2019 Türkiye’de Satın Alma ve Birleşmeler Raporu

EY: Türkiye’de işlem sayısı 2018 yılına göre bir miktar artış gösterirken, işlem hacminde ise düşüş gerçekleşti

EY Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl hazırladığı ve bu yıl 18.’sini yayınladığı Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2019 Raporu’nu, bir basın toplantısı ile açıkladı. Rapora göre, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde 2018’e kıyasla işlem hacminde düşüş gerçekleşti. Türkiye’de işlem adedinde artış, işlem hacminde ise düşüş gerçekleşti. İşlem değeri açıklanan 75 işlemle toplam 2,7 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı. Değeri açıklanmamış işlemlerle birlikte toplam hacim yaklaşık 5 milyar ABD doları oldu. İşlem adedindeki artışı işlemlerin genellikle küçük ve orta boyuttaki (KOBİ) şirketlere yoğunlaşmasına bağlayan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar, işlem hacmindeki düşüşün temel nedeni olarak da, 2019 yılında, 100 milyon dolar üzerinde 9 tane işlemin geçekleşmesine ve ortalama işlem büyüklüklerinin düşmesine işaret etti. Rapora göre, ekonomik göstergelerdeki iyileşmelerle birlikte 2020 yılının işlem hacmi ve yoğunluğu açısından 2019 yılına kıyasla daha aktif bir yıl olması bekleniyor.

Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firması EY’ın Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl yayınladığı ve bir başvuru kaynağı olarak kabul edilen Birleşme ve Satın Alma İşlemleri Raporu’nun 18.’sini açıkladı. Rapora göre; Türkiye’de işlem sayısı 2018 yılına göre bir miktar artış gösterirken, işlem hacminde ise düşüş gerçekleşti. 2020 yılı için ise yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin artarak devam edeceği, beklenen kamu kaynaklı işlemlerin ve ertelenmiş bazı özel sektör işlemlerinin gerçekleşmesine bağlı olarak 2019 yılına göre önemli bir artışla yaklaşık 8 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi oluşacağı öngörülüyor.

2019 yılında yavaşlayan küresel ekonomik büyümeye rağmen Türkiye’de ekonomik dengelenme ön plana çıktı

2019 yılı, ABD ve Çin arasında devam eden ticaret gerilimi, genel olarak tüm dünyada baş gösteren korumacılık eğilimi, Çin’de ekonomik büyümenin yavaşlaması ve Brexit sürecinin de uzamasıyla beraber dünya ekonomisinde büyümenin oldukça düşük seviyelerde kaldığı ve küresel resesyon beklentilerinin arttığı bir yıl oldu. 2018 yılındaki döviz kuru ve faizlerdeki yükselişin ardından, Türkiye ise, döviz kurlarında stabilitenin sağlanmasıyla enflasyon ve faizlerin düştüğü, cari açıktan cari fazlaya geçildiği ve ekonominin dengelendiği bir yılı geride bıraktı.

Rapora göre, 2019 yılında, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde işlem adedi 2018 seviyelerine benzer gerçekleşirken, işlem hacminde ise az miktarda düşüş gerçekleşti. Türkiye’de ise, işlem hacminde düşüş yaşanırken, işlem sayısı ise 2018 yılına göre bir miktar artış göstererek 212 olarak gerçekleşti. 2019 yılında değeri açıklanan 75 işlemle toplam 2,7 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı (2018 yılı: 9,3 milyar ABD doları). Değeri açıklanan işlemler arasında milyar ABD doları seviyesini aşan işlem bulunmazken, 100 milyon ABD doları seviyesini aşan işlem sayısı 9 olarak gerçekleşti. KOBİ’lerdeki işlem yoğunluğu, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi 2019 yılında da artarak devam etti.

Yabancı yatırımcılar, 2018 yılında da olduğu gibi işlem hacminde yerli yatırımcıları açık ara geride bıraktı

2018 yılında toplam işlem hacminin yüzde 69’unu gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, 2019 yılında toplam işlem hacminin yüzde 76’sını gerçekleştirerek yerli yatırımcıların önündeki yerini korudu. İşlem adedi olarak ise geçen senelerde olduğu gibi, yerli yatırımcılar, yabancı yatırımcıları geride bırakarak, 135 işlem gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcılar işlem adedini geçen seneye oranla (2018 yılı: 67) bir miktar arttırarak 77 işlem gerçekleştirdi.

Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem adedinin ve özellikle işlem hacminin beklenenin oldukça altında olduğuna vurgu yapan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı İlhami Koç, “Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2019 yılında 2 milyar ABD dolarının biraz üzerinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu rakam, geçen seneye oranla düşüş gösterirken, Türkiye’nin potansiyelinin altında bir rakam olarak değerlendiriyoruz. Bunda, yabancı yatırımcıların daha küçük boyutlardaki şirketlere yatırım yapmasının da önemli etkisi olduğunu ve yabancı yatırımcıların daha az ilgi gösterdiği bir yıl olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.

Özel sermaye fonlarının Türkiye’ye ilgisi 2018 yılının bir miktar üzerinde seyretti

2019 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği işlemlerin hem adedinde hem de hacminde 2018’e göre artış görüldü. Özel sermaye fonları, 2019 yılında 53 işleme imza atarak, değeri açıklanan işlemlerle toplam 479 milyon ABD doları seviyesinde hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem adedinin yüzde 25’ini oluşturan özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği değeri açıklanan en yüksek hacimli işlem ise Mayhoola’nın Boyner Perakende’nin %43,91 hissesini satın alması oldu.

Özel sermaye fonlarının aktivitesinin önümüzdeki dönemde artacağına değinen EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Müdürü Mert Göknar, “Son yıllarda ülkemizden uzaklaşan özel sermaye ve girişim fonlarının, ekonomik açıdan daha öngörülebilir bir döneme giriliyor olması ve büyüme ivmesinin tekrar yakalanacak olması nedenleriyle, seçici de olsa yatırım yapmaya başlayacaklarını öngörüyoruz. Bunlara ek olarak, Türkiye’deki yatırım fırsatlarının gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan yatırımcılar için görece düşük maliyetli olmasının da bu süreci hızlandırmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

2019’da ulaştırma ve imalat sektörleri hacim bazında ilk iki sırayı alırken, teknoloji tarafındaki işlemler ile bilişim sektörü işlem adedi bazında liderliğini korudu

2019 yılında ulaştırma (altyapı da dahil olmak üzere) ve imalat sektörleri işlem hacmi bazında ilk iki sırayı alırken, bilişim sektörü de adet bazında ilk sırada yer aldı. Ulaştırma sektöründe altyapı tarafında gerçekleşen işlemlerin de katkısıyla 11 işlem ile 700 milyon ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı. ICA’nın (Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Otoyol İşletme) %51 hissesinin 688,5 milyon ABD doları bedelle satın alınması ulaştırma sektöründeki en yüksek tutarlı işlem olarak göze çarpıyor. İmalat sektöründe ise Eaton’ın Ulusoy Elektrik’in %82,28 hissesini 234,8 ABD doları karşılığında satın alması ön plana çıktı ve imalat sektörü işlem hacmi bazında ikinci sırada yer aldı. İşlem adedinde ise, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi, çoğunluğu teknoloji tarafında gerçekleşen ve küçük işlemlerden oluşan 71 işlem ile bilişim sektörü öne çıktı. Ayrıca, işlem hacmi açıklanmayan, EY Türkiye olarak alıcı taraf danışmanı olarak rol aldığımız, Öztiryakiler’in %28,58 hissesinin Hoshizaki’ye satılması ve SOCAR Türkiye’nin EWE Türkiye ve grup şirketlerini satın alması işlemleri de 2019’un önemli işlemleri arasında yer aldı.

Kamu kaynaklı işlemler, özel sektör işlemlerinin gerisinde kaldı

Kamu kaynaklı işlemler 2018’e oranla düşüş gösterdi ve sadece 3 adet kamu kaynaklı işlem gerçekleşti. Gerçekleşen en önemli kamu kaynaklı işlem, İddaa’nın işletme hakkı devri ihalesinin Şans Girişim Grubu (Demirören Holding, Scientific Games) tarafından kazanılması olarak göze çarpıyor. Rapora göre; 2020 yılında kamu kaynaklı işlemlerin tekrardan tüm birleşme ve satın alma işlemleri içerisinde önemli bir paya sahip olacağı tahmin ediliyor.

