2Ç23 Finansal Beklentiler
2023 yılının ikinci çeyreği yurt içi açısından pozitif geçerken, yurt dışı piyasalar açısından ise zorlu geçti. Yurt dışı tarafa global merkez bankalarının para politikası belirsizliği ile resesyon endişeleri risk iştahında gerilemeye neden olurken, yurt içi tarafta ise seçim belirsizliğinin sona ermesi ile TL bazında ikinci çeyrekte rekorlar kırıldı.
2023 yılında global merkez bankalarında yılın ilk yarısında şahin tutumunun devamında yılın ikinci yarısında ise daha güvercin tutuma geçme olasılığı bekleniyorken, yapılan tutarsız açıklamalar ve politika kararları ile faiz konusu piyasalarda çok bilinmeyenli denkleme dönüştü. ABD faiz artırımlarına devam derken, faiz artışlarına rağmen hem büyüme hem de istihdam ki yüksek seyir sürdü. İş gücündeki yüksek seyrin iç talebe bağlı olarak enflasyonu sınırlaması beklenirken, baz etkisi kaynaklı olarak ABD’de enflasyon %3’e kadar geri çekildi. Her ne kadar faiz artırımlarına devam eden bir ABD olsa da fiyatlamalar tarafında 2024 yılı içerisinde artırılan faizlerin geri alınacağı da yavaş yavaş yer almaya başladı. Uzun sürer mi bilinmez ama Fed’in belirsiz tavrı global piyasalarda endişeyle birlikte riskli varlıklardan çıkışları da hızlandırıyor.
Borsa İstanbul 2022 yılını rekorlarla kapatırken, 2023 yılının ilk çeyreği kısmi baskı ile karşılaştı. Endeksin zirve seviyeler görüp teknik olarak realizasyona girmesi, gerileyen enflasyonla birlikte risksiz getirilerin enflasyona yaklaşması (KKM’de üst faizin kaldırılması, banka mevduatlarının %27 – 30 bandına çıkması, altın fiyatlarının yukarı yönlü seyri…), deprem etkileri, seçim belirsizliği (ilk çeyrekte Cumhurbaşkanları adayları tarafındaki belirsizlik) ve global piyasalardaki endişeler endekse baskı yaratırken, yılın ilk çeyreğinde hacimler de 2022 yılı ortalamalarının altında kaldı. İkinci çeyrekte ise tam tersi bir senaryo gördük. Nisan ve Mayıs ayları zor geçse de 28 Mayıs yani Seçim belirsizliğinin sona ermesi ile birlikte 4.400 seviyesinden tepki verip TL bazlı rekor kıran Borsa İstanbul BİST100 endeksine şahit oluyoruz.
Seçim belirsizliğinin sona ermesi ile başlayan, Ortodoks politikaya geçiş süreci ve rasyonalite çerçevesindeki politikalarla ile devam eden, kur gelişmeleri ile enflasyon teması ile süren yükseliş trendi bilanço dönemi süreci öncesinde devam ediyor. emel ve teknik anlamda güçlü değerlemelerin etkisinin ön plana çıkmasını bekliyoruz. Kur tarafındaki yukarı yönlü seyirle birlikte ihracatı güçlü, satışları dövize endeksli, kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen şirketlerin ön plana çıkmasını bekliyoruz.
Rasyonel çerçevede yapılan açıklamalar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında söylediği ’uluslararası itibara sahip finans yönetimi ’ önderliğinde (Cevdet Yılmaz, Mehmet Şimşek, Hafize Gaye Erkan) belirsizlik kaygısının azalmasının ardından yabancı yatırımcı ilgisi Borsa İstanbul’da hissedilecektir. İleriye dönük projeksiyonlarda ise para maliye politikalarında seyir gerek kur gerekse de enflasyon üzerinde etkili olacak gibi gözüküyor. Geçen yılki kadar alternatifsiz kalmasa da beklentimiz Borsa İstanbul’un alternatif getiri arayışında üst sıralarda kalıp, endeksin orta vadede pozitif olacağı yönündeki görüşümüz devam ediyor. Enflasyon her ne kadar geri çekilse de son ÖTV zammı ve kur şoku ile yıl sonundaki enflasyon beklentimizi % 45—50 aralığından %60—65 aralığına revize ediyoruz.
