Son 10 gündür kurlar üzerinde oluşan yukarı yönlü baskı bugün itibari ile durulmuş gözüküyor. Peki kurlardaki yukarı yönlü bu hareket neden oluştu? Takip edebilenlerimiz bilecekler son iki haftadır ABD 10 yıllık tahvil getirilerinde bir ara %1,6’a kadar varan artış, enflasyon kaygılarını ortaya çıkarmış ve ABD dolarına dönüşle beraber, gelişen ülke para birimlerini de olumsuz yönde etkilemişti.
Ancak dün ABD Hazine Bakanlığı’nın düzenlediği 10 Yıllık tahvil ihalesinde faiz yüzde 1.5230 oldu. Bu durum piyasaları da gelişen ülke para birimlerini de rahatlattı. Ayrıca ABD’nin açıklanan enflasyon verisinin de beklentiler seviyesinde gelmesi ile küresel borsalar tarafı yukarı yönlü ivme kazanmış oldu. Açıkçası ABD’de azalan enflasyonist kaygılar risk iştahının yeniden artmasına neden oldu diyebiliriz.
Bazı analistler, ABD de enflasyonun 3 ay sonrasında artış kaydedeceği yönünde bildirimlerde bulunuyorlar. Bu görüşü biraz irdelemek isterim:
İlki ABD’de büyük bir hızla devam eden aşılama süreci ve Johnson firmasının tek dozluk aşısı için 100 milyon doz düzeyinde yapılmış olan anlaşma. Bu durum ikinci çeyrekte hızlı bir ekonomik açılmayı beraberinde getirecektir.
İkincisi elbette ki 1,9 Trilyon$ lık devasa canlandırıcı paket ve dağıtılan 1400$ lık çekler..
Bir de elbette ki 1 Trilyon$ ı aşan bütçe açığı.
Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında; talep yönlü bir enflasyonun oluşması gayet makul gözüküyor.
Ancak ABD teşvik paketinin enflasyona neden olacak kadar büyük olmadığını söyleyen ABD hazine bakanı Janet Yellen’e de bir nebze katılıyorum. Çünkü bizdeki gibi iki basamaklı enflasyon oranlarına sahip değiller.
Ayrıca oluşacak enflasyonun da büyüme kaynaklı ve talep yönlü olması ekonomiyi canlandırması açısından önemli.
Aşağıda bakır-altın grafiğine baktığımızda aslında bu görüşü destekler nitelikte bir görünüm ile karşılaşıyoruz:
Bakır-Altın eğrisinde altının yükseldiği dönemler durgunluk, bakırın görece olarak yükseldiği dönemler ise piyasada oluşan canlanmanın göstergesidir.
Dolayısı ile dünyada emtia fiyatlarındaki yükselişi de bir anlamda büyüme ile açıklayabileceğimizi düşünüyorum.
Türkiye ekonomisine baktığımızda ise ağırlıklı olarak ABD tahvil getirilerindeki artışa gelişen ülke para birimlerinin verdiği reaksiyonu gösterdiğini ancak örneğin petrol ihracatçısı Rusya ile negatif ayrıştığını söyleyebiliriz. Tabii ki burada azalan benzin stokları ile artan petrol fiyatlarının ilişkisi göz ardı edilmemelidir.
Buradan çıkarılacak sonuç yine ne ürettiğimize ve nasıl ürettiğimize gelip dayanıyor.
Bu konuya da değinecek olursak; açıklanan cari açık rakamlarına bakmakta fayda var:
2021’in Ocak ayında cari denge 1 milyar 867 milyon dolar açık verdi. 2020’nin Ocak’ında açık 2 milyar 33 milyon dolardı. Dolayısı ile geçen yıla göre hafif bir iyileşme var.
Cari dengede gördüğümüz iyileşmenin temelinde ise ithalattaki daralma yatıyor. Ocak 2020’de 18,2 milyar dolar olan ithalat, bu yıl 16,7 milyar dolara geriledi. Mal ihracatında ise önemli bir değişiklik olmadı. Hizmet ihracatı 1,5 milyar dolar azalırken, hizmet ithalatı 0,5 milyar civarında geriledi.
2021 yılını cari denge açısından tahmin etmek istersek, aslında Haziran ayında başlayacak turizm sektörüne ve ithalat-ihracat yani dış ticaret dengesine bakmak faydalı olacaktır.
Turizm sektörü için kilit parametre, aşı pasaportu… AB, İngiltere, ABD hatta Çin’de gündemde olan pasaport ile ilgili olarak özellikle AB de belli aşıların belirleyici olması dayatılacak olursa bu ciddi bir risk oluşturabilir. O nedenle bu konunun bir an önce ele alınması şart kanımca.
Dış ticaret dengesi ile ilgili olarak; İthalatı düşürmek adına kısa vadede MB nın uyguladığı sıkı para politikasının kredi kaynaklarını sınırlaması, uzun vadede ise ithal malların Türkiye’de üretilmesi için teşvik edilmesi gibi önlemler alınarak yapısal değişiklikler oluşturulması önemlidir.
Son olarak söylemeliyim ki:
Yarın açıklanacak ekonomik reform paketinde dış ticaret dengesine yönelik açıklamaların ve kamu ihalelerinin (çok fazla değiştirilen) kalıcı olarak düzenlenmesine yönelik değişikliklerin yapılması umutlu beklentimdir.
Burcu Kösem