2022/2Ç Finansal Beklentileri
BİST100 endeksinde 2.480’in üstünde kalındıkça bilanço döneminin etkisi ile yukarı yönlü trendin devam edeceğini düşünüyoruz. Orta vadede ise risksiz getirilerin enflasyon karşısında yetersiz kalması ve yerli yatırımcı ilgisinin artması ile alternatif getiri arayışının olması ile Borsa’ya olan ilginin artmasını beklemekteyiz. Yurt dışında resesyon endişeleri kalmaya devam etse de 24 Şubat’takine benzer hareketler yani yurt dışından pozitif ayrışabilecek Borsa İstanbul görebiliriz. Eylül – ekim aylarında turizm gelirinin azalması ve dış borç geri ödemeleri sebepli artabilecek risklere karşılık Ağustos ayının sakin geçmesini ve yukarıda da belirttiğimiz gibi finansalların etkisi ile pozitif trende geçmesini bekliyoruz.
2022 yılı ikinci çeyrek finansalları 26 Temmuz Salı günü piyasa kapanışı sonrasında ARCLK, FROTO ve YKBNK’ın KAP’a açıklaması ile başlayacak. İkinci çeyrekte konsolide olmayan bilançoların son açıklanma tarihi 9 Ağustos, konsolide bilançoların son açıklanma tarihleri 19 Ağustos olarak belirlendi.
Finansalların Son Tarihleri
Konsolide Olmayan 9.08.2022
Konsolide 19.08.2022
Enflasyon etkisi ile birlikte ikinci çeyrek finansallarının güçlü gelmesini beklemekteyiz. Bu çeyreğin ana temalarından bir diğeri de enflasyonla birlikte kur olacak. Emtia ve kur yükselişleri ile birlikte ihracatçı ve/veya satışları dövize endeksli, kur kaynaklı maliyet yükselişlerini satışlarına yansıtabilen ve açık pozisyon sebebiyle kur farkı gideri yazmayacak, az borçlu şirketlerin ön plana çıkmasını beklemekteyiz. Daha önceki bültenlerimizde altını çizdiğimiz bu yatırım teması, makroekonomik koşulların değişmediği yılın ikinci çeyreğinde de geçerliliğini koruyor.
Bankacılık sektörü karlarında geçen yılın son çeyreğinden itibaren görülmeye başlayan iyileşmenin bu yılın son çeyreğinde de devam etmesini bekliyoruz. Bu yılın üçünü çeyreğinde de devam etmesi beklenen ve bir yıllık döneme yayılan bu iyileşmenin başlıca sebebi TCMB’nin 2021 Eylül ayında başladığı faiz indirimleri sayesinde enflasyonun çok altında seyretmeye devam eden mevduat ve Merkez Bankası fonlanma oranları. Hızla yükselen enflasyon ve yüksek nominal oranlarda büyüyen kredilerde (çeyreklik %14) yavaşlama hedefleri çerçevesinde kredi faizlerinde görülen yükseliş trendi kredi-mevduat arasındaki faiz makasının artmasına yol açarak banka sektörü karlılıklarına katkı sağlamaya devam ediyor. Bunun yanı sıra bankaların bono portföylerinde ağırlıklı olarak bulunan TÜFE endeksli kağıtların enflasyona paralel artan getirileri de karlılık artışına katkıda bulunacak. Karlılığın bir diğer önemli belirleyicisi olan karşılık giderlerinde 2Ç kur artışına paralel sınırlı bir artış görülecek olsa da, özellikle özel bankalarda hedging tedbirleri sayesinde bu etki net kar seviyesinde nötr olacak. Enflasyonun olumsuz etkisi ise faaliyet giderlerinde %100’e yakın artışlar olarak görülecek ancak hızlı kredi büyümesi ve yüksek seyreden ekonomik aktiviteye paralel olarak yıllık yaklaşık aynı oranlarda artan komisyon gelirleri sayesinde bu etki kısmen dengelenecek.
