Avrupa için ‘yakın’ tehdit: Nüfus

Küresel ekonomi-politik sisteme yönelik, daha da derin bir boyutta 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulmuş ‘Küresel Düzen’e yönelik değişim ve dönüşüm sancılarının ciddi manada şiddetlendiği; bu nedenle küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik gerginliğin tırmandığı bir sürecin içinden geçiyoruz. Küresel Kuzey ile Küresel Güney arasında rekabet derinleşiyor. 2000’li yılların başından bu yana Atlantik’ten Asya- Pasifik’e doğru hareketini sürdüren ‘sıklet merkezi’ odaklı değişim, kıtalar arası enerji, savunma, teknoloji ve lojistik odaklı mücadeleyi de yoğunlaştırmış durumda. Bu mücadelenin kritik önemdeki sacayaklarından birisini ise ‘nüfus’ oluşturuyor.

Gerek kıtalar arası üretim ve tedarik rekabeti, ne kadar yüksek teknoloji odaklı bir dönüşüm yaşansa da, gerekse de askeri güç rekabeti halen ve halen ülkelerin coğrafyaların nüfus, istihdam ve beşeri kaynak imkân ve kabiliyetleri ile doğrudan bağlantılı. İşte, bu noktada, Avrupa önemli bir ‘tehdit’ ile karşı karşıya. 2023 yılı sonu itibariyle 742,2 milyona ulaştığı öngörülen Avrupa’nın toplam nüfusunda, son 10 yılda artış sadece 2,2 milyon. O da ağırlıklı olarak Türkiye sayesinde. 2. Dünya Savaşı sonrası, ağır bir yıkımdan çıkmış olan Avrupa, 1950 ile 1985 arası, 35 yılda 157,8 milyon nüfus artışı yaşarken, bir sonraki 35 yılda sadece 38,7 milyon civarında artış gerçekleştirebildi.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!