2020 yılında küresel uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 35 daralırken, Türkiye’ye yapılan yatırımlar da bir önceki yıla göre yüzde 15 azaldı.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) Dünya Yatırım Raporu Türkiye lansmanı, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ev sahipliğinde gerçekleşti. Rapora göre, 2020 yılında küresel uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 35 daralırken, Türkiye’ye yapılan yatırımlar da bir önceki yıla göre yüzde 15 azaldı.
YASED Küresel Yatırım Günleri etkinliğinin ilk gününde UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Lansmanı gündemiyle düzenlenen webinarda konuşan YASED Başkanı Ayşem Sargın, “2020’de küresel uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 35, küresel ticaret hacmi de yüzde 7,6 daraldı. Ancak 2021’in ilk yarısında, aşının yaygınlaşmasıyla birlikte pandemiyi kontrol altına alan büyük ekonomilerin iyileşme yoluna girdiğini görüyoruz” dedi.
UNCTAD Yatırım Araştırmaları Bölüm Başkanı Richard Bolwijn, “2020’de yıl içerisinde daralma çok daha yüksek iken hem Türkiye hem de Dünya için ikinci yarısında ciddi bir toparlanma gördük. Birleşme ve satın almalar ile uluslararası proje finansmanında önemli bir iyileşme görülürken gelişmekte olan ülkeleri yakından ilgilendiren sıfırdan (greenfield) yatırımlarda 2021’de de aşağı gidişin devam etmesi bekleniyor. Yatırım promosyon ajansları ve kamu politikaları açısından sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile uyumlu proje finansmanı konusuna daha fazla öne çıkacak.”
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) bu yıl “Sürdürülebilir Toparlanmaya Yatırım” temasıyla hazırladığı Dünya Yatırım Raporunun Türkiye lansmanını gerçekleştirdi. YASED ve UNCTAD işbirliği ile düzenlenen lansmanda duyurulan rapora göre; küresel uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 35 daralırken, Türkiye’ye yapılan yatırımlar da bir önceki yıla göre yüzde 15 azaldı.
UNCTAD’ın hazırladığı raporda Türkiye ile ilgili şu veriler yer aldı: “Küresel doğrudan yabancı sermayeli yatırım akımları 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35 oranında daralırken, Türkiye’nin aldığı yatırımdaki daralma yüzde 15 düzeyinde gerçekleşti. Gelişmekte olan ülkeleri daha çok ilgilendiren ve geçtiğimiz yıl yüzde 35 daralan yeni yatırımlarda (greenfield investments) iyileşme sürecinin daha uzun süreceği tahmin edilmekte. Hassas sektörlerde ulusal güvenlikle ilgili endişeler nedeniyle UDY akımlarına yönelik sınırlayıcı uygulamaların payı yüzde 41 ile en yüksek seviyeye ulaştı. Yatırımlarda, önümüzdeki dönemde dayanıklılık ve sürdürülebilirlik gibi temaların öne çıkması bekleniyor. Rapor, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerinin dayanıklılığının güvence altına alınabilmesi için yatırımların yer değiştirmesi, bölgeselleşme ve çeşitlendirme yoluyla üretim ağlarının yeniden yapılanması gibi trendlere de dikkat çekiyor. UNCTAD’ın tahminlerine göre sürdürülebilirlik temalı finansal ürünlerin sermaye piyasalarındaki büyüklüğü 2019’a göre yüzde 80 artışla 3,2 trilyon ABD Doları’na ulaştı. Bu ürünler arasında, sürdürülebilirlik fonları, yeşil bonolar, sosyal bonolar ve karma-sürdürülebilirlik bonoları yer alıyor. COVID-19’la mücadele kapsamında Afrika Kalkınma Bankası ve AB gibi kuruluşların öncülüğünde çıkan bonolar, sosyal ve sürdürülebilirlik temalı bono piyasasının büyümesine büyük katkı verdi ve bu sayede diğer toplumsal kriz ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SKH’ler) yönelik finansman olanaklarının önünü açtı. Önümüzdeki dönemde, borsa ve türev piyasalar, emeklilik fonları, varlık fonları, sigorta şirketleri ve bankaların yatırımlarımları artan oranda sürdürülebilirlik ve SKH odağına yönlendirilmesi bekleniyor.
Raporda ayrıca Türkiye’nin serbest bölge programını yazılım ve bilişim ile diğer yüksek katma değerli ve teknoloji-yoğun faaliyetlere odaklanarak genişletmesine ve Ford Otosan’ın Kocaeli’de 2,6 milyar ABD Dolarlık yeni elektrikli araç ve batarya yatırımına dikkat çekildi.
‘Pandemi kaynaklı krizin etkilerinin uzun süreli olması muhtemel’
YASED Küresel Yatırım Günleri etkinliğinin ilk gününde “UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Lansmanı” gündemiyle düzenlenen webinarda konuşan YASED Başkanı Ayşem Sargın, “2020 yılı küresel ekonomi, ticaret ve yatırımlar için zor bir yıl oldu. 2020’de küresel uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 35, küresel ticaret hacmi de yüzde 7,6 daraldı. Ancak, 2021’in ilk yarısında, aşının yaygınlaşmasıyla birlikte pandemiyi kontrol altına alan büyük ekonomilerin iyileşme yoluna girdiğini görüyoruz. Bununla birlikte, pandemiyi geride bıraksak da, pandemi kaynaklı krizin ekonomiye ve iş hayatına etkilerini uzun vadede yaşamaya devam edeceğimiz muhtemel.” dedi.
