BANKACILIK SEKTÖRÜ
Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler
Bankacılık sektörü karı, 2. çeyreğin ilk iki ayında bir önceki aylara göre gerilemesine karşın, bu dönemde kaydedilen toplam kar rakamı yine de bir önceki yılın aynı aylarının toplamına göre %35 oranında artarak iyi bir görüntü sergilemiştir. Haziran ayında TÜFE endekslilerin hesaplamasında kullanılacak görece yüksek enflasyon (Mayıs: %1,02, Haziran %1,31) nedeniyle TÜFE endekslilerin olumlu katkı yapması, ücret komisyon gelirleri ve temettü gelirlerinin de karlılığı desteklemesi beklenmektedir. Diğer taraftan mevduat maliyetlerindeki artışın ise karlılığı baskıladığı öngörülmektedir.
Tüketici kredilerine yönelik düzenlemeler ve Kredi Garanti Fonu 2. çeyrekte de kredilerdeki artışa olumlu katkı sağlamıştır. Sektörde 2. çeyrek kredilerde, TL kredileri kaynaklı olarak 1. çeyrek sonuna göre %4,8’lik artış kaydedilmiştir. Mevduat tarafında ise TL ve YP mevduat artışı kaynaklı olarak 2. çeyrekte artış %3,9 olarak gerçekleşmiştir.
Ticari kar-zarar kaleminin, sektör karlılığına 2. çeyrekte özellikle swap miktarı ve swap maliyetlerindeki artışın olumsuz etkisi ile azaltıcı etki yapması beklenmektedir. Özellikle bu durumun Garanti ve İş Bankası’nda etkisinin daha yüksek olacağı öngörülmektedir.
2017 yılının 2. çeyreğinde TÜFE endeksli tahvillerin faiz gelirlerine olan katkısı, hesaplamalarda kullanılacak olan TÜFE oranlarının (TÜFE 2Ç17: %3,2, 1Ç2017: %4,7, 2Ç16: %0,7) bir önceki çeyreğe göre düşük olması nedeniyle azalacaktır. Bu durumun, hesaplamalarında gerçekleşen TÜFE enflasyonunu kullanan Halkbank ve Vakıfbank’ın karlılığına bir önceki çeyreğe göre olumsuz etki etmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, TÜFE endeskli tahvillerin getirilerini hesaplama kendi enflasyon tahminini kullanan Garanti Bankası ve Akbank enflasyon tahminlerini güncellemiş ve hesaplamada kullanılan enflasyonu Akbank %8’den %9,5’e, Garanti Bankası da %7’den %9’a çekmiştir. Hem bu güncellemeler hem de ilk çeyrek gelir düzeltmelerine bağlı olarak her iki bankanın da TÜFE endekslilerden yaklaşık 100mn TL ek gelir kaydetmesi beklenmektedir. Hesaplamalarında kendi enflasyon tahmini kullanan Yapı Kredi Bankası ile TCMB beklenti anketini kullanan İş Bankası’nda TÜFE endekslilerin bir önceki çeyreğe göre getirilerinin yaklaşık aynı seviyede kaldığı öngörülmüştür.
2. çeyrekte mevduat ve swap maliyetlerindeki artışın, bankaların genel olarak faiz marjlarını baskıladığı öngörülmektedir. Ayrıca Halkbank ve Vakıfbank’ta TÜFE endekslilerin de faiz marjına negatif etkisi olmuştur. Kredilerdeki görece yüksek büyümenin marjlardaki daralmayı sınırlı da olsa azalttığı tahmin edilmektedir.
Yapı Kredi Bankası, Şubat ayındaki 531mn TL’lik takipteki krediler portföyü satmasının ardından, Nisan ve Haziran aylarında toplam 862mn TL’lik takipteki krediler portföyünü 44,8mn TL’ye satmıştır. Buna ilaveten Garanti Bankası Mart ayındaki 110mn TL’lik takipteki krediler portföyü satışının ardından Haziran ayında da 225mn TL’lik portföyün satışını 14mn TL bedelle gerçekleştirirken, Akbank da Haziran ayında 709mn TL’lik takipteki kredi portföyünü 39mn TL’ye satmıştır. Bu durum Yapı Kredi Bankası, Garanti Bankası ve Akbank net dönem karına sınırlı da olsa olumlu katkı yaparken, takipteki krediler oranlarını da olumlu etkileyecektir. 2. çeyrekte sektörde takipteki krediler oranının, kredilerdeki yüksek artış, takipteki kredi portföyü satışları ve takibe düşen kredilerdeki yavaşlamaya bağlı olarak hafif de olsa iyileşme kaydetmesi beklenmektedir.
