Bakırdan Al Haberi

Mahfi Eğilmez – 18.03.2016

M.Ö. 5000 ile 3000’ler arasında bakır, yaygın biçimde, kap kacak yapımında kullanılan bir metaldi. Bu yaygın kullanım nedeniyle o döneme tarihçiler bakır çağı adını veriyor. Yumuşak olması, kolayca şekil verilebilmesinin yarattığı avantaj yaygın kullanımının başlıca nedenlerinden birisidir. Buna karşılık bazı dezavantajları da vardı: Hava koşullarından etkileniyor, kolayca oksitlenebiliyordu. Yemek kaplarında ortaya çıkan oksitlenmeler, bu kaplardan yemek yiyenlerin zehirlenmesine yol açabiliyordu. Bakır kapların oksitlenmesini önlemek için bakır kapların kalaylanması gerekiyordu. Kalay da bakır gibi yumuşak bir metal olmasına karşılık oksitlenmeye karşı dirençlidir.

Böyle yaygın bir kullanım bakırın çok değerli bir metal olmasına yol açıyordu.

İnsanoğlu M.Ö. 3000’lerde bir yerde bakır kapları kalaylamak yerine bakır ile kalayı birbirine karıştırarak bir metal karışımı yapmayı buldu. İkisi de yumuşak birer metal olan bakırla kalay belirli bir derecede ergitilip belirli bir oranda (genellikle yüzde 85 – 90 bakır yüzde 10 – 15 oranında kalay) birbirine karıştırılırsa bronz (ya da tunç) denilen sert ve oksitlenmeyen bir metal karışımı ortaya çıkıyor.

M.Ö. 3000’lere gelinceye kadar kap kacak yapımında kullanılan bakırın yerini o tarihlerde yavaş yavaş bronz almaya başladı. Bu yeni bileşimin yaygın kullanımı yaklaşık M.Ö. 1200’lere kadar uzanıyor. O tarihlerde demir kullanımı başlıyor ve bakırın değeri düşüyor.

Bakırın en yüksek değere ulaştığı dönemin, tek başına kullanıldığı M.Ö 3000’lere kadar olan dönem olduğunu düşünüyorum. Ne var ki o tarihler için bir fiyatlama ya da değer ölçümü yapacak bir bilgi yok elimizde. Bu hesaplamayı ancak Hititlerin egemenlik dönemlerinden başlatabiliyoruz. Çünkü Hititler, çeşitli mal ve hizmetlerin (ve o arada bakırın) fiyatını yasalarına yazmışlar.

Hitit yasalarında yazılı fiyatlardan giderek bir hesaplama yaptığımda bakırın ton fiyatının M.Ö.1250’de yaklaşık 3.000 dolar dolayında olduğu ortaya çıkıyor. Bu dönem bakırın kalayla karıştırılıp bronz yapıldığı dönemdir. Bu durumda bakırın tek başına kullanıldığı önceki dönemlerde daha pahalı olması gerekiyor.

M.S. 1900 yılından itibaren bakırın ton fiyatının dolar cinsinden karşılığını tarihsel serilerden giderek bulabiliyoruz. Örneğin 1900 yılında bakırın tonu 357 dolarmış.

Aşağıdaki tabloda bakırın dolar cinsinden ton fiyatını M.Ö. 1350 yılından bugüne kadar sunuyorum. M.S. 1900 yılına kadar olan fiyatlar benim tahminlerimdir. M.Ö. 1250 yılındaki fiyat tahminini Hitit yasalarında yazılı gümüş cinsinden ifade edilmiş bakır fiyatlarına dayanarak yaptım. M.Ö. ile ilgili öteki tahminler ise bu baz fiyata dayalı olarak yapılmış spekülatif tahminlerdir.

Bakır Fiyatlarının Gelişimi (M.Ö. 1350 – 2016/Mart)

Yıllar USD / Ton Yıllar USD / Ton
MÖ 1350 3.500 2004 2.868
1250 3.000 2005 3.684
1200 2.500 2006 6.727
MÖ 1000 1.500 2007 7.126
MS 1900 357 2008 2.811
1950 476 2009 7.345
1970 1.280 2010 9.575
1980 2.230 2011 7.371
1990 2.710 2012 8.047
1995 3.050 2013 7.394
2000 1.940 2014 6.361
2002 1.558 2015 4.639
2003 1.780 2016 (Mart) 4.599

 

M.Ö. 1000 dolaylarında bakır fiyatlarının, demirin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte düştüğünü tahmin ediyorum. Her ne kadar savaş sanayinde demir, bakırın yerini almış olsa da, kap kacak yapımında kullanılmaya devam ettiği için, bakırın fiyatının çok da fazla düşmemiş olduğunu düşünebiliriz. Ondan sonraki dönemlerde bakır fiyatlarının daha hızlı gerilediği kanısındayım. Çünkü bakırın kullanımı giderek azalıyor ve başka metaller devreye giriyor.

Yukarıdaki tablonun grafik olarak gösterimini de aşağıda sunuyorum.

Bakır Fiyatlarının Tarihsel Seyri (USD / Ton)

bakir-fiyatalri

Bakır, 20. yüzyıldan itibaren yepyeni bir kullanım alanı buldu: İletim hatları. Bakır, metaller arasında elektrik akımını en iyi iletebilenidir. Bunun ortaya çıkmasıyla birlikte bakır, iletim hatlarında kullanılmaya başlandı ve bakıra talebin yeniden artmasıyla birlikte fiyatı da yükselmeye başladı.

Grafiğe bakınca bakır fiyatlarının son 100 yılda iki kez artış göstermiş göründüğü ortaya çıkıyor. İlki 1900’lerin sonlarına kadar görülen artıştır. Bu dönemde, bugünün gelişmiş ülkelerinin hızlı büyümesinin bakıra olan talebi canlı tuttuğu ve bu canlı talebin de fiyatları artırdığı anlaşılıyor. İkincisi 2000’li yılların başlamasından kısa bir süre sonra başlayıp 2010’a kadar süren artıştır. Bu ikinci artışın nedeni Çin, Hindistan gibi hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkelerin iletim hatlarını yaygınlaştırmaya duydukları ihtiyacın yarattığı taleptir. Bu artış, 2008 yılında ABD’nin krize girmesiyle kısa süreli bir çöküş yaşamış, sonra yeniden hızlanmış görünüyor. 2010 yılında Avrupa’nın krize girmesiyle yaygınlaşan küresel kriz, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini de etkileyip birçok alanda olduğu gibi bakır talebinde de düşüşe yol açınca fiyatlarda da gerileme başlamış bulunuyor. Kuşkusuz zaman içinde kablosuz iletişim gibi teknolojilerin yaygınlaşmasının da bakır talebindeki düşüşle ilgisi var. Ama yine de küresel krizden çıkışın işaretlerinden birisi bakır fiyatlarındaki artışta kendisini gösterecek.