Geçen cuma Avrupa için yakın tehdidin nüfus sorunu olduğuna işaret etmiştik. Hafta başında Avrupa Birliği Komisyonu’nun İtalya’nın eski başbakanı, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin başkanlığında bir uzman gruba hazırlattığı rapor ise, doğaldır ki, Avrupa’nın tek sorununun ‘hızla yaşlanan nüfus’ olmadığını; Avrupa’nın aynı zamanda küresel rekabetteki konumu itibariyle bir ‘ölüm kalım’ savaşı içinde olduğuna da işaret etti. Önce, ‘Avrupa Rekabet Gücünün Geleceği’ başlıklı raporda, geçtiğimiz cuma günkü yazımıza değinen bölümü aktarayım. Draghi’nin başkanlığında hazırlanan AB Komisyonu raporu, Avrupa’da nüfus artışının sona erdiğini; 2040’a kadar her yıl işgücü piyasasından 2 milyon kişinin çıkacağını; üretkenliğinin çok zayıfladığına işaret ediyor. Oysa, Avrupa’nın küresel rekabette artan zorluklara karşı, tersine, daha fazla üretkenliğe şiddetle ihtiyacı var.
Söz konusu raporun en çarpıcı tespitlerinden ilki Çin’in Avrupa’ya eskisi kadar ‘açık’ olmadığı ve küresel pazarlarda da Avrupa’ya karşı ciddi bir rakibe dönüştüğü gerçeği. Bunun anlamı, 1990’lı yılların sonlarından bu yana, gerek önemli şirketleri Çin’de üretime yönelmiş ve/ veya Çin’den avantajlı maliyetle ithal ettiği ürünlerle pazarını ve ekonomisini beslemiş olan Avrupa için, Çin’den elde ettiği avantajların sona erdiği bir döneme girilmiş durumda. Bu nedenle, Avrupalı tedarikçiler için, Avrupa pazarı için ‘güvenilir liman’ olma özelliğini, yüksek kalitede ve rekabet edilebilir fiyatlarla üretim yapma becerisini son 40 yılda defalarca kanıtlamış bir aday ülke olan Türkiye ile Avrupa Birliği’nin işbirliğini arttırması, Avrupa’nın ‘ölüm kalım’ savaşı için hayati önem taşıyor. Keza, raporun en çarpıcı tespitlerinden ikincisi de, Avrupa’nın ana ucuz enerji tedarikçisi Rusya’yı da kaybettiği gerçeği.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!