2. çeyrekte elde edilecek temettü gelirlerinin karlılığa etkisinin ilk çeyreğin ve bir önceki yılın aynı döneminin altında kalması beklenmektedir. Bunda Halkbank’ta genelde 2. çeyrekte kaydedilen temettü gelirinin 3. çeyreğe kalmış olması ve İş Bankası’nda da 2. çeyrekte genelde kaydedilen temettü gelirlerinin bir kısmının 3. çeyreğe sarkması etkendir. İş Bankası’nda bir önceki çeyreğe göre kaydedilmesi beklenen düşük temettü geliri, karın bir önceki çeyreğe göre azalmasında önemli etkenlerden biridir.
Garanti Bankası’nın ilk çeyrekte ayırdığı 200mn TL’lik serbest karşılığın ardından, 2. çeyrekte de serbest karşılık ayırdığı varsayılmıştır. Banka’nın kar tahmini hesaplamasında 200mn TL serbest karşılık dikkate alınmıştır.
Genel olarak, takibe düşen kredilerdeki yavaşlamanın etkisiyle özel karşılık kredilerinde tüm bankalarda iyileşme beklenmektedir.
Akbank’ın ve TSKB’nin takibimizdeki bankalar arasında bir önceki çeyreğe göre karını artırabilen bankalar olması beklenmektedir. Akbank’ta TÜFE endekslilerin olumlu katkısı ile düşük kredi büyümesi ve takibe düşen kredilerdeki yavaşlamanın etkisiyle karşılık giderlerinde beklenilen iyileşme, bu artışta ana etkenlerdir.
Takipteki kredilere ayrılan karşılık oranları ve muhasebe yöntemlerindeki değişiklikler banka karlılıkları üzerinde etkili olacaktır.
Tüm bu gelişmelere bağlı olarak takip ettiğimiz bankaların toplam karının 2017 yılının 2. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %14,7 oranında azalacağı, diğer taraftan bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %5 oranında artacağını düşünmekteyiz. Takibimizdeki bankalardan Akbank’ın ve TSKB’nin bir önceki çeyreğe göre karını artırabilen bankalar olması beklenmektedir. Diğer taraftan, bir önceki çeyreğe göre düşüş kaydetmelerine karşın, Halkbank ve Vakıfbank’ın bir önceki yılın aynı dönemine göre %30’un üzerinde artışlar kaydedeceği öngörülmüştür. Bu durumun düşük 2Ç2016 rakamlarının çıkarak, yerine yüksek olan 2Ç2017 rakamlarının gelmesinin etkisiyle, F/K ve PD/DD gibi önemli piyasa göstergelerinin etkisiyle hisse fiyatlarına diğer bankalara nazaran daha olumlu katkı yapması beklenmektedir.
BANKACILIK DIŞI SEKTÖRLER
Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler
2017 yılının 2. çeyreğinde Euro, TL’ye göre %2,4 oranında değer kazanırken, Dolar ve Japon Yeni ise sırasıyla %3,6 ve %4,8 oranlarında değer kaybetmiştir. Dolayısıyla döviz açık pozisyonları Dolar ve Japon Yeni olan şirketler bu durumdan olumlu etkilenecekken, Euro açık pozisyonu olanlar ise bu durumdan olumsuz etkilenecektir.
2017 yılının ilk çeyreğiyle kıyaslandığında, Euro cinsi döviz açık pozisyonu olan şirketlerde olumsuz etki 2. çeyrekte azalacakken, Dolar ve Japon Yeni cinsi açık pozisyonu olan şirketlerde ilk çeyreğin aksine olumlu etki gözlenecektir. 2017 yılının ilk çeyreğinde Dolar, Euro ve Japon Yeni, TL’ye göre sırasıyla %3,4, %5,3 ve %8,8 oranlarında yükselmişti.
Ana karşılaştırma dönemi olan 2016 yılının 2. çeyreğinde ise Dolar TL’ye karşı değer kazanırken, Euro ise yatay kalmıştı. Bu sebeple, 2016 2. çeyrekle 2017 2. çeyrek mukayese edildiğinde, Euro cinsi açık pozisyonu olanlarda kur etkisi görece olumsuz olacakken, döviz açık pozisyonu dolar olan şirketlerde ise etki geçen yılın aynı dönemine göre olumlu olacaktır.
En yüksek açık pozisyona sahip olan THY’nin, dolar cinsinden bilanço tutması ve açık pozisyonunun Japon Yeni ve Euro cinsinden olması nedeniyle, yaklaşık 899mn TL kur farkı gideri kaydedeceği hesaplanmaktadır. THY’de Euro ve TL’deki Dolara karşı değerlenmeye bağlı olarak kur etkisi olumsuz olacaktır.
Türk Telekom (TTKOM) 305mn TL ile kurlardaki değişimden en olumlu etkilenecek şirket olarak ön plana çıkmaktadır.
