynı heyecanla ortak olarak yeni dünyanın bir parçası olmak için elimden geleni yaptım. Elimdeki en değerli kaynak olan zamanımı bu değişimlere göre bütçeledim ve harcamayı bu hedeflere göre planladım. Bir süre sonra yürüttüğüm işlerin ve işlerle ilintili çevresel etkenlerin değişim hızı öyle arttı ki dönüşüm de aynı oranda kaçınılmaz oldu.
Değişimi gelişimle tamamlayabilmek için önce dönüşümü içselleştirmek gerekiyor. Bireysel olarak bunu yapsanız da kurumsal bedende dönüşümü içselleştirmek emek isteyen bir süreç. Bunu bir kültür olarak benimsemeye başladığınızda ise değişim, dönüşüm ve gelişim sürekli olarak birbirini tetikleyen bir döngü başlatıyor.
Bu girişten sonra konuyu sermaye piyasalarında yaşadığımız dönüşüme getirmek istiyorum.
Tek Elden Hizmet Anlayışı
Finans sektörünün yapı taşı olan bankacılık, sigorta, faktöring, leasing, bireysel emeklilik, portföy yönetimi, aracı kurumlar ve bu kurumların beraberinde getirdiği tüm finansal unsurlar sürekli olarak değişiyor. Bu değişimin dinamosu ise teknoloji. Özellikle internetin yaygınlaşması ile birlikte finans sektörü ile teknoloji ayrılmaz bir bütünün parçası oldular. Değişimi tetikleyen ise sunulan hizmetlerden faydalanmak isteyen müşteriler oldu. Nitekim milenyum sonrasında müşteriyi odağına alan ve onları dinleyen kurumların, rakiplerine göre çok daha hızlı bir şekilde büyüdüğünü görüyoruz.
Günümüzde, son bir yıldır Covid 19 pandemisinin dalga etkisi her sektörde olduğu gibi finans sektöründe de etkili oldu. Pandemi, finans sektörü açısından değişimi ve dönüşümü neredeyse aynı zaman çizgisine taşıdı diyebiliriz.
Bu dönüşümde, son yılların yükselen yıldızı fintechlerin etkisi de çok yüksek oldu. Kendi çevikliklerini büyük finans kurumlarının kaynakları ile birleştirerek yeni bir dünyanın kapılarını açtılar. Bu dönüşümün sonucu olarak hem finans kurumları hem de fintechlerin ortak hedefi “tek elden hizmet anlayışı” sunmak oldu.
Yılbaşından bu yana banka, aracı kurum, portföy yönetim şirketi ve emeklilik şirketi üst kademe yöneticileriyle sohbetlerimde neredeyse hepsinin gündeminde tek elden hizmet sunmak için yapılan çalışmalar bulunuyor. Özellikle mevzuatın da bu paralelde sağladığı katkıların altını da çizmek istiyorum.
Bahsettiğim bu dijital dönüşüm çalışmalarının büyük bölümünde İnfina Yazılım ailesinin de yer aldığını gururla paylaşmak istiyorum. İnfina kültürü olarak değişim, dönüşüm ve gelişim odaklı olmanın getirdiği çevikliği, sektörümüzün değerli kurumlarıyla paylaşmak bizler için çok heyecan verici. Konu sadece yazılım üretmekten de ibaret değil, konu bu dönüşümün her adımını, her paydaşa fayda sağlayacak şekilde birlikte kurgulamakla ilgili. Yenilenen vizyonumuzla birlikte bu konudaki çalışmalarımızı yakın zamanda siz değerli okuyucularla da paylaşıyor olacağız.
Düşük Temaslı Sistemler ve Uçtan Uca Tam Otomasyon
Pandeminin getirdiği kişisel temas hassasiyeti, iş süreçlerinde de karşılık buluyor. Kişileri işi yapan yerine işi kontrol eden konumuna getirmek artık çok daha değerli bir misyon oldu. Bunu yapmak için de kurumların düşük temaslı sistemlere odaklanması ve uçtan uca tam otomasyon yaklaşımını, dönüşümün odağına koyması gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki işverenin başarısı çalışana verilen değerle doğru orantılıdır. Bu değeri birçok başlıkta değerlendirebiliriz fakat özellikle sermaye piyasaları için günlük iş akışında yer alan ve çalışanın üzerinde yoğun baskı kuran iş süreçlerinde sağlanacak konfor, müşteri memnuniyeti dahil birçok konuda katkı yapacaktır.
Örneğin bir aracı kurum çalışanının her akşam mesai bittikten sonra, evinde ailesi ile vakit geçirmesi gerekirken şirket sistemine uzaktan bağlanıp BIST pay senedi ve VIOP kapanışlarını sisteme elle yüklemek zorunda olduğunu, gün sonu işlemlerini de yine her gece yapmak elle olarak yapmak zorunda olduğunu düşünün. Sosyal yaşamından her gece koparılması bir yana, o saatte yaşayabileceği bir teknik problemde olası dalga etkisi ve artan stresin o çalışanlarda oluşturacağı olumsuz duygular, ertesi gün diğer çalışma arkadaşlarına ve hatta hizmet verdiği aracı kurum müşterisine kadar ulaşacaktır.
Finans sektörünün yatırımcılara, hesap sahiplerine sunmak için çalıştığı “en iyi müşteri deneyimi” yaklaşımını, ilk önce kendi çalışanları için sunması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla dijital dönüşümün kilit anahtarlarından biri olan “düşük temaslı sistemler” ve “uçtan uca otomasyon” yaklaşımı için kurumların da gereken bütçeleri ayırarak, bu bakış açısını kazanmaları gerekiyor.
