ABD Başkanı Trump’ın politikalarının ekopolitik zeminde yarattığı sarsıntılardaki enerji birikimi her geçen gün yükseliyor.
70’li yıllardan sonra merkez bankaları yönetiminde ve üretimden çok doların konforundaki finans balonlarına dayandırılan küreselleşme hikayesi, teknolojik dönüşümle son bulmuş ve yeni bir ulusalcı üretim sürecine girilmiştir.
Trump bahane dönüşümü anlamaksa şahane!
Başkan Trump’ın ilk döneminde hisse piyasaları önderliğinde risk iştahı oldukça yüksekti. Dolayısıyla ikinci dönemde de kripto ve hisse piyasalarının muhteşem olacağına ilişkin görüşler de yaygındı. Ancak bu iktidar döneminde Trump’ın popülerlikten ziyade yapısal dönüşüme ağırlık vereceği anlaşılıyor ki bu yapısal dönüşümün ilk unsurunu MAGA’yı gerçekleştirecek ekstra gümrük tarifeleri, ikincil ve yardımcı unsurunu ise bu milli üretim dönüşümüne yönelik hammaddeleri sağlayacak stratejik emtiaları edinme (gerekirse yayılmacılıkla) olarak görebiliriz. Bu süreçlerin yakın gelecekteki parçasının ise ABD dolarına yönelik, tarife tehditine benzer bir şekilde ilerleyeceğini düşünürüm ancak buna henüz zaman var.
Dönüşümün en belirgin emaresini altının onsunda gerçekleşen ralliye karşılık, SP500 endeksinde görülen düşüşte yani hisse piyasalarında risk iştahının net bir biçimde düşüşünden görebiliriz.
Peki geçmişte olduğu gibi risk iştahındaki bu kayıp, ABD hazine tahviliyle desteklenmekte midir?
Gösterge 10 yıllık tahvil fiyatının son 1 aylık sürede hisse endeksindeki kayba, fiyat düşüşü (tahvilde fiyat ve faiz ters orantılı) ile eşlik etmesi ABD varlıklarından altına doğru çıkışın en bariz göstergesidir.
Zira risk iştihanın düşüş kaydettiği dönemlerde hisse ve kripto gibi varlıklardan çıkış, genellikle ABD hazine kağıtlarına girişle (sabit getirili daha az riskli varlıklara yönelim) son bulurdu.
Altın fiyatına yönelik önemli bir gelişmenin tarihi 2 Nisan…
ABD Başkanı Donald Trump, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD’nin yabancı otomobil ithalatına yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulayacağını söyledi. Bu, göreve gelmesinden bu yana uyguladığı tüm ekstra tarifelerin etkilerinden daha da kritik bir karar olarak değerlendirilebilir. Zira Meksika başta olmak üzere AB ve Almanya, Kanada ve Japonya’ya önemli düzeyde etkileri olacak. Zaten EV yarışı yüzünden zora giren sektöre önemli bir darbe olarak bile okunabilir.
Trump bu hafta, ABD’nin Venezuela petrol ve gazını satın alan ülkelerden gelen tüm mallara 2 Nisan’dan itibaren yüzde 25 oranında gümrük vergisi uygulayacağını belirtti. Bu gümrük vergilerinin de Çin, Hindistan, İspanya ve İtalya’yı da etkilemesi muhtemel gözüküyor.
2 nisanda yürürlüğe girmesi gereken tarifeler bir dizi kararı kapsıyor ki Bunlar arasında Çin’den gelen tüm mallara yüzde 20, tüm çelik ve alüminyum ithalatına ise yüzde 25 ek vergi yer alıyor.
Altın fiyatı, işte tüm bu tarifelerin ne düzeyde bir ağırlıkla uygulanacağından etkilenecek. Eğer işin içinde istisnalar ve ertelemeler olursa, değerli metalin kar satışları yaşaması olası. Aksi haldeyse yeni zirveler beklemek gerekecek.
Tarifeler enflasyon ve durgunluk beklentilerini de yükselterek, tüketici güveninde düşüş yaratıyor. Dolayısıyla buna kısa süreli bir stagflasyon beklentisi denilebilir. Ayrıca altının fiyat yönünü belirlediği gibi ABD’de tarife kaynaklı gelişmelerin enflasyon beklentileri üzerinden bir etkisi olduğu söylenebilir. Ve fakat bu beklentilerin enflasyona geçişkenliğinin ne ölçüde olacağı, büyüme dinamiğinin ise orta ve uzun vadede nasıl bir seyir izleyeceği belirsizlik alanında yer almaktadır.
Diğer taraftan ekonomideki bu belirsizlik, genel olarak tüm piyasalarda da etkisini hissettirme potansiyeline sahip olduğu gibi haber kaynaklı (Trump’ın sosyal medya mesajları) etkileşim, tahmin aralığını da yüksek tutmaktadır.
Nazlı Sarp