Önümüzdeki hafta Amerika tarafında Başkan Yellen’ın 15 Şubat’ta senatoda yapacağı yarıyıl sunumu ilk çeyrekte dolar ve dolar cinsi varlıklar için beklenti oluşturuyor.
FED’in faiz artırımının fiyatlandığı vadeli ve opsiyon piyasasında politika faizinin 0,75-1,00 baz puana çekilme ihtimali yüzde 28 olasılık olarak görülüyor. Piyasaların Mart ayı faiz artırımını zayıf ihtimal olarak hesapladığı bu ortamda Yellen sunumu belirleyici olabilir.
FED faiz artırım olasılık tablosu
Kaynak Bloomberg
08 Kasım seçimi sonrasında Trump’ın büyüme odaklı politikası piyasalara moral verirken tüketici güvenine de olumlu yansıdı. Özellikle finansal piyasalarda zenginlik göstergesi olarak da bilinen hisse senedi piyasalarında rekor seviyelere yükseliş dikkat çekiciydi. Aralık ayı toplantısında FED yetkilileri çekirdek kişisel tüketim harcamalarının enflasyon bekleyişini yukarıya taşıdığı gerçeğinden bahsetti. 27 Ocak tarihinde açıklanan veride çekirdek kişisel tüketim harcamalarındaki gerçekleşme yüzde 1,3 ile “önceki 1,7” geriledi. Buna rağmen kişisel tüketim harcamalarında Aralık 2015’ten bu yana yaşanan yükselişin sona erdiğinden bahsedemeyiz. Yükselen petrol fiyatları, kiralar ve sağlık harcamaları Amerika’da enflasyonu yukarı çekiyor. Aralık ayı rakamlarında 12 aylık tüketici enflasyonu %2,1 artış ile son iki yılın en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Ocak ayı enflasyonunun yüzde 0,3 gerçekleşme ile yıllık rakamı yüzde 2,4 seviyesine taşıyacağı tahmin ediliyor. Bize göre, Ocak ayı verisi yüzde 0,3 olan piyasa beklentisini karşılayabilir. FED öteden beri tüketim bazlı enflasyon değişkenleri ile yüzde 2 enflasyon hedefi konusunda sorun yaşamayacağını düşünüyor.
Çekirdek kişisel tüketim harcamaları ve enflasyon bekleyişi
Kaynak Bloomberg
Amerika’da çekirdek kişisel tüketim harcamaları ya da enflasyon bekleyişi üzerinde neden bu kadar çok duruyorsunuz diye sorabilirsiniz? Her ne kadar FED yetkilileri orta vadeli enflasyon hedefinde güncellemeye gerek yok dese de enflasyonun hız kazanması faiz artırım beklentisinin öne çekilmesi demek. Bu durum tüm Dünya’yı ve bizi yakından ilgilendiriyor. Ne kadar geç o a kadar iyi Türkiye ekonomisi için Mart ayı erken bir tarih olabilir.
Tahvil piyasası gelişmeleri nasıl yorumladı?
08 Kasım seçimleri sonrasında 10 yıllık Amerikan tahvillerinde oranlar hızla yükseldi. Piyasa oyuncuları Başkan Donald Trump’ın söz verdiği ekonomik politikaların yüksek büyüme ve enflasyonu beraberinde getireceğini düşünerek FED faiz artırımlarının hız kazanacağını fiyatladı. Eğer tahvil bono piyasasında bu şekilde bir beklenti var ise hisse senedi piyasaları neden yükseliyor diye sormakta haklısınız? O zaman hemen geriye dönelim ve hisse senedi piyasasının neden yükseldiğine bakalım.
Kurumsal vergi indirimleri Dodd-Frank yasasına ilişkin düzenlemelerin yumuşatılması ile karlılıkta artış beklentisi ve en önemlisi hızlanan ekonomik büyüme. Bu şartlar altında tahvil bono piyasasında düşen hisse senedi piyasasında yükselen fiyatlar daha anlamlı bir hal alıyor.
Tekrar Amerikan 10 yıllıklarına dönünce, 15 Aralık tarihinde 2,64 seviyesine kadar yükselen oranlar bugünlerde 2,41 civarında seyrediyor. Bir başka dikkatimizi çeken fonların rekor seviyelere yakın net kısa pozisyon miktarı. Para yöneticileri 10 yıllıklarda 297,179 kontrat kısa pozisyon taşıyorlar. Düşünün ki piyasayı kısa pozisyon kapama faaliyetine yönlendirecek bir gelişme yaşandı. Fiyatlarda yukarı yönlü hareket çok sert olabilir. Hisse senedi piyasasının rekor seviyede olması da yatırımcıların buradaki karlarını alıp sabit getirili menkul kıymetlere dönmesi anlamına geliyor. Ayrıca Amerikan tahvillerinin alternatiflere göre, yüksek getiri ve düşük risk ile öne çıktığını biliyoruz. Amerikan ekonomisinde iyileşme ve faiz artırımını büyük ölçüde satın alan piyasa bir süre sonra deniz aşırı ülkelerden de yatırımcı talebi çekebilir.
Arzu Toktay