2024 dünyanın önde gelen ekonomileri açısından, 2023’e göre GSYH büyüme performansının daha da yakından takip edileceği bir yıl olacak. Dünya demokrasi tarihi açısından, ilk kez aynı yıl 4,2 milyar insanın ulusal ve yerel düzeyde oy kullanacağı bu yıl, ülke ekonomileri büyüme performansını korumaya odaklanmayı da sürdürecek. Çünkü, ülke ekonomilerinin belkemiği olan KOBİ’lerin ‘üçüz dönüşüm’ için ağır bir ajandaları söz konusu. Kurumsal yönetişime dayalı zihinsel dönüşüm bir tarafta, buna karşılık, diğer tarafta ciddi kaynak, yatırım gerektiren yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm KOBİ’lerin en öncelikli sınavı olarak karşımızda duruyor.
Ülke ekonomisinin dünyadaki algısı, küresel rekabetteki konumu adına, bilhassa KOBİ’lerin başarmak zorunda oldukları söz konusu ‘üçüz dönüşüm’, yürürlükteki BASEL III uluslararası bankacılık kriterleri nedeniyle de önemli zorluklarla karşı karşıya. Çünkü, uluslararası bankacılık kriterleri yeniden düzenlenirken, ticari bankalara KOBİ’lere kredi kullandırması halinde, öyle sermaye yeterliliği şartı getirdiler ki, bankalar için bireysel kredi vermek, konut veya tüketici kredilerini yönelmek daha cazip hale geldi. Oysa, üçüz dönüşüm, salt yerel, bölgesel veya uluslararası kalkınma bankaları ile finanse edilebilecek bir dönüşüm değil.
Tartışmasız, KOBİ’lerin küresel rekabete ayak uydurmak adına hızla tamamlamaları gereken dijital dönüşüm bir yana, karbon ayak izini minimum kılacak temiz ve yenilenebilir enerjiye geçiş, sıfır atık ve döngüsel ekonomi koşullarının oluşturulmasına yönelik bir tasarım, sadece imalat sanayi firmaları için değil, her sektördeki firmalar ve bilhassa KOBİ’ler için ciddi bir sermaye ihtiyacı anlamına geliyor. Söz konusu dönüşümü kendi özkaynakları ile finanse edebilecek firma sayısının ne kadar az olacağını tahmin etmek zor değil. Bu nedenle, dünyanın önde gelen ekonomilerinin tümünde ticari bankalar oyunda olmadan, KOBİ’leri, küresel rekabetteki iddialarını sürdürebilmeleri adına, üçüz dönüşüme teşvik etmek kolay gözükmüyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!