1Ç23 Finansal Beklentiler
2023 yılının ilk çeyreği gerek yurt içi gerekse de yurt dışı piyasalar açısından zorlu geçti. Yurt dışı tarafa global merkez bankalarının para politikası belirsizliği ile bankacılık krizi damga vururken, yurt içi tarafta asrın felaketi deprem Türkiye’ye damga vurdu.
2023 yılında global merkez bankalarında yılın ilk yarısında şahin tutumun devamı yılın ikinci yarısında ise daha güvercin tutuma geçme olasılığı bekleniyorken, yapılan açıklamalar ve politika kararları ile faiz konusu piyasalarda çok bilinmeyenli denkleme dönüştü.
ECB’nin enflasyonun kontrol altına alınamadığı dönemlerde faiz artırım konusunda geç kalması sonrasında Temmuz ayında beklentilerin üstünde başlayan faiz artırımlarına euronun da değer kazanması için devam mesajı veriliyor. ABD’de ise enflasyon geri çekiliyor fakat hala kontrol altına alınmadığı dile getiriliyor. İstihdamdaki güçlü seyir iç talebe bağlı olarak enflasyonu sınırlayacak gibi görünüyor. Diğer yandan OPEC+’nın Rusya ve Suudi Arabistan liderliğinde üretim arzını kısması sonrasında yükselen petrol fiyatları enflasyondaki endişesinin korunmasına neden oluyor.
Tüm bu gelişmelere bankacılık krizinin de eklenmesi sonrasında akıllarda tek soru var. Büyü- me odaklı stratejiye mi geçilecek, yoksa sıkı politika ile enflasyon kontrol altına mı alınacak. 2023 yılının birinci çeyreğinde ABD’nin varlık sınıflandırılmasına 16. sırada bulunan SVB, artırılan faizlerle birlikte tahvil pozisyonlarından zarar ederek iflasını açıkladı. Avrupa tarafında da Credit Suisse ve Deutsche Bank krizi medyalara yansıdı. Bankacılık krizi ile mali sektördeki sıkıntının ekonomilerde küçülme getirebileceği ve resesyon endişeleri taşıması paniği artırdı. UBS’in Credit Suisse’yi İsviçre hükümetinin de desteğiyle satın alması piyasa fiyatlamalarında bir miktar rahatlama getirse de son Fed tutanakları bankacılık krizinin beklenenden iyimser olmadığını gösteriyor. Fed ve ECB bankacılık krizini tabir-i caizse kale almayıp şahin mesajlar verse de belki de Mayıs ayından sonra faiz artıran bir Fed göremeyebiliriz. Genel konjonktürde ise yılın ikinci yarısında global merkez bankalarından parasal genişlemeye geçme ihtimalini yüksek buluyoruz.
Borsa İstanbul 2022 yılını rekorlarla kapatırken, 2023 yılının ilk çeyreği kısmi baskı ile karşılaştı. Endeksin zirve seviyeler görüp teknik olarak realizasyona girmesi, gerileyen enflasyonla birlikte risksiz getirilerin enflasyona yaklaşması (KKM’de üst faizin kaldırılması, banka mevduatlarının %27 – 30 bandına çıkması, altın fiyatlarının yukarı yönlü seyri…), deprem etkileri, seçim belirsizliği (ilk çeyrekte Cumhurbaşkanları adayları tarafındaki belirsizlik) ve global piyasalardaki endişeler endekse baskı yaratırken, yılın ilk çeyreğinde hacimler de 2022 yılı ortalamalarının altında kaldı.
Momentumun ve kademelerin düşük olduğu dönemlerde volatilitenin yüksek, hacimlerin düşük olmasını anlamlı karşılıyoruz. Belirtmemiz gerekir ki 2022 yılındaki gibi 2023 yılındaki gibi hareketler beklemiyoruz. Temel ve teknik anlamda güçlü değerlemelerin etkisinin ön plana çıkmasını bekliyoruz. Kur tarafındaki yukarı yönlü seyirle birlikte ihracatı güçlü, satışları dövize endeksli, kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen şirketlerin ön plana çıkmasını bekliyoruz.
