Bir tarafta, Ukrayna, diğer tarafta Gazze ve yetmezmiş gibi Tayvan gerilimi. Bunun yanı sıra, ABD ile Çin arasında yükselen ileri teknolojilere erişim yarışı ve karşılıklı yaptırımlar, sınamalar ‘yeni soğuk savaş’ söyleminin ne yazık ki sertleşmesine sebep olmakta. 2024’ün 7. zorlu başlığı da bu. ABD ve AB cephesinde küresel tedarik zincirlerinin Çin’e ve Asya’ya bağımlılığı azaltması gerektiğine dair söylem anlamlı. Ancak Batılı şirketler uygulamada bu söylemleri hayata geçirmenin o derece kolay olmadığını sıklıkla idrak etmekteler. Olası bir ‘2. Soğuk Savaş Dönemi’nin en kritik ülke grubu ise ‘Küresel Güney’ olacak. Çok kutuplu dünyanın güç merkezleri ‘Küresel Güney’i kendi yanlarına çekmek için özel bir çaba sarf edecekler ve bilhassa kritik maden ve mineraller, hidrojen ve temiz, yenilenebilir enerji teknolojilerinde, elektrikli araç teknolojilerinde işbirliği fırsatlarını yoğunlaştıracaklar.
‘Küresel Güney’ uluslararası ekonomi- politik düzeninin yeniden yapılandırılmasına yönelik sancılı gelişmelerin, hararetli tartışmaların yaşandığı son 10 yıl, ‘saha’lara güçlü bir şekilde ‘geri dönmüş’ durumda. ‘Küresel Kuzey’ ciddi bir küresel samimiyet testinden geçerken, ‘Küresel Güney’in inisiyatif almaya karar vermesi çok mu şaşırtıcı? Bu konu 2024’ün 8. önemli başlığı olacak. Bu nedenle, Türkiye gibi, sahada ve masada ‘insani ve girişimci’ diplomasi imkan ve kabiliyetleriyle, samimiyetini, gerçekçiliğini, tarafsızlığını, hak yemeyen, dürüst tavrını, itibarını ve inandırıcılığını defalarca kanıtlamış bir ülkenin Küresel Güney ile Küresel Kuzey arasındaki ‘diyalog’ ve ‘iletişim’ gücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç olacak.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!