Sektör Makro Görünüm
Ocak ayı net kar rakamı aylık %14 yıllık ise yaklaşık 5 kat artış ile 20.1 milyar TL oldu. 4Ç21 aylık ortalamasına göre %67, 1Ç21 aylık ortalamasına göre ise %268 artış kaydederken, özsermaye karlılığı artış eğilimini koruyarak %32.9 olarak gerçekleşti. Ocak ayında TL kredi/mevduat faiz makası 4Ç21’e göre 50 bps daralarak %2.6 olurken, YP tarafı da 180 bps daralma ile %4.4 olarak gerçekleşti. Net faiz gelirindeki gerilemeye rağmen karşılık giderlerinin yarı yarıya azalmış olması net kar rakamını Ocak ayında 4Ç21’in aylık ortalamasının üzerine taşıdı. Kredi risk maliyeti 4Ç21’deki %1.9’dan %1.0 seviyesine gerilemiştir. Yüksek kar kaynaklı içsel sermaye oluşumuna bağlı olarak sermaye yeterlilik oranlarındaki yüksek seyir (SYR: %18.5, Çekirdek SYR: %13.7) korunmuştur. Bununla birlikte Ocak ayında bankacılık hizmet gelirlerindeki yıllık %58 artışa karşılık operasyonel giderlerdeki yıllık %50 artış operasyonel karlılık açısından olumlu diğer bir argümandır.
Veriseti tüm bankalar için olumlu olmakla birlikte kar momentumu açısından değerlendirildiğinde kamu bankaları, katılım bankaları ve yabancı bankalar biraz daha olumlu ayrışabilir. Bu nedenle HALKB, VAKBN, GARAN ve ALBRK verisetinden biraz daha olumlu etkilenebilir.
2022 beklentilerimiz. Net faiz marjı Ocak ayında 4Ç21’e göre 100 bps daralmış olmasına rağmen, TL tarafta kredi/mevduat faiz makasının yüksek seyri ve ılımlı kredi büyüme patikası yılın ilk çeyrek genelinde marjların yüksek kalmasına imkan sağlayacaktır. Bununla birlikte YP mevduatların gerilemesi swap giderlerini düşürdüğü için swap ile düzeltilmiş marjın çok daha iyi bir noktada olabileceğini bekliyoruz. Takip eden dönemlerde ise marjın rekabet koşullarından dolayı kısmen daralabileceğini tahmin ediyoruz. Ancak TÜFE’ye endeksli bonoların yüksek katkısının 2022 yılı genelinde marjların 2021’e göre yukarıda şekillenmesine imkan sağlayacaktır. Komisyon gelirlerine %58 gibi yüksek bir yıllık büyüme ile başlanmış olsa da 2022 yıl genelinde artışın 2021’e göre daha sınırlı kalabileceğini tahmin ediyoruz. 2021’deki %41’lik yıllık büyümeden daha düşük bir oranın 2022 için daha makul bir hedef olabileceği görüşündeyiz. Operasyonel giderler tarafında ise 2021 yılından sarkan enflasyon etkisi ile birlikte %40 seviyelerinde yıllık operasyonel gider artışı olabileceğini modelliyoruz, ki Ocak ayı başlangıcı da %50 olarak gerçekleşmiştir. Kredi risk maliyeti ise kur etkileri hariç tutulduğunda 2021 yılının kısmen üzerinde gerçekleşebilir. BDDK’nın 1 Ekim 2021’den itibaren sağladığı esnekliklerin sona ermiş olmasından sonra özellikle bireysel segmentte tolore edilebilir bir takibe dönüşüm artışı gözlenebilir. Ticari kredilerde ise gerek TL gerekse de YP tarafta mevcut makro veriler doğrultusunda belirgin bir artış olmayacağını tahmin ediyoruz. BDDK aylık verilerine göre 2021 tüm yılda 114 bps olarak hesapladığımız kredi risk maliyetinin 2022 tüm yılda 125-150 bps aralığında olabileceğini tahmin ediyoruz. Bu tahmin setinin sonucunda ise banka karlarının 2022 yılında %70’in üzerinde bir artış gösterebileceğini tahmin ediyoruz.
Bankacılık hisselerindeki düşük çarpanlar olası risk faktörlerini önemli ölçüde fiyatlamış durumda. F/K (1.64x) ve F/DD (0.35x) çarpanları oldukça cazip olmakla birlikte özsermaye karlılıklarındaki artış da diğer gelişmekte olan banka ülkelerine göre daha yüksek kalmaya ve farkı açmaya devam ediyor. Banka hisselerindeki mevcut fiyat seviyelerinin oldukça ucuz ve olası riskleri önemli ölçüde fiyatladığını düşünüyoruz. Jeopolitik gelişmeler olası ekonomik yavaşlama nedeniyle kredi büyümesi ve aktif kalitesi için bir risk teşkil edebilir. 2021 yılsonu itibari ile ilk on bankanın Grup 3 karşılık oranının %70, serbest karşılık hariç toplam karşılık oranının ise %142 seviyesinde olduğu dikkate alınırsa aktif kalitesi kaynaklı ilave bir karşılık ihtiyacı olmayacağını düşünüyoruz.
Rapor için tıklayın.
Kaynak: Dinamik Menkul