2020 yılına ilişkin beklentilerde, 2019 yılındaki ekonomik dengelenmeyle beraber, olumlu görüşler yer alıyor

EY Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2019 Raporu aynı zamanda 2020 öngörülerini de ortaya koyuyor. Raporda, ekonomide sağlanan dengelenme ile daha öngörülebilir bir döneme girilmesinin yatırımcı beklentilerini genel olarak olumlu yönde etkileyeceğine ve satın alma ve birleşme faaliyetlerinin ivme kazanacağına dikkat çekiliyor. Bu konuya ek olarak gelişmiş ülkelerdeki düşük finansman maliyetleri de yabancı yatırımcıların yapacağı satın almaları kolaylaştıracak bir faktör olarak gösteriliyor.

Raporda ayrıca, 2020 yılı için birleşme ve satın alma işlemlerinde, geçmiş yıllarda olduğu gibi küçük ve orta ölçekli işlemlerin ağırlığını korumaya devam edeceği ve bir süredir beklenen büyük ölçekli bazı işlemlerin de gerçekleşebileceği öngörülüyor. Geçmiş senelerde olduğu gibi bilişim ve enerji sektörlerinin öne çıkacağı, bunlara ek olarak katma değerli imalat, hizmet, ulaştırma, kimya, sağlık ve turizm sektörlerinin de yatırımcı ilgisi çekeceği değerlendiriliyor. Özel sermaye fonlarının ise, seçici davranacak olsalar da, yatırımlarını arttıracakları öngörüsü bulunuyor.

EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar konuyla ilgili olarak; “2020 yılında hem ekonomik seyrin hem de küresel ve bölgesel gelişmelerin yatırım ortamı üzerinde belirleyici olacağını düşünüyoruz. Kalıcı ekonomik reformların ve uluslararası piyasalarda sağlanacak güvenin önümüzdeki dönemde yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin artmasına etkisi önemli olacak. Uluslararası finansal kuruluşların da Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini olumlu yönde değiştirmesi de iyi bir gelişme olarak öne çıkıyor. Türkiye ekonomisinin dengelenme izlenimleri vermeye başlamasıyla beraber birleşme ve satın alma işlemlerinde bir ivme yakalanacağını düşünüyoruz ve 2020 senesinde, 2019’a göre daha olumlu bir birleşme ve satın alma ortamının oluşmasını öngörüyoruz” açıklamasında bulundu.

İş dünyası 2020’de yatırım ortamının durağan olmasını beklerken birleşme ve satın alma aktivitesinin bir miktar da olsa artacağını öngörüyor

EY’ın Türk iş dünyasının önde gelen isimleri ve üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği, “Türk iş dünyasının birleşme ve satın alma faaliyetlerine bakışı” konulu geleneksel anketinin sonuçları da aynı raporda açıklandı. Buna göre; iyzico’nun %100 hissesinin PayU tarafından satın alınması işlemi yüzde 45 oyla yılın işlemi olarak seçildi. Ankete katılanların yüzde 87’si, 2019 yılında gerçekleşen işlem hacminin düşük seviyede gerçekleştiğini belirtirken, 2020 yılında 10 milyar ABD doları altında işlem hacmi bekleyen katılımcıların oranı yüzde 95 olarak gerçekleşti. Enerji sektörü, yüzde 20 oyla katılımcılar tarafından 2020 yılında en fazla hareket beklenen sektör olurken enerji sektörünü, imalat, bilişim ve gayrimenkul sektörleri izliyor. Bunlara ek olarak, ankete katılanların yüzde 26’sı önümüzdeki dönemde yurtdışında bir satın alma yapmayı hedeflediğini belirtti. Katılımcıların çoğunluğu (yüzde 80) son dönemde kurlarda yaşanan dalgalanmaların azalması ve enflasyonun tek haneye inmiş olmasının, 2020 yılında Türkiye’deki yatırım ortamına etkisinin sınırlı olacağını düşündüklerini belirtirken, ankete katılan iş insanları ve yöneticiler 2020 senesi için bir önceki seneye göre Türkiye’deki yatırım ortamı için görece daha olumlu bir görüş sergiliyor.