Seçim sonucu ne olursa olsun belirsizlik kaygısının kalmasının ardından kısmi de olsa yabancı yatırımcı ilgisi Borsa İstanbul’da hissedilecektir. İleriye dönük projeksiyonlarda ise para maliye politikalarında seyir gerek kur gerekse de enflasyon üzerinde etkili olacak gibi gözüküyor. Geçen yılki kadar alternatif kalmasa da beklentimiz Borsa İstanbul’un alternatif getiri arayışında üst sıralarda kalıp, endeksin orta vadede pozitif olacağı yönünde. Enflasyon her ne kadar geri çekilse de yıl sonunda %45—50 arasında olmasını beklemekteyiz. Enflasyon üzerinde deprem etkisini de unutmamak gerekiyor.
Geçmişteki genel seçimler incelendiğinde belirsizliğin kalkması nedeniyle risk iştahında artış takip ediliyor. Seçimlerden sonraki ilk işlem gününde kısa vadeli toparlanmalar ve daha düşük volatilite göze çarpıyor. Varlık fiyatlamaları incelendiğinde Dolar/TL kurunda daha belirgin fiyatlamalar göze çarpanken hisse senedi piyasaları da kurun seyrine karşın alıcılı fiyatlanmış. Devamındaki işlem günlerinde ise kar realizasyonları görülse de orta vadede yükseliş momentumunun korunduğu takip ediliyor.
2023 yılı birinci çeyrek finansalları 14 Nisan Cuma günü Karsan ile başladı. Beklentili şirketlerin finansalları ise 19 Nisan’da Arçelik ile başlayacak olup, bankacılık tarafı da 26 Nisan’da Akbank finansallarının Kamuyu Aydınlatma Platformu’na açıklanması ile başlayacak. Birinci çeyrek finansallarının son açıklanma tarihleri ise konsolide olmayanlar için 2 Mayıs 2023 Salı, konsolide finansallar ile bankacılık finansalları için 10 Mayıs 2023 Çarşamba olarak belirlendi.
Bankalar, son bilanço dönemlerinde açıklanan finansalları ile endeksin rekor kırdığı dönemler- de endekse öncülük etti diyebiliriz. Özellikle dalgalı makroekonomik ortamda da bankacılık sektörünün ön plana çıkması, 2020 yılından bu yana açılan (pandemi etkisi) sınai & bankacılık makasının bankalar lehine kapanmasını sağladı. Son düşüşte zirveden geri çekilen BİST’te en hızlı değer kaydeden sektör gruplarının başında bankacılık sektörü gelmesi ardından tepki alımlarında da bankacılık başı çekti. 2023 yılının ilk çeyreğinde bankacılık sektörünün komisyon gelirleri ve ticari işlemlerden kaynaklı gelirlere rağmen artan TL mevduat maliyetleri (KKM’nin olmadığı çıplak mevduat), kredi mevduat makasının daralması ve baz etkisi kaynaklı gerileyen enflasyon neticesinde 2022 yılından en güçlü kart tarafı taşıyan TÜFE’ye endeksli borçlanma araçları kapsamında gelirlerin azalması ile geçtiğimiz çeyreğe göre baskılanmasını beklemekteyiz. TÜFE’ye endeksli borçlanma araçları portföyleri yüksek olan AKBNK ve YKBNK’nın kar marjında baskı olmasını, kamu bankalarının ise yıllık artışta ön planda olmasını bekliyoruz.
Geçtiğimiz son iki çeyrekte demir çelik paylarına resesyon endişeleri damgasını vurmuştu. Rusya – Ukrayna savaşının etkileri ile birlikte çelik ve hurda fiyatları sert yükselmiş ve kurdaki gelişmelere bağlı olarak da çelik sektörü payları yılın ilk iki çeyreğinde ön plana çıkmıştı. Ancak yılın üçüncü çeyreğinde resesyon fiyatlamalarının fazlasıyla artması ve bu duruma ek olarak sert geri çekilen çelik/hurda fiyatlarının dördüncü çeyreğe göre durağan seyretmesi nedeniyle finansalların baskılanacağını düşünüyoruz. Enerjiye bağlı yüksek maliyet ve fiyatlardaki durağanlığın EREGL ve KARDM finansalları üzerinde baskı ile karşılanma potansiyeli olduğunu düşünmekteyiz.
