Bankacılık Sektörü / Haftalık değerlendirme notu
Bankacılık endeksi geçen hafta bir önceki haftaya göre %3.1 değer kaybederken sanayi endeksinin de %2.7 gerisinde bir performans sergiledi. Sene başından bu yana ise %53.2 değer kazancı ile sanayi endeksine göre %34.7 daha iyi performans sergiledi. 1 yıl ileriye dönük beklentilerimize göre çarpanlar F/K (3.06x) ve F/DD (0.89x) seviyelerinde. Banka hisselerinde kar verimi (1/(F/K)) %32.7 ile son beş yıllık ortalamasının gerisinde olmasına rağmen, son zamanlardaki kar realizasyonu sonrasında kar verimi 10 yıllık bono faizinin yaklaşık 4 puan kadar üzerinde seyrediyor. Yılın ilk yarısını zayıf bir marj ile kapatan bankacılık sektörünün gerek bilanço içi yabancı para pozisyonunun gerilemesi (1Ç24: 52.5 milyar $, 3Ç24: 15.8 milyar $) gerekse de TL kredi/mevduat faiz makasının toparlaması ile yılın ikinci yarısında belirgin bir şekilde daha yüksek bir net faiz marjı yakalayabileceğini düşünüyoruz. Kredi kalitesindeki zayıflamanın bireysel segment ile sınırlı kalacağı ve yüksek karşılıklar sayesinde gelir tablosu üzerinde önemli bir negatif etkisi olmayacağı fikrindeyiz. Komisyon gelirlerinin faaliyet giderlerine kıyasla daha hızlı artışı da karlılıklara olumlu yönde destek verecektir. Cazip hale gelen değerlemeler ve yılın ikinci yarısındaki kar momentumu ile banka hisselerine ilginin artmasını bekliyoruz.
TL kredi/mevduat faiz makası pozitif seyrini korurken, yılbaşından bu yana YP kredi büyümesi %25.3 ile %16.9 olan TL kredi büyümesinin üzerinde. TL’nin stabil seyri ile ticari krediler daha ağırlıklı olarak YP cinsinden büyürken, bireysel segmentte ise genel amaçlı tüketici ve kredi kartı kredilerinin artış hızı daha yüksek seyretmekte. 6 Eylül verilerine göre tüketici kredisi faizi %71.7, ticari kredi faizi %60.9, 1-3 ay vadeli mevduat faizi ise %59.3 seviyesinde. Haftalık kredi/mevduat faiz makası %3.9, 13 haftalık ortalama da %5.3 ile pozitif seyrin devamına işaret ediyor. Mart ortasından bu yana TL kredi büyüme hızı 13 haftalık yıllıklandırılmış ortalamalara göre %40’ın üzerinden %23 seviyesine doğru gerilerken, YP kredi büyüme hızı ise aynı dönemde %10’lu seviyelerden %31’e yükselmiş durumda. 6 Eylül itibari ile 13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış kredi büyüme hızı %26.2, KOBİ kredilerinde %16.7 olarak gerçekleşti. 13 haftalık yıllıklandırılmış ve kur etkisinden arındırılmış mevduat büyümesi ise %29.8 seviyesinde. Kur korumalı mevduat 6 Eylül itibari ile 46.7 milyar $ seviyesinde (1,575 milyar TL). TL mevduatlar ise yılbaşından bu yana %19.2 artarken, YP Mevduat/Toplam Mevduat ise %38.8 seviyesindedir. Vadesiz mevduatın toplam mevduat içerisindeki payı ise %34.4 ile 2023 yıl ortalamasının hafif gerisindedir.
Takipteki kredi oranı %1.73 seviyesinde. Takipteki krediler için ayrılan karşılık oranı ise %74.9 ile yüksek. Reel sektörün YP kredi riskinin 2018 yılı Mayıs ayından bu yana gerilemiş olması önemli bir kazanım. Kredi faizlerindeki yükseliş ile bireysel kredilerde takibe intikal kısmen hızlanabilir. Bunun tolere edilebilir seviyede kalacağını ve bankaların yüksek karşılık oranları ile oldukça korunaklı olduklarını düşünüyoruz. 2023’te 2022’ye göre daha düşük bir kredi risk maliyeti gerçekleşirken, 2024 yılında kredi risk maliyetinde sınırlı bir artış olabilir.
Kaynak: Deniz Yatırım