Tüpraş (TUPRS), dolar cinsi açık pozisyonu yüksek olmasına karşın hedge (korunma) sebebiyle olumlu etki 87mn TL ile sınırlı olacaktır. TOFAŞ (TOASO) ve Ford Otosan’ın (FROTO) yüksek döviz açık pozisyonu olmasına karşın, tamamının korunması nedeniyle etki sınırlı olacaktır.
Döviz pozisyon fazlası yüksek olan Aselsan (ASELS), Dolar kurundaki düşüş nedeniyle 31mn TL olumsuz etkilenecektir. (Pay Piyasası: Kurların İkinci Çeyrek Finansallarına Olası Etkisi_30.06.2017)
Brent petrol fiyatları Haziran ayı sonunda, Mart ayı sonundaki 53,7$/varilden 48,9$/varile gerilemiştir. Bu durum akaryakıt ve petrol türevi satan firmalarda stok zararı kaydedilmesine neden olacaktır (TUPRS, AYGAZ). Diğer taraftan, Akdeniz rafineri marjlarının hem bir önceki yılın aynı dönemine göre, hem de bir önceki çeyreğe göre iyileşme kaydetmesinin Tüpraş’a olumlu yansıması beklenmektedir. Tüpraş’ın karlılığı Aygaz’ın karını da olumlu yönde destekleyecektir. Petkim tarafında ise petrokimya ürünleri fiyatlarındaki gerilemeye karşın, etilen nafta marjının hem bir önceki yılın aynı dönemi, hem de ilk çeyreğe göre artış kaydetmesinin 2. çeyrek karlılığına olumlu katkı yapması beklenmektedir.
2017 yılı 2.çeyrekte otomotiv sektörü ihracat ağırlıklı iyi bir performans sergilemiştir. Otomotiv ihracatı %24,8 artışla 358.885 adete ulaşmış ve çeyreksek olarak rekor kırmıştır. Buna bağlı olarak üretim %17,1 artışla 444.939 adet olmuştur. Yurtiçi satışlar ise ithal araç satışlarındaki düşüş sebebiyle %9,7 gerilemiştir.
Otomotiv ihracatındaki %24,8’lik artışa en yüksek katkıyı yapan 2.şirket Ford Otosan olurken, TOFAŞ negatif etki etmiştir. TOFAŞ’ın ilk çeyrek ihracatı adet bazında %1,4 azalırken, Ford Otosan’daki artış %19,6 olarak hesaplanmıştır.
Yurtiçi satışlar geçen sene 2. çeyreğe göre %9,7 gerileme kaydetmesine karşın düşüş tamamen ithal araç satışlarındaki %14,5’lik gerilemeden kaynaklanmıştır. İkinci çeyrekte yerli araç satışları geçen seneyle aynı seviyede gerçekleşmiştir. TOFAŞ’ın ve Ford Otosan’ın 2. çeyrekte yerli otomobil satışları %28,5 ve %12,9 artarak güçlü bir görüntü sergilerken, yerli hafif ticari araç satışları sırasıyla %17,4 ve %3 gerilemiştir. Böylelikle TOFAŞ’ın yerli hafif araç satışları geçen sene 2. çeyreğe göre %5,5 artarken, Ford Otosan’ın yerli hafif araç satışları %1,3 gerilemiştir. TOFAŞ’ın toplam ithal hafif araç satışlarındaki gerileme %4,7 olurken, Ford Otosan’daki gerileme %8,8 seviyesindedir. TOFAŞ yerli hafif araç satışlarındaki artış sebebiyle toplam hafif araç satışlarını %4,9 artırırken, Ford Otosan hem yerli hem ithal satışlarındaki gerileme sebebiyle toplam hafif araç satışlarında %4,3 gerileme kaydetmiş durumdadır.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan havayolu yolcu ve uçak istatistiklerine göre Türkiye geneli havalimanlarından, Nisan – Haziran döneminde, hizmet alan yolcu sayısı %10,1 artışla 48,6mn olmuştur. Türk Hava Yolları’nın ise Nisan – Haziran döneminde yolcu sayısı %8,5 artış ile 17,2mn olmuştur. Yolcu doluluk oranı ise geçen sene aynı döneme göre 4,1 puan artışla %77,7’ye yükselmiştir. TAV’ın hizmet verdiği yolcu sayısı da ilk çeyrekteki %2’lik daralmanın ardından, 2. çeyrekte çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,3 oranında artarak 28,4 milyona yükselmiştir. TAV’ın faaliyet gösterdiği havalimanlarındaki ticari uçuş sayısı da %3,1 oranında artarak 209.540 adet olmuştur.
Merkez Bankası’nın sıkı duruşu, ABD’den beklentileri karşılamayan veriler sonrasında Dolar’daki değer kaybı ile küresel çapta risk iştahının devam etmesi birleşince, kurda 2. çeyrekte görece stabil görüntü korunmuştur. Konut faizleri ise