Mahfi Eğilmez – 16.11.2015
Son dönemde en çok tartışılan konulardan birisi hükümetin asgari ücretin yüzde 30 oranında artırılacak olmasına ilişkin taahhüdü. Aslında AKP, 1 Haziran seçiminden önce öteki partilerin bu konuda taahhütleri olmasına karşın herhangi bir taahhütte bulunmamıştı ama 1 Kasım seçimi öncesinde o da asgari ücreti 1.300 TL yapacağını taahhüt edince olay değişti. Muhalefet partilerinin vaatleri bir anlamda ‘nasıl olsa iktidara gelemeyecekleri için bol keseden yapılmış taahhütler’ kapsamındaydı ama AKP, iktidara ya tek başına ya da koalisyon ortağı olarak geleceği için taahhüdü söz anlamına geliyordu. Ve AKP, tek başına iktidara gelince bu taahhüdü kucağında buldu. Şimdi sözünü tutmak zorunda bulunuyor. Dolayısıyla 2016 başından itibaren asgari ücrete yüzde 30 artış gelecek.
Bunun yaratacağı bazı olumsuz sonuçları bir önceki yazımda ortaya koydum. Bunları bir kez daha tekrarlayayım: (1) Bazı işletmeler bu yükü kaldıramayacağı için çalışanların sayısını azaltma yoluna gider. Bu, işsizliği artırır. (2) İç pazara mal satan işletmelerin bir bölümü maliyetlerine gelen bu yükü fiyatlarına yansıtır. Bu, enflasyonu artırır. İşletmelerin bir bölümü ise bu artışı fiyatlarına yansıtamaz ve zarar ederler. Bir süre sonra kapanan işletmeler görürüz. Bu, işsizliği artırır. (3) İhracata yönelik işletmeler dış pazarlardaki darlıklar nedeniyle maliyetlerine gelen bu artışı kolay kolay fiyatlarına yansıtamazlar. Bu, onların kârını düşürür, bazılarında zarara yol açabilir. İhracatta düşüşler ortaya çıkabilir.
Asgari ücretin artırılmasının bazı olumlu sonuçları da olacak. Onları da sıralayalım: (1) Asgari ücretliler, tüketim eğilimi en yüksek kesimdedir. Dolayısıyla artış miktarı tüketim harcamalarının artışına gidecek ve talep artacak. Talep artışı, ilk aşamadaki üretim düşüşünü telafi edebilir. Buna karşılık fiyatların artmasına katkıda bulunur. (2) Talep artışı, üretimi ve dolayısıyla belirli oranda yatırımı artırarak yitirilmiş bulunan büyüme ivmesini geri getirebilir. Böylece ekonomide düşen büyüme oranı yeniden yukarı yönlenebilir. (3) Büyüme, eğer eski ivmesini yakalamaya başlarsa zaman içinde istihdamda olumlu gelişmeler görülmeye başlayabilir. Böylece başlangıçtaki işçi çıkarmalar tersine dönebilir. (4) Tüketim harcamalarında artış olması vergi tahsilatının da artmasına yol açar. Ve eğer asgari ücret artışına kamu desteği sağlanacaksa bu artıştan yararlanılabilir.
Demek ki asgari ücret artışının hem olumsuz hem de olumlu yanları olacak. Sıralama olarak önce olumsuz etkilerin sonra da olumlu etkilerin ortaya çıkmasını bekliyorum. Bir kısmı birbiriyle iç içe ortaya çıkacaktır.
İşi olumlu yöne çevirmenin veya olumlu etkileri öne çıkarmanın bir tek yolu olduğunu düşünüyorum: Yapısal reformlar paketi açıklamak. Bu paketin şişirme bir paket olmaması, 5 – 6 kritik reformla sınırlı tutulması gerekir. Ne kadar çok reform sayılırsa gerçekleştirebilme olasılığı o kadar uzak oluyor. Ve bu reform paketinin takvime bağlanarak açıklanması gerekir. Eğer beklentilerin olumlu yöne çevrilmesi isteniyorsa tarih vererek reformları açıklamak çok önemli. Aksi takdirde örneğini çok gördüğümüz kalkınma planları veya orta vadeli programlardaki vaatler gibi havada kalır. Böyle bir paketin dış dünyaya da olumlu bir mesaj vereceğini düşünüyorum.