Aydın Eroğlu – 03.11.2014
Altın fiyatlarında yaşanan sert düşüşler sonrasında sanırım kafalardaki en önemli soru budur diye düşünüyorum. Cevabı doğru verebilmek için, okumaya zaman ayırmamız gerekecek!
Altın ve petrol fiyatlarının birbirleriyle ilişkisini iyi yorumlamak gerekir. Bu iki emtianın etkileşimini çözmeden altın yorumu yapmak doğru olmaz. Ya da, altın hakkında yapılacak tahminlerin içinin tam doldurulması için önceden gelen gelişmelerini bilmek lazım. 20/12/2012 tarihli ”DÜNYA UZUN SOLUKLU BİR BÜYÜME SÜRECİNE GİREBİLİR!” başlıklı strateji yazımda ”Altın Yatırımcıları Çok Üzülebilir!” iddiasında bulunmuştum. Verdiğim linki tıkladığınızda, o tarihteki iddiamın içeriğini detaylı bir şekilde göreceksiniz. İçeriğini okuyacağınız 20/12/2012 tarihli yazımdan buyana, altını bir yatırım aracı olarak görmüyorum, tavsiye etmiyorum, hatta altında durulmasını riskli buluyorum!
2008’de mortgage krizi ile başlayan dünya genelini etkileyen finansal kriz öncesinde bu krizi öngörenler (!) altında yerlerini almışlar. 1996 yılında 417 $ civarındaki altının onsu 1999 yılında 250 $’ı görmüştü. Sonrasında 2011 yılına kadar devamlı yükseldi. 2009 yılında önce, Dolar çökecek sonra, euro kalkacak, AB dağılacak, İran’la savaş çıkacak, ekonomiler iflas edecek, altın 2.500$ – 3.000$ olacak gibi korkular yaratılarak onsun 1.900 $ fiyatını görmesine neden oldular. Yine bana göre bunu yapanlar (Bu da ayrı bir yazı konusudur), finans krizi özellikle AB ülkelerini vururken yaratılan panikle, merkez bankalarına altın stoklarını artırma kararları aldırdılar. Bu gelişmelerin hepsi çok düşük maliyetlerle alınmış olan altınların yatırımcılara, bankalara ve merkez bankalarının üzerine yıkılması için yaşandı. Gelişmeler hala da bu yönde sürmeye devam ediyor. Ben bu tahminlerimi burada da verdiğim strateji yazım gibi başka yazılarımda da zaman zaman paylaştım.
Altın(ons) İçin Dip Neresi?
Şimdi de zaman zaman filanca ülke merkez bankası, ya da filanca büyük fonlar altın rezervlerini arttırma kararı aldılar gibi açıklamalarla hala zamanında alınmış altınların başka ellere yıkılması operasyonu sürüyor. Eğer düşüncelerim doğru ise, altın için gerçek dip oluşumu ABD merkez bankası FED’in faiz artışı sürecine başlayıp da, faizleri % 3,5 – 4 seviyelerine getirdiği zaman netleşecektir. Hatta o zamanki ortamda düşmüş olduğu seviyelerde daha da düşecek paniği yaratmak için, FED’in bankalara tahvil geri satımını başlatmasını bekliyorum. Bana göre FED faiz artışını başlattıktan muhtemelen iki yıl gibi bir süre sonrasında dünya ekonomilerinin de büyüme trendinin içinde olduğu görüntüsü nedeniyle FED’in tahvil geri satımı ile beş yıldır piyasaya verdiği ve 4.6 Trilyon Dolar’a ulaşmış olan fazla likiditeyi geri çekme süreci başlatılacaktır. Bu sefer bankalara zorunlu tahvil satılacaktır. Bankalar bu tahviller için nakit kaynaklarını kullanacaklarından, kredi imkanları kısılacaktır. Bankalar dünya ekonomilerinin büyüme ortamında kendilerine likidite yaratma düşüncesi ile altın varlıklarından satışa geçmek zorunda kalacaklardır. İşte o zaman altın hangi fiyatta ise, gerçek dip fiyatlarını bulmuş olacaktır. Sanırım iki sene önce bir soruya verdiğim cevapta altın ons fiyatı olarak ABD faiz artışı ve sonrasında tahvil geri satımı süreci başladığında 900$ – 1.000$ düzeyini görebilir beklentimi paylaşmıştım. Ons fiyatı 1.400 $’ın üstüne çıkarsa, bu beklentim geçerliliğini kaybeder. Ama ons fiyatının özellikle 1.200$’ın altında kalması halinde bu düşüncem daha da güçlenerek geçerliliğini koruyacaktır.