Sonuç olarak, yüksek kredi büyümesi ve ortalama 150bps Net Faiz Marjı iyileşmesi sayesinde özel bankaların çeyreklik net kar rakamlarının yaklaşık %50 özsermaye karlılığına denk gelen, geçen çeyreğe göre ortalama %40 artışla, 11 milyar TL civarında açıklanmasını bekliyoruz. ISCTR ise SISE’nin yüksek karlılık katkısı sebebiyle çeyreklik %70 civarı artışa ve %50 özsermaye karlılığına denk gelen TL14 milyar civarında net kar rakamı açıklayabilir. Kamu tarafında ise VAKBN yukarıda saydığımız faktörlerin yanı sıra kredi riski maliyetindeki düşüşle birlikte çeyreklik karında %100’ün üzerinde artış ile %35-40 özsermaye karlılığı bandında (7-9 milyar TL) net kar açıklayabilir. HALKB ise zayıf (%15 karlılık, TL2,5 milyar net kar) sonuçlar açıklamaya devam etmesi bekleniyor.
Bankacılık sektörü kuvvetli açıklanan 1Ç sonuçlarının sonrasında azalan global risk iştahı, yüksek makro riskler ve regülasyon değişiklikleri (ticari kredilerde kısıtlamalar, DTH’lar üzerinden ödenecek komisyon, 900+ CDS) gibi sebepler yüzünden satış baskısı altında kaldı. Bankacılık endeksi bu yıl içinde gördüğü zirvenin %6 gerisinde ve sektör çarpanları çok düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor. Buradan hareketle, 2Ç sonuçlarının açıklanacağı önümüzdeki haftalarda, BDDK tarafından gelecek ticari kredi erişimi gibi konularda getirilebilecek esneklikler ve global piyasalarda satış baskısının azalması ile birlikte sektör hisselerinde kısa vadeli bir yukarı düzeltme yaşanabileceğini düşünüyoruz. Değerleme çarpanlarına baktığımızda öne çıkan bankalar ISCTR, YKBNK ve VAKBN.
Güçlü beklediğimiz sektörler ise gıda perakende, enerji, havacılık, bankacılık, petrokimya. Petrol tarafındaki yükselişe rağmen Havacılık sektörü tarafında THYAO ve TAVHL’den güçlü finansallar beklemekteyiz. 2020 yılındaki coronavirüs pandemisi ile birlikte zor günler geçiren havacılık sektörü, aşılanmaların hızlanması, normalleşme adımları ve ülkeler arası uçuş kısıtlamalarının kalkmasıyla eski günlerine yaklaştı. Yolcu trafik sayılarının 2019 yılına yaklaşması (Son ay dış hatlar 2019’u geçti) ve turizm sezonunun etkileri havacılık sektörünü destekleyecek. THYAO’nun pandemi döneminde ön plana çıkardığı kargoculuk faaliyetleri karlılığı önemli derecede etkileyecektir. PGSUS özelinde ise artan yolcu trafiğine rağmen euro/dolar paritesinin geri çekilmesi şirketi olumsuz etkiliyor.
Enflasyondaki yukarı yönlü seyrin etkisi ve hanehalkı tasarrufların azalması ile birlikte indirim marketlerine olan ilgi arttı. Enflasyonun ciroları yukarı taşıyacak olmasıyla gıda perakende şirketleri birinci çeyrek finansallarındaki yıl sonu tahminlerini de yukarı yönlü revize etti. Enflasyon kaynaklı fiyat artışlarının etkisi ile BIMAS ve BIZIM’i fiyat artışlarına ek olarak maliyet yönetiminin doğru yönetilmesi ile CCOLA’yı ön plana çıkarıyoruz.