Pandeminin yalnızca dijitale geçiş sürecini hızlandırmakla kalmayıp, küresel değer zincirlerinin yeniden tasarlanmasını dahi gündeme getirdiğini ve iklim değişikliği gibi tüm dünyayı etkileyen konularda harekete geçmemizi de sağladığını belirten Sargın, “Bugün, iş iletişimlerimizin çoğunun dijital olarak yapılabileceğini görüyoruz. Tedarik zincirlerinde risk çeşitlendirmesi ve kendine yeterlilik gibi konular gündemimizde. İklim konusunda Avrupa Birliği, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerinin en az yüzde 55 altına düşürmek gibi ciddi bir karar aldı.” diye konuştu.
‘Küresel trendler ve yatırımların seyri’
“Pandemi döneminde gözlemlediğimiz ana trendleri iyi okumamız, ve önümüzdeki dönemde yatırım rekabetçiliğimizi korumak için atmamız gereken adımları planlamamız son derece önemli” diye konuşan Sargın, yatırımların bazını teşkil eden istikrar ve öngörülebilirlik gibi unsurların ötesinde, bu yeni dönemde dijitalleşme, işgücü dönüşümü, sürdürülebilirlik gibi konuların yatırımcılar için başarı kriteri olarak öne çıktığını belirtti. YASED’in de bu küresel gelişmelere paralel gündemiyle Türkiye’nin yatırım rekabetçiliğine katkı sağlayacak çalışmalar yaptığını vurgulayan Sargın, “YASED üyelerinin dijital dönüşüm, yeşil mutabakata uyum, küresel tedarik zincirleri gibi konulardaki iyi uygulama örneklerinin ülkemizde paylaşılması, ve ilgili paydaşları bir araya getirerek hızla mesafe katedilmesinin sağlanması amacıyla kurduğumuz platformlarla Türkiye’nin yeni dönemdeki yatırım rekabetçiliğine katkı vermek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Webinarda konuşan UNCTAD Yatırım Araştırmaları Bölüm Başkanı Richard Bolwijn ise şu hususlara değindi: “Birleşme ve satın almalar ile uluslararası proje finansmanında önemli bir iyileşme görülürken sıfırdan yatırımlarda aşağı yönlü trendin 2021’de de devam etmesi bekleniyor. Hollanda ve İsviçre’deki negatif akımlar nedeniyle Avrupa’daki yatırım akışı daralması yüzde 80’i buldu. Gelişmekte olan ülkeler daha az etkilenmiş görünüyor. Asya ise yüzde 4’lük büyüme gösterdi. Bilişim sektöründeki birleşme ve satın almalar, özellikle Asya ülkelerinde artışı olumlu etkiledi. Geçtiğimiz yıl, SKH’leri destekleyen yatırımlar oldukça olumsuz etkilendi. Su ve kanalizasyon yatırımlarında yüzde 7, sağlıkta yüzde 54, gıda ve tarımda yüzde 49 ve eğitimde yüzde 35 ve yenilenebilir enerji yatırımlarında yüzde 8’lik azalmalar gözlemlendi. 2020 yılında rekor bir daralma gözlemledik ancak 2020’nin ikinci yarısında hem ticaret hem de GSYH’deki düşüşler beklentilerimize göre daha iyiydi. Gelişmiş ülkelerde açıklanan büyük çaplı kurtarma paketlerinin 2021’de yaşanması beklenen toparlanmanın ardındaki başlıca faktörlerden olacağını düşünüyoruz. Geçen yıl, gelişmiş ülkelerde 13,8 trilyon ABD Doları ve gelişmekte olan ülkelerde 1,9 trilyon ABD Dolarlık kurtarma paketleri açıklandı. Asya’nın ekonomik anlamdaki dinamizminin önümüzdeki dönemde de devam etmesini bekliyoruz. Küresel tedarik zincirlerinde bölgeselleşmenin artma trendiyle, Asya’nın önemli bir bölgesel üretim merkezi olma özelliğini koruyacağını da düşünüyoruz. Bununla birlikte, Dünya genelinde kısıtlayıcı uygulamaların en üst düzeye çıktığı bir dönemden de geçiyoruz fakat Asya’da bu konuda da gelişmeler daha olumlu. Raporda dikkati çekmek istediğimiz bir başka konu, önümüzdeki dönemde altyapı yatırımlarının verimlilik odaklı yatırımlara göre daha hızlı büyümesi. Burada proje finansman bolluğu önemli rol oynayacak Türkiye’de de zorluklar ve umut verici gelişmeler var. Aşılamanın hızlanması olumlu bir gelişme, ancak zorlu bir bölgede yer alıyor ve güçlü yanı verimlilik arayan yatırımlar tarafında. Türkiye, AB’ye yakınlık ve küresel tedarik zincirinde verimlilik odaklı yatırımlar kapsamında sanayi yatırımları çekebilir. Sürdürülebilirlik yatırımlarındaki fon imkanları düşünüldüğünde bu alana özel bazı planlamaları yaparak bu yatırımlardan pay almanın da önemli olduğu bir dönemdeyiz. Türkiye bu fırsatları da değerlendirmeli.”