Mahfi Eğilmez – 12.12.2013
Bir ekonominin iç tasarruflarıyla yatırımları arasındaki fark cari dengeyi veriyor. Bu durumu en iyi özetleyen ünlü denge denklemimizi bir daha yazalım:
(S – I) + (T – G) = (X – M)
Denklemin ilk parantezi özel kesim dengesini, ikinci parantezi kamu kesimi dengesini, bu iki parantezim toplamı ekonomin iç dengesini, son parantez de ekonominin dış dengesini gösterir. Bir başka açıdan bakarsak denklemin sol tarafı bize iç tasarrufları, sağ tarafı da dış tasarrufları gösterir. Eğer iç tasarruflar, yatırımlardan düşükse o zaman sağ taraftaki dış denge de eksi olur. Bunun anlamı iç tasarruf eksikliğinin dış tasarruflarla kapatılıyor olması demektir.
Aşağıda kırılgan beşli olarak adlandırılan beş ülke ile referans olarak alınmak üzere gösterilen Çin’in 1990 – 2013 yılları arasında yatırımlarının (YAT), tasarruflarının (TAS) ve cari dengelerinin (CD) GSYH içindeki paylarının gelişimi yer alıyor.
İlk bakışta dikkati çeken şey Türkiye ile Güney Afrika’nın iç tasarruflarının oldukça üzerinde bir yatırım faaliyeti içinde olduğudur. Her iki ekonomi de 2000’lere kadar daha dengeli bir cari açık pozisyonu içindeyken 2000’lerden sonra tasarruflarının ötesinde yatırımlara girişerek cari açıklarını büyütmüşlerdir. Brezilya benzer bir durumu 1990’larda yaşamış, sonradan gidişatı dengelemiş, son yıllarda yeniden tasarruflarının ötesinde yatırımlara girişerek cari dengeyi yine bozmaya başlamıştır. Hindistan, küresel krize kadar son derecede dengeli bir tasarruf – yatırım dengesi tutturmuşken krizle birlikte tasarruflardaki gerilemenin neden olduğu bir cari açık artışı yaşamaya başlamıştır. Bu grup içinde durumu en dengeli götüren ekonomi Endonezya’dır.
Referans olarak aldığımız Çin’e gelince, tasarruflarının GSYH’ya oranı yüzde 50’nin üzerinde olan Çin gerçekten bir tasarruf cenneti görünümündedir. Yatırımları, iç tasarruflarının altındadır. Buna karşın Çin’e büyük bir sermaye akımı vardır. Bu akım doğrudan yabancı sermaye yatırımı biçimindedir.
Büyüme, yatırımla olur. Bir ekonomide yeni üretim kapasitelerine yönelik yatırımlar büyümenin temelidir. Yatırım yapabilmek için belirli bir birikim sahibi olmak yani tasarruf yapabilmek ya da bu tür bir birikime sahip olanların tasarruflarını ödünç almak gerekir. Eğer ülkenin iç tasarrufları bu yatırım talebini karşılayabilecek düzeyde değilse o zaman başka ülkelerin tasarruflarını kullanmak gerekir.
Yükselen piyasa ekonomileri, daha hızlı yükselerek gelişmiş ekonomilere yetişmeye çalışıyorlar. O nedenle de eğer iç tasarrufları bu yetişmeyi sağlayacak hızlı büyümeye olanak tanımıyorsa dış tasarrufları kullanmak istiyorlar. Türkiye, Güney Afrika, Hindistan ve Brezilya bu nedenle cari açık veriyor.
Bir ekonomide iç tasarruflar yatırımlara yetmiyorsa karşımızda üç seçenek var demektir: (1) Tasarrufları artırmak, (2) Yatırımları düşürmek, (3) Dışarıdan tasarruf ithal etmek (yani yabancı sermaye çekmek, borçlanmak, vb.) Türkiye, yatırımların düştüğü kriz halleri dışında üçüncü yolu seçmiş durumdadır.