Hatta teknik analize bakarak destek seviyesi vermek gerekirse, ons altın için sırası ile 1.090 $ – 1.035 $ – 865 $ seviyelerini söylemek mümkündür. İki sene evvel altın için bu görüşlerimi paylaştığım zaman, yapılan ilk basma kalıp itiraz; altının çıkarma maliyetlerinin 1.300$’larda olduğu ve daha altını görmesinin mümkün olmadığıydı. Oysa şimdi dikkat ediyorsanız, ons fiyatı düştükçe yapılan yorumlarda bazı yerlerdeki çıkarma maliyetinin 1.000$’ın da altında olduğu söylenmeye başlandı! Peki o zaman soruyorum; gerçekten altın çıkartma maliyeti 1999 yılında 250$’ın daha mı altına inmişti ki, ons 1999 yılında 250 $ değerindeydi? Ya da farklı bir şekilde soruyu sorarsak; 1999 yılında 250 $ olan altının, çıkartma maliyeti 2011 yılına kadar beş katı artış mı gösterdi?
İki yıl evvel yaptığım altın tahminimin bir izahı vardı. Bu izahın temelini dünya ekonomilerinin büyümeye başlayacağı görüşü oluşturuyordu. Büyümenin kaynaklarından bir tanesi düşecek enerji fiyatlarıydı. Görüyorsunuz ki, enerji fiyatlarında da ciddi düşüşler başladı. Yukarıdaki linkini paylaştığım yazımda kayaç gazının yaratacağı etkiyi iki yıl öncesinden anlatmıştım. Büyümenin dünya geneline yayılması halinde para ihtiyacı artacak, faizler yükselişe geçecektir. Paranın yatırımlardan para kazandığı bir ortamda kimse atıl duran altında kalmak istemeyecektir. İşte bu nedenle dediğim tarihlerde altında başlayacak son düşüş esnasında, altını finansal kriz öncesinde 900 Dolar’a kadar toplayıp, daha sonra yaratılan kriz korkularıyla 1.900 $ seviyelerine kadar çıkan fiyatlar esnasında diğer ülkelerin merkez bankalarına, büyük fonlara ve yatırımcılara yıkmış olanlar sattıkları altının bir kısmını geri almaya başlayacaklardır. Ancak dünya ekonomilerinin büyüme trendi bitmeden, ya da tersine dönmeden tekrardan aynı şekilde altının yükselişe geçeceği bir senaryo yeniden sahnelenecek diyemem. Yani bence altın yıllarca 2011’deki güzel günlerinin hasreti ile yaşayacaktır! Ancak, geçtiğimiz iki yıl içinde olduğu gibi zaman zaman farklı sebepler ve ara ataklarla kısmi yükselişler yine görülebilir ama sonuç değişmeyecektir!
Uluslar arası krizler sanıldığı gibi tesadüfen ya da, hesapsızlıktan çıkmazlar. Bilakis, bana göre çoğunlukla ince hesaplar nedeniyle çıkarlar! 2009 yılında yazdığım ”SENARYONUN ADI KRİZ!” başlıklı yazımı da okumanızı tavsiye ederim.