ABD Gümrük Tarifeleri: Ticaret Savaşı mı, Stratejik Satranç mı?

Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı ekstra gümrük tarifeleri, bana kalırsa sadece bir ekonomik hamle değil; açıkça bir meydan okumadır. Bu tarifeler, Çin ve AB başta olmak üzere tüm dünyada şok etkisi yarattı ve borsa gibi kırılgan sistemlerin de nasıl sarsıldığını hep birlikte izledik. Öyle ki, sadece iki gün içinde ABD hisse piyasalarında 5,4 trilyon dolarlık bir değer kaybı yaşandı. Rakam büyük ama esas soru şu: Bu politikaların ardında yatan niyet nedir? Gerçekten ABD ekonomisinin iyiliği mi hedefleniyor, yoksa daha derin bir strateji mi söz konusu?

Trump’ın bu hamlesinin gerekçeleri arasında ithalat fiyatlarının artmasıyla iç üretimin teşvik edilmesi yer alıyor. Bu, ilk bakışta milliyetçi bir duruş gibi görünüyor. Üretimin yurt içinde kalması, iş imkanlarının artması… Kulağa hoş geliyor. Ancak bir ekonomist olarak değil, bir Türk vatandaşı ve milliyetçi bir birey olarak şunu sorguluyorum: Gerçekten iç üretimi destekleyecek bir sistem mi kuruluyor, yoksa ABD kendi içindeki ekonomik açıkları başka ülkelerin sırtına mı yüklüyor?

Dahası, tarifelerin gerekçeleri sadece ekonomik değil. Kanada ve Meksika’ya uygulanan tarifelerde yasa dışı göç ve fentanil ticareti gibi gerekçeler öne sürülüyor. Otomobil, demir-çelik ve bakır gibi ürünlerdeyse stratejik üretim ihtiyacına vurgu yapılıyor. Burada bence esas mesele, ABD’nin küresel üretim zincirlerini kendi lehine yeniden dizayn etme çabası. Bir tür ekonomik yeniden konumlanma.

Ama bu tarifelerin nasıl hesaplandığına dair yönteme ve çıkan sonuca bakınca işin ne kadar politik olduğunu görmek zor değil.

Grafik (Financial Times)

Tarifelerin nasıl hesaplandığını merak edenler için:

X ülkesinden mal bazında dış ticareti açığı / X ülkesinden mal ithalatı= T; T/2= Karşılıklı tarife (Veriler hizmet ticareti hariç tutularak, mal ticareti bazında alınmıştır.)

Şimdi bu formülü baz alarak Türkiye’ye uygulanan tarife hesabına bakalım:

2024 yılı ABD’nin Türkiye’ye verdiği mal ticaret açığı: 1,453 milyar dolar
2024 yılı Türkiye’den ithalatı: 16,745 milyar dolar
Oran: 1.453 / 16.745 = %8,7 ((%8,7/2)=4,3) → yaklaşık olarak %4 tarife
Bu orana baktığımızda ABD’nin sadece bu matematik hesabı ile hareket etmediğini anlayabiliyoruz. İngiltere gibi dış ticaret fazlası verdiği ülkelere bile %10, Saint Pierre ve Miquelon gibi ada ülkelerine de %50 oranında vergi uygulaması da bu oran üzerinden hareket etmediğinin kanıtı niteliğinde.

Burada milli çıkarlarımız adına benim dikkat çekmek istediğim nokta şu: Türkiye gibi üretim potansiyeli olan, hali hazırdaki genç nüfusu ile pazarda fark yaratabilecek ülkeler bu tarz agresif tarifelere karşı daha güçlü pazarlık masalarında yer almalı. Ticaret Bakanı Sayın Ömer Bolat’ın da bu konudaki müzakerelere Mayıs ayında başlayacak olması, bu bağlamda stratejik öneme sahip.

Peki bu tarifeler sürdürülebilir mi?

Ben kendi adıma, sürdürülebilirliğin sadece parasal göstergelerle değil; toplumsal ve çevresel etkilerle birlikte değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. ABD gibi hisse senedi piyasalarıyla sosyal refah sistemleri iç içe geçmiş bir ülkede, bu denli radikal politikalar doğrudan toplumun refahını tehdit edebilir. Zira emeklilik fonlarının ciddi bir kısmı borsaya endeksli. Diğer yandan enflasyon riski ve durgunluk tehdidi gibi klasik ama etkili riskler de cabası.

Burada Çin’in rolünü de göz ardı etmemek gerek. Gerek üretim hacmi, gerekse ticaret iştahı ile Çin’in rekabeti, gelişmekte olan ülkeler için hem fırsat hem tehdit. Bizim gibi ülkelerin de bu yeni dengeyi iyi okuyup, proaktif politikalar geliştirmesi şart.

Ve son olarak şunu söylemek isterim: Bu sadece bir ticaret savaşı değil. Trump’ın kurumsal yapılara açtığı savaş, ABD’nin iç yapısındaki dönüşümün de işareti. Bu bir tür siyasi satranç ve oynanan bahis, sanıldığından çok daha büyük.

Ben bu yazıyı kaleme alırken bir iktisatçından ziyade milliyetçi bir Türk vatandaşı olarak düşündüm. Dolayısıyla bizim menfaatimiz neyi gerektiriyorsa, pozisyonumuzu da ona göre almalı, fırsatları doğru değerlendirmeliyiz. Bu tarifelerin bizi güçlendiren değil, engelleyen bir araca dönüşmesine asla izin vermemeliyiz.

Google Play'den ücretsiz indirin
SİZ DE BİNLERCE YATIRIMCI GİBİ PARA & BORSA MOBİL UYGULAMASINI ÜCRETSİZ İNDİREREK GÜNCEL PİYASA YORUMLARINA ULAŞMAK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!