İktisadi kabul görmüş finansal araçlar vardır. Ekonomiler bu sisteme uyum sağlayabildiği sürece pastadan yeterince pay alabilirler. ABD gibi büyük ekonomiler yön verici olduğu için diğer ekonomiler onu rehber edinecek ve finansal gücü elinde bulunduranı taklit edecektir (merkez bankaları uyumu gibi). Bunun sonucu olarak da kredi dereceleme şirketleri tarafından güvenilir olacağından sıcak paranın ülkeye yönlendirilmesinde avantaj sağlayacaktır. Çünkü büyük fonlar sizin bankalarınızın ne kadar iyi sermayeye sahip olduğunu bilmezler, dereceleme şirketlerinin hazırladığı raporlarda ne yazıyor diye bakarlar. Aksi halde istediğiniz kadar bankacılık sektöründe yüksek sermaye avantajınız olsun yine de ülkenin kredi notu sürekli düşerek güvenilirliği ve öngörülebilirliği ortadan kalkar. Ülkemizin şuan da yaşadığı budur. Merkez bankasının öngörülemez politikaları ve iktisadi faaliyetlere olan farklı görüşü son yıllar da sıcak paranın ülkeden uzaklaşmasına sebebiyet verdi hatta hane halkları tarafından da güvensiz politikalar nedeniyle dolara yönelmesi ülke para biriminin daha hızlı değer kaybetmesine yol açtı. Bu başa çıkılması zor duruma rağmen şirketlerin ve üretimin desteklenmesi büyümenin devamını sağladı. Kur korumalı sistemin maliyeti yüksek ama doların daha fazla yükselmesini engelleyebilmiş görünüyor. Muhtemelen doların daha fazla yükselmesi ülkeye ve şirketlere maliyeti çok daha büyük olabilirdi.
Şimdi uyumdan bahsettik ama ülkemiz de yıllardır uygulanan denenmiş faiz politikalarının sonucu bekleneni yani iktisadi sonuçları doğurmadı. Enflasyonu düşürmek ya da doları dizginlemek için faiz silahını kullanmak kalıcı bir düzelmeyi getirmedi. Kısa vade sorun çözmek için kullanılan bu araçların maliyeti gelişmiş piyasalar için sınırlıyken bizim gibi zaten faizin yüksek olduğu ülkelere ağır maliyetler getirmiştir. Bu yüzden kabul görmüş iktisadi faaliyetlerin gelişen piyasalar da uygulamaya devam edip farklı sonuç beklemenin de anlamı yok. Belli ki ülkemize faizi bir araç olarak kullanarak sıcak parayı çekmenin faydası kısa vadeli. Faiz arttır sıcak para gelsin, düşür geri gitsin. Kalıcı politikalar üretmekte zorundayız. Gördüğünüz gibi kabul görmüş iktisadi gerçekler her ülkenin gerçeği değil. Gelişmiş bir piyasada faiz artarsa üretim, tüketim daha hızlı düşerken Türkiye gibi ülkeler de yani gelişen piyasalar da etkisi sınırlı ve yeterli değildir. Mesela yurtdışı raporlar da ülkemizle ilgili sorunları dile getiriyorlar. Sorun ise ülkemizin faiz indirirken ve artan enflasyona rağmen büyümeye devam etmesi iktisadi olarak açıklanamıyor ve bu bir sorun olarak öne çıkıyor. Diğer taraftan artan kamu harcamaları ve borçluluk için dereceleme şirketleri ülke bankalarının batık kredi oranlarının rekora çıkacağını açıklıyor ama bankalar sorunlu kredi stoğu beklenen %5 in üzerine çıkmadı. Bankacılık gecen seneye nazaran 5 katlık bir performans gösterdi. Ama kredi stoklarına baktığınız da yaptıkları satışlar neredeyse aynı ya da düşmüş. Yani asıl konuya gelirsek enflasyon ve kur farkı bilançolara yansıyor, şirketlerin satış rakamları düşük ama cirolar yüksek ve rekor karlar görüyoruz.
Sizlerle paylaşmıştım, 2022 üçüncü çeyrek bilançolarının yılın en iyisi olacağını düşünüyorduk ki görülen tablolar bunu haklı çıkartıyor. Ama dördüncü çeyrek itibariyle şirketlerin kar artış hızlarının düşmeye başlaması normal çünkü faizler dünya da arttıkça bunun iktisadi sonucu olarak dünya tasarrufa itiliyor ve artan faizle yatırım hızı düşerek ısınan ekonomi kasıtlı olarak yavaşlatılıyor. Bir diğer kar azaltıcı unsur ise kur farkı gelirlerinin yavaşlayan enflasyon ve dolar ile ortadan kalkmasıyla bilançolardaki hedge gelirleri de düşecek. Yani 2023’ün ilk çeyreği itibariyle 2022’de açıklanan kar rakamlarının altında kalmaya başlayacağız. Bu sebeple 2023 ilk çeyrek ile piyasalarda bu beklentiler satın alınmaya başlayacaktır. Fed ve diğer merkez bankaları bu ay itibariyle net enflasyon dönüşü sinyali aldı. Bu da faiz arttırmaya devam edeceği ama bunun için artık sert artış hızının düşeceği sinyalini verdi. Bu sayede fed tahminen yaza kadar faiz arttırmaya devam ederken enflasyonun kalıcı olarak düşmeye devam ettiğinden emin olana kadar da gevşeme (faiz indirimi) yapmayacaktır. Ama görünen o ki merkez bankaları başarmış görünüyor. Borsalar bu iktisadi sonucun başarısını fed yeniden gevşemeye başladığın da yani ekonomi bol paraya kavuştuğun da hissetmeye başlayacaktır. Tahminen 2023 dördüncü çeyrekten sonra.
Şahsi düşünceme gelecek olursak dünya da yaşadığımız enflasyonun temeli enerji krizinin çözüm bulamaması ve bunun meydana getirdiği maliyet. Biliyorsunuz Avrupa, Rusya’dan alamayacağı gaz için alternatif olarak LNG sevkiyatı ile yani taşıma suyla değirmen çevirmeye çalıştı ama Çin bu konu da Rusya’dan taraf olunca bu sevkiyatlar da sorunlar oluştu. Hollanda geçtiğimiz hafta aldığı bir kararla Rusya’ya olan tüm yaptırımları kaldırdı ve enerji anlaşması yapabilmesi için şirketlerine izin verdi. Bu bir kaç ay da tüm Avrupa’ya yayılabilir ve masaya oturabilirler. Bunun sonucuna gelirsek de enerji sorununun çözülmesiyle 2023 ilk çeyrekten sonra enerji endeksleri gerilemeye başlayabilir. İşte o zaman enflasyonda hızlı ve kalıcı bir düşüşten bahsedebiliriz. Tabi bu da aşırı yükselen enerji hisse fiyatlarında katalizör etkisi yaratacaktır. Bunun örneğini savaş nedeniyle artan enerji maliyet etkisiyle yükselişe geçen demir&çelik fiyatlarının inşaat maliyetlerini arttırması ve akabinde artan faizler nedeniyle sektörün daralması arz/talep dengesini bozmuştu. Sonuç olarak dünya demir%çelik üretimi yavaşlamış ve endeksleri aniden çekilmişti. Sonrasında borsalar yükselmeye devam etse de gördüğünüz gibi sektör hisseleri kar satışı sonrası düştü ve öylece kaldılar. Enerji sektöründeki hisseler daha küçük şirketlerden oluştuğu ve daha primli hareket ettiği için alacakları hasarlar daha büyük olacağa benzer. Ama merkez bankaları gevşemeye başladıktan sonra bu şirketlerinde kayıplarını telafi etmeye başladığını görebileceğiz. Doların artık daha fazla yükselmek için alanı daha sınırlı. Enflasyonun gerilemeye başlaması kullanılan araçların etkisini sonunda gösterdiğinin işareti.
Sonuç olarak 2022 ikinci yarıda başlanan enflasyonla mücadele savaşının vereceği durgunluk 2023 bilançolarında hissedilmeye başlayacağından dünya geneli borsalarda azalan şirket karlarını fiyatlamaya başlayacak. Şuan da borsamızda ve borsalar da bu beklenti satın alınmaya başlandı. Bunu da şöyle anlayabiliriz; borsamızda hızlı yükselişlere rağmen yabancı fon girişi yok ve her hafta para çıkışı devam ediyor, yurtdışı piyasalar da yükselişler sınırlı ve gerçekçi olsa bile azalan enflasyonla 2023 ilk çeyreklerinde daha hissedilir düşen şirket karları öncesi borsalar da ralli olacaktır. Çünkü uzun soluklu düşüşler öncesi piyasalar her zaman son satış için pik yapar. Hisseler de aşırı değerlemeler ortaya çıkmaya başlar ve tahta yöneticileri soğuk kış için olabildiğince hisse satmaları ve kış için elinde yeterince nakit bulundurmalıdır ki endeksler de kar satışı başladığında yeterli finansman ihtiyacını karşılayabilsin. Bu yükü taşıyacak olan da yatırımcılar olacağından şuan her tahtadan para kazanmak mümkünmüş gibi görünecek ve daha fazla yatırımcı piyasaya girecektir. Ama merak etmeyin bu bir son değil. 2023 son çeyreğe doğru faiz artışları geri alınmaya başlanırsa yılsonunda borsalarda ralli yaşanacaktır. Diyeceğim o ki 2023’de bir kış bir bahar bizleri bekliyor olacak ama para uyumayacak bu dönemde.
Borsalara alternatif olabilir
Uzun süredir kripto piyasasındaki çalkantı ve güven sorunu bu günler de hat safhaya ulaşmış görünüyor ama bu bozulma finansal çevreyi fazlaca rahatsız ettiği için regülatörleri harekete geçirecektir. Borsaların zirve yapacağı bu birkaç ay da kripto piyasaları da dipleri görebilir. Akabinde regülatörlerin bu piyasalarda yatırımcıları korumak için alacağı önlemler ve teminatlar piyasaların yeniden uyanmasını sağlayacak. Yani milyarlık şirketlerin içinde olduğu bu finansal enstrümanın göz göre göre yok olacağını düşünmüyorsunuzdur herhalde. Tahminim birkaç ay içinde kripto piyasası borsalara alternatif olacak güveni sağlayacak. Bunu birkaç ay içinde göreceğiz. Saygılarımla..
Ahmet Güven