2023 yılı ikinci çeyrek finansalları beklentili şirketlerin finansalları ise 21 Temmuz’da Arçelik ile başlayacak olup, bankacılık tarafı da 24 Temmuz’da Yapı Kredi finansallarının Kamuyu Aydınlatma Platformu’na açıklanması ile başlayacak. İkinci çeyrek finansallarının son açıklanma tarihleri ise konsolide olmayanlar için 9 Ağustos 2023, konsolide finansalları için 21 Ağustos 2023 olarak belirlendi.
Bankalar, son bilanço dönemlerinde açıklanan finansalları ile endeksin rekor kırdığı dönemler-de endekse öncülük etti diyebiliriz. Özellikle dalgalı makroekonomik ortamda da bankacılık sektörünün ön plana çıkması, 2020 yılından bu yana açılan (pandemi etkisi) sınai & bankacılık makasının bankalar lehine kapanmasını sağladı. Son düşüşte zirveden geri çekilen BİST’te en hızlı değer kaydeden sektör gruplarının başında bankacılık sektörü gelmesinin ardından tepki alımlarında da bankacılık başı çekti. Seçim sonrası dönemde ortodoks makro politikalara dönüleceğinin sinyallerinin verilmesi ve atılan ilk adımlar, Türkiye’in risk priminin gerilemesi ve BIST’in dolar bazında ucuzlaması ile birlikte yabancı ilgisinin artmasına ve bankacılık sektörü hisselerinin de prim yapmasını sağladı.
Bu fiyat performansının aksine, sektörün karlılığı iyice baskılanan net faiz gelirlerinin etkisiyle gerilemeye devam ediyor. Bunun başlıca sebepleri kredi/mevduat makasının sıfır düzeyine yakın seyrederken, TÜFE endeksli tahvil gelirlerinde baz etkisi ve enflasyon varsayımına paralel düşüş.
Kurdaki yükseliş bir taraftan al / sat giderlerini arttırırken, risk modellemesi etkisi üzerinden karşılık giderlerini arttırıyor. Yüksek artış gösteren komisyon gelirleri ve düşük faaliyet giderleri artışı olumlu katkı sağlasa da net faiz gelirleri ve net kar bazında hem çeyreksel hem de yıllık bazda daralmalar beklediğimizden, bankacılık sektöründe bilanço açıklamalarının kar satışlarını tetikleyebileceğini ve ilk etapta BIST’in geneline yayılan bir baskı yaratabileceğini düşünüyoruz. AKBNK yüksek artı kur pozisyonuna bağlı kur artışı gelirleri sebebiyle pozitif ayrışabilecek olsa da bilanço döneminin yaratabileceği baskıdan etkilenebileceğini düşünüyoruz.
Sektör için potansiyel olumlu gelişmeler ise, bu haftaki PPK kararı dahil olmak üzere, genel makroeknomik politika adımlarında rasyonel çizginin devam etmesi, TCMB rezervlerinde son dönemde görülen artış gibi sistematik risklerin bertaraf edilmesini sağlayacak sonuçların elde edilmesi olacaktır.