İnfina Yazılım tarafından aracı kurum, portföy yönetim şirketi, emeklilik şirketi, yatırım fonları gibi kurumlar için sunulan Back Office çözümlerinin hepsinin odağında “en iyi çalışan deneyimi” yaklaşımı bulunuyor. Birçok iş adımı en az temasla, uçtan uca otomasyon yaklaşımı ile tasarlanıyor. Yaşayan bir sistem olarak kurgulanan bu süreçler, sürekli olarak İnfina’nın mutlu müşterilerinden gelen geri bildirimlerle de yenileniyor.
Finansta Yapay Zeka ve Yatırımı Kolaylaştırıcı Teknolojiler
Günümüzde dijital dönüşümün katalizör etkisini sağlayan nedir diye sorsanız, hiç tereddüt etmeden “yapay zeka” cevabını veririm. Hem donanım hem de yazılım alanındaki hızlı gelişmelerle yapay zeka neredeyse her sektörde çok etkin. Finans sektörüne baktığımızda da, yapısı itibariyle sürekli olarak büyüyen bir ivmeyle veri üreten bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Eldeki bu verilerin yapay zeka teknolojileri ile kişiselleştirilerek, tekrar sektöre kazandırılması ise yaşadığımız dönüşümün en önemli sonuçlarından biridir.
Ülkemizde, bireysel emeklilik fonlarının dağılım önerileri ile başlayan robo danışmanlık sistemleri artık özel bankacılık, aracı kurumların bireysel portföy yönetimi ve portföy yönetim şirketlerinin yatırım fonu yönetimi süreçlerinde de aktif olarak kullanılmaya başlıyor. Kurumlar, robo danışmanlık çözümlerini kullanarak on binlerce yatırımcıya eş zamanlı “kişiselleştirilmiş” finansal danışmanlık hizmeti sunabiliyorlar. Robo danışmanlık çözümleri tamamen yapay zekaya bağlı olabildiği gibi, kurumların profesyonel varlık yöneticilerinin öngörülerini de dikkate alarak hibrit modellerle çıktılar üretebiliyorlar.
Diğer yandan tüketimi kolaylaştırıcı unsurların sürekli olarak hayatımızın bir parçası olmasına karşılık, tasarrufu destekleyen ve yatırımı kolaylaştıran teknolojiler de giderek artan bir hızda müşterilerin kullanımına sunuluyor. Örneğin, yüzlerce yatırım fonunun olduğu TEFAS platformunda kişinin kendi risk profiline uygun olan fonları belirlemesi, belirlediği yatırım fonlarının konsolide performansını izleyebilmesi, yaptığı seçimlerin gelişimini kaydederek diğer yatırım araçları ile kıyaslayabilmesi katma değeri yüksek bir dijital dönüşüm sürecinin sonucudur.
İnfina Yazılım’ın girişimi olan Öneriver Robo Advisor, hem robo danışmanlık çözümleri hem de yeni ürünü Fon Kolay ile birlikte bu iki misyonu yerine getirmektedir. Varlık yönetiminin dijital dönüşümüne katkı sağlarken, banka, aracı kurum, portföy yönetim şirketi ve emeklilik şirketleri ile farklı konseptlerde çözümler üretmektedirler.
Gelir Paylaşımlı İş Modelleri ve Müşteri Başarısı
Fintechlerin en önemli güçlerinden biri de ölçeklenebilir hizmetler sunarken, proje maliyeti talep etmek yerine gelir paylaşım modelini benimsemiş olmalarıdır. Finans kurumları da teknolojik dönüşümün maliyetine odaklanmak yerine dönüşüm sonucunda elde edilecek yeni gelir kaleminin paylaşılmasına odaklanmayı tercih ederler. Özellikle düşük temaslı otomasyonlarla üretilen yeni iş modelleri, üstelik bir de ortaya çıkacak olan geliri paylaşmak üzerine kurgulandıysa, şirketlerin bu modelleri kabul ederek dönüşmesi daha kolay olmaktadır.
Bununla birlikte “Mutlu Müşteri” ve “Müşteri Başarısı” yaklaşımları da bu modellerle desteklendiğinde gerçek anlamına daha çok yaklaşmaktadır. Günümüzde teknoloji sadece zaman ve para maliyetlerini azaltmak yerine geliri artırıcı yeni işler üretmeyi de sağlamak üzerine kurgulanmaktadır.
İnfina Yazılım’ın PYŞ Trade ve Ödünç Menkul Kıymet otomasyonları çözümü de bu kapsamda etkin bir katma değer sunmaktadır. Bu uygulamaları kullanan aracı kurumlar hem konfor sağlamakta, hem zaman maliyetlerini azaltmakta hem de yeni gelir kalemleri üretmektedirler.
Mükemmel Dönüşüm
İnfina Yazılım, hizmet verdiği sektörden önce kendi dijital dönüşümünü tamamlamış bir kurum. Bununla birlikte yenilediği vizyonuyla geleceğin teknolojilerini bugünden ürünlerine yansıtma arzusuyla büyüyor. Sermaye piyasasındaki her kuruma eşit mesafede kalarak hepsi için bir servis sağlayıcı şirketten çok dijital dönüşüm partneri olmak için çalışıyor. Dönüşümü içselleştiren ve sektörün mutfağından gelen çalışanlarıyla, müşterilerinin başarısı için 25 yıldır emek veriyor.
Bu ailenin İnfina kültürünü benimsemiş bir ferdi olarak söyleyebilirim ki; dijital dünyada başarı, dönüşümünü tamamlayanların olacaktır.
İskender Ada
Satış, Pazarlama ve İş Geliştirme
Genel Müdür Yardımcısı