Demir-çelik hisselerinde son günlerde fiyatlamalar geri çekilse de hala ortalamaların üstünde seyrediyor. Artan üretim maliyetlerinin operasyonel karlılığı etkilememesi, yukarı yönlü kur etkileri EREGL ve KRDMD’yi ön plana çıkarıyor. Düşen çelik ve hurda fiyatları ve yılın geri kalanı için yapılacak sözleşmelerde demir çelik paylarında üçüncü çeyrekteki baskı ihtimalini artıyor olsa da ikinci çeyrekte de iyi bir bilanço dönemi geçmesini bekliyoruz. Resesyon beklentilerinin büyük ölçüde fiyatlandığını düşünerek ileriye dönük projeksiyonlarını şirketlerin göz önüne aldığımızda EREGL ve KRDMD’deki AL tavsiyemizi koruyoruz.
Rusya-Ukrayna krizinin enerji fiyatları üzerindeki etkisi devam ediyor. Kur tarafı da yukarı yönlü seyir sürerken doğal gaz çevrim santralleri piyasa takas fiyatlarını da yükseltmeye devam etti. İlk çeyreğe göre %36 artan PTF fiyatları sonrası 2022 kömür maliyetlerini hedge eden avantajlı konuma geldi. Bu bilanço dönemine PTF fiyatlarının yükselmesinin yansımasını bekliyoruz. Özbekistan’daki 740 MW’lık yatırımını aktif hale getiren AKSEN’in Kazakistan’da 240 MW’lık ihaleyi almasının ardından yurtdışındaki yüksek FAVÖK marjlı yatırımları devam ediyor. Yurt dışından kur garanti getirili enerji santralleri katkısı ile AKSEN’den güçlü finansal bekliyoruz. PTF fiyat artışından GWIND’in de yüksek FAVÖK marjı ve iyileşen operasyonel karlılığının etkisiyle net karını destekleyici finansal açıklamasını bekliyoruz.
Artan maliyetlere karşılık ürün fiyatlarındaki artış, TL’nin değer kaybının olumlu katkısı ve ABD’deki faaliyetlerin etkisi SISE’de güçlü finansal beklentimizin önemli sebepleri.
Rusya-Ukrayna gerginliğine bağlı olarak artan petrol fiyatlamaları, ürün marjlarında yüksek karlılığa sebebiyet verecektir. Orta distilat talebinin öncülüğünde TUPRS’tan güçlü faaliyet karlılığı ve son yılların öne çıkan finansallarını açıklamasını bekliyoruz.
Bu bilanço döneminde zayıf gelmesini beklediğimiz sektörler telekomünikasyon ve sigortacılık olacak. Tarife düzeltmeleri enflasyon gerisinde kalırken, personel giderleri, yatırım harcamaları ve yüksek borçluluğa bağlı kur farkı gideri gibi faktörler sebebiyle TCELL ve TTKOM’un karlılığının geçen yıla göre baskı altında kalmasını bekliyoruz. Sigortacılıkta ise prim üretiminde güçlü seyir korunabilecek olmasına rağmen, enflasyon artışı sebebiyle hasar giderlerinde daha yüksek bir artış faaliyet karlılığını baskılıyor. Diğer taraftan asgari ücrete gelen ara zamla birlikte bilançoda ayrılan karşılık dolayısıyla da AKGRT’den zayıf finansallar beklemekteyiz. Hammadde fiyatlarındaki artışların etkisinin ARCLK’in karlılığına baskı yapmasını bekliyoruz. Ancak FAVÖK ve net kar marjı daralmalarına karşılık satışlardaki büyümenin beklenenden yüksek oranlarda açıklanmasının ardından ARCLK yıllık ciro ve FAVÖK rakamları ile ilgili bütçe paylaşımlarında nominal olarak yukarı yönlü revizyona gidebilir. Hisse geri alım planının devreye girmesi ile birlikte bu yukarı yönlü revizyon hissede olumlu görüşümüz devam ediyor.
Rapor için tıklayın.
Kaynak: İnfo Yatırım