Dünya ekonomisi için önemli meydan okumaların başında ‘yoksullukla mücadele’ gelmekte. Yoksullukla mücadele ciddi boyutlarda ‘coğrafi konsantrasyon’ gerektiren bir sorun. Yoksullukla mücadele aynı zamanda çok katmanlı, karmaşık bir mücadele alanı. 1990’lı yılların sonlarına kadar, yoksullukla mücadele ağırlıklı olarak gelişmekte olan ve az gelişmiş ekonomilerin temel sorunuydu. G7 ekonomilerinin temel algısı, Batı ve Kuzey Avrupa Ülkelerinin genel imajı ‘yoksulluk’ sorununu geride bıraktıkları yönündeydi.
Ancak, 1990’lı yılların sonlarından itibaren yeni bir hikaye yazmaya başlayan Asya ekonomileri, 1990’lı yılların ortasında kendi krizleri olan ‘Asya Krizi’ni yaşadıktan ve önemli bir bedel ödedikten sonra, yoğun bir sanayileşme ve küresel rekabet odaklı teknoloji sıçramasıyla yepyeni bir hikaye yazmaya başladılar. 1995’den 2015’e, 20 yıl gibi kısa bir sürede, doğunun ‘Asya Krizi’, bu defa batı için gerçek manada bir ‘Asya Şoku’na dönüştü. Dünyanın önde gelen ekonomileri yükselen Asya ekonomilerinin güçlü rekabet kabiliyetleri ile nasıl baş edebileceklerini bilemedikleri bir konumda buldular kendilerini.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!