Bilanço döneminin başlayacağı şirket olan ARCLK’in Whirlpool’un Avrupa’daki iştiraklerini bünyesine katmasını uzun vadede olumlu buluyor, talepteki yurt dışı zayıflığı ve marj gerilemesinden dolayı son çeyrek finansallarını nötr bekliyoruz. Her ne kadar euro/dolar paritesi yukarı gidiyor olsa da maliyet artışı beyaz eşya sektörünü baskılayacak gibi görünüyor.
Ulaştırma şirketlerinden bu çeyrekte de güçlü finansallar beklemekteyiz. Turizm sezonunun sadece yaz ayı için değil kış sezonunda devam etmesi, toplamda yolcu trafiğinin 2022’yi geçmesi karlılığı destekleyecek olup, pandemi döneminde ön plana çıkan kargoculuk faaliyetlerinin etkisi ile THYAO’dan güçlü performans beklemekteyiz. Bu durumlara ek olarak Eu- ro tarafının yukarı yönlü seyri PGSUS’u da ön plana çıkarıyor. Yer hizmetleri faaliyetleri ve havalimanlarındaki güçlü seyirler TAVHL’yi ön plana çıkarıyor. Deprem etkileri ulaştırma tarafına kısmi baskı yaratabilir. Geçtiğimiz yıl tarifelerin enflasyon karşısında yetersiz kalması, sektörü baskılayan önemli unsurlar arasında yer almıştı. Genellikle 1 yıllık taahhütler halinde yapılan tarifelere yıl sonuna doğru enflasyonların yansıtılması ve tarifelerin buna göre belirlenmesi 2023’de Telekomünikasyon sektörünü öne çıkarabilir. Sektör şirketlerinin yatırımları/borcu döviz, gelirlerinin TL cinsinden olması ile kur tarafındaki stabilizasyon süreci de baskıyı azaltacak unsurlar arasında yer alırken yılın ilk çeyreğinde TCELL’in karlılıklarda ön plana çıkmasını bekliyoruz. Deprem etkisi de telekomünikasyon sektörünü bu çeyrekte baskılayıcı unsur olarak ön plana çıkıyor.
Yüksek enflasyon neticesinde gıda enflasyonun da yukarı yönlü seyre gıda perakendecilik cirolarını geçen yıl destekledi. Tasarrufların azalması ile indirim marketlerine olan ilgi de arttı. Bu çeyrekte gıda perakendecilerinin ciro artış oranları güçlü seyretse de kar marjları ve net karları önceki çeyreğe göre düşebilir. Bunda depremle ilgili maliyetler kadar rekabetçi fiyatlandırmalar ve asgari ücretteki keskin artışın da etkisi bu çeyreğe yansıyabilir. BIMAS’ın gıda perakendecilerde ön plana çıkmasını bekliyoruz. ULKER’de finansal gider yükünün azalması ve zarardan kara geçme beklentisi kar büyümesini destekleyecek.
Bu çeyrekte ön plana çıkmasını beklediğimiz sektör gruplarının başında otomotiv sektörü ge- liyor. Güçlü satışlar ve talebin öne çekilmesi DOAS, FROTO ve TTRAK’ı ön plana çıkarıyor.
Depremde en çok kazandıran sektör grubu olan çimento sektöründe enerji maliyetlerindeki azalış ve talebe bağlı olarak bu çeyrekte güçlü performans beklemekteyiz.
YEKDEM’e bağlı santraller ve rüzgar enerjisi üreten şirketlerin güçlü performans, düşen PTF’ler neticesinde doğalgaz ve kömürden üretim yapan enerji şirketlerinin baskılanmasını bekliyoruz. GWIND’den güçlü performans bekliyoruz.
TUPRS’ın rafineri marjlarının yüksek performansının devamını, holdinglerin iştirakler tarafındaki gelirler nedeniyle ön plana çıkmasını bekliyoruz.
Zorunlu trafik sigortalarında olumsuz karlılık gelişmelerine rağmen, enflasyon tarafının geri çekilmesi ve yatırım portföyü nedeniyle AKGRT’nin finansallarının destekleyici olmasını beklemekteyiz.
Kaynak: İnfo Yatırım