Geçtiğimiz son üç çeyrekte demir çelik paylarına resesyon endişeleri damgasını vurmuştu. Rusya – Ukrayna savaşının etkileri ile birlikte çelik ve hurda fiyatları sert yükselmiş ve kurdaki gelişmelere bağlı olarak da çelik sektörü payları 2022 yılının ilk iki çeyreğinde ön plana çıkmıştı. Global piyasalarda büyüme odaklı stratetjiye geçiş ve resesyondan uzaklaşılması, demir çelik paylarını ileriye dönük projeksiyonda ön plana çıkarabilir. Bu çeyrekte ise EREGL’de yüksek ertelenmiş vergi giderinin baskısı ve kur giderleri ile net karın zayıf kalacağını düşünüyoruz. KRDMD’de ise operasyonel karlılık iyileşiyor olsa da kur giderleri ve finansman giderle-
Güçlü fiyat artışları ve operasyonel iyileşmeler nedeniyle CCOLA ve AEFES’in karlılıklarını güç-lü beklemekteyiz. BIMAS’ın yüksek enflasyon ve geniş mağaza ağının sağladığı pazar payı kazanımları ciro bazında şirketi ön plana çıkarsa da, yüksek personel maliyeti esas faaliyet ve net karını baskılayabilir. SOKM’da mağaza açılışları ve gıda enflasyonunun etkisiyle güçlü büyüme bekliyoruz. MAVI’de güçlü talebin devam etmesi, yükselen maliyetlerin ürünlere yansıtılarak büyüme odaklı strateji ile öne çıkacaktır. Euro bazlı gelirleri sayesinde bilanço döneminde YUNSA’nın da öne çıkmasını bekliyoruz.
Ulaştırma şirketlerinden bu çeyrekte de güçlü finansallar beklemekteyiz. Turizm sezonunun sadece yaz ayı için değil, kış sezonunda da devam etmesi, toplamda yolcu trafiğinin 2022’yi geçmesi, karlılığı destekleyecek olup, pandemi döneminde ön plana çıkan kargoculuk geçek çeyreklere kıyasla ciroya daha az katkı sağlayacak olmasına rağ-men THYAO’dan güçlü FAVÖK performans beklemekteyiz. Buna ek olarak Euro’nun yukarı yönlü seyri PGSUS’u da ön plana çıkarıyor. Yer hizmetleri faaliyetleri ve havalimanlarındaki güçlü seyirler TAVHL’yi de olumlu etkileyecek. Haziran ayı içerisinde gerçekleşen Şampiyon-lar Ligi finali ve bayram tatillerindeki havalimanları doluluk sayıları sektör için en iyi geçen üçüncü çeyrek öncesinde pozitif katalist etkisi yaratıyor.
Bu çeyrekte de ön plana çıkmasını beklediğimiz sektör gruplarının başında otomotiv sektörü geliyor. ODD verilerine bakıldığında Nisan-Haziran döneminde 254.951 adet otomotiv, 65.447 adet hafif ticari araç satışı gerçekleşti. Otomotiv satışları geçen yılın aynı dönemine göre %58, hafif ticari araç satışları ise %47 artış gösterdi. Güçlü satışlar ve talebin öne çekilmesi DOAS, FROTO ve TTRAK’ı ön plana çıkarıyor. Ayrıca kur etkisinin satışlara yansıtılarak ihracatı yüksek olan sektörün bu çeyrekte de öne çıkmasını sağlıyor.
Depremde hisse fiyatı perfomansı ile öncü sektör grubu olan çimento sektöründe yurt içi faaliyetlerindeki artışa bağlı olarak çimento ve hazır beton talebindeki güçlü seyrin devam ettiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra, sektör yılın ikinci çeyreğinde süren elektrik ve yakıt maliyetlerindeki geri çekilmelerle kar marjlarındaki iyileşme ile pozitif ayrışabilir. BOBET’in güçlü finansallar açıklayacağını düşünüyoruz.
Mevsimsellik etkisi ile GWIND’in karının geçen çeyreğe göre baskılanmasını bekliyoruz. AKSEN’de ise spot elektrik fiyatlarında düşüş olmasına rağmen geçen çeyreğe göre kur gelirleri katkısı ile baskının sınırlı olmasını bekliyoruz.
Hayat dışı sigortacılık sektöründe prim üretimindeki artışın artan poliçe fiyatları ile birlikte enflasyonu geçtiği ortamda, döviz pozisyonu kaynaklı kur farkı gelirlerine bağlı olarak AKGRT’den güçlü finansallar bekliyoruz.
Özet olarak, bankacılık haricindeki sektörlerde karışık bir görünümden bahsediyor olsak da, FAVÖK ve net kar karşılaştırmasında, ağırlıklı ortalamalara baktığımızda yıllık ortalamalara baktığımızda enflasyona paralel ve/veya hafif üzerinde artışlar beklemekteyiz.
Kaynak: İnfo Yatırım