Analiz farklıysa sonuç da öyledir

Borsa endeksindeki son 1 aylık performansa bakıp da gelişmeleri ne şekilde hikayeleştirebiliriz?

AKBNK, YKBNK, GARAN %20 üzeri prim yaparken acaba kredi muslukları açılıyor Türkiye büyüyecek diye mi düşünmeliyiz? PGSUS ve ARCLK %25 üzeri prim yaparken ne düşünmeliyiz ? Satış patlaması beklentisi uçuş hacmi büyümesi mi ? Elbette hayır: temel beklenti ekonomistlerin ve klasik analiz öngörüsü dışında görülmelidir. Oyunu okumakta hata vardır.

Sıradışı öğretiyle yapılacak analizlerden biri şu olabilir: Son 3 yılda getirisi negatif olan hisseler genel olarak tepki hareketi içindedir. Bir başka deyişle, “ucuz” algısıyla hareketlenirler ve prim yapmalarının sebebini ekonomi dışı faktörlerde aramak gereklidir. Bu da oyunu farklı okumayı gerektirir zaten.

Son 1 ayda %20 üzeri prim yapanlar

Bakalım ve görelim: % 23.7 ortalama getiri sağlamış olan YKBNK, TTKOM, AKBNK hisseleri kümelenmiştir. Bu hisseler son 3 yılda ortalama – 15.60 % ile negatif getiri sağlamıştır. Yani tepki gerekçelerini biraz da bu şekilde aramak gerekir. Sırf bu 2 getiriyi kıyaslamak bile önemli bilgiler içerebilir.

Daha önce de yazdık: yıllık bazda gelişmeleri görmek için aylık hareketlere bakalım. Aylık bazdaki  gelişmeler için haftalık hareketlere bakmak gerekir. Bu şekilde tümdengelim yaklaşımı sağlıklı olacaktır.

Yani 1 yıllık getirinden öte 3 yıllık getiri bu oldukça  negatif reel getiride iken, enflasyon artışına karşı ciddi kayıplar göstermişken aylık getiri şüphe uyandırmalı mıdır? Yoksa Türkiye ekonomisi toparlıyor ve bu aylık pozitif getirileri ilk işaretleri midir? Öncü hareketler midir ve geleceğe yönelik haberler mi vermektedir?

O halde bakılması gereken neresidir?  En önemlisi de neye ne için bakıyoruz ? Olan biten üzerinden analiz ise bunu ekonomistler yeterince yapmaktadır ve işe yaramadığını  hasar vakalarıyla görmekteyiz. Olacağı görebilmek ve hata payını düşürebilmek için biraz daha farklı bakış gerektiği açıktır. Bu farklı bakışın gerektirdiği de aynı verilere farklı yorum mekanizmasıdır.

Döviz hareketinin kesilmediğini düşünürsek 3 yıllık ana eğilimin verdiği sinyaller ve çelişen nispeten kısa vadeye dikkat etmek gerekir.

Türkiye, daha iyi sürdürülebilir büyüme metodunu ararken, yeni döneme geçiş eskiyi radikal şekilde  atmayı gerektirmektedir. Bu da samimice doğru adımların açıkça atılmasını gerektiriyor. Bu beklenti, sanayi ve mali kurumların da değişim geçirmesine sebep olacaktır.

Dövizdeki dalgalanma ihracatı teşvik ederken, yapay zekaya dayalı daha güvenilir stratejiyle yeni pazarlar erken aşamada bulunabilir. Bu faydayla, geçmişin başarılısını değil geleceğin fırsatını erken aşamada yakalamış olursunuz. Doğrulanmış modeller kurmak mümkündür. Buna göre uygulanabilir avantaj getirecek öneri için ülke ve bölge GELECEK dönemde cazip pazarları skorlama tablolarında inceleyebilirsiniz

http://www.ekonomist.com.tr/kapak-konusu/ihracati-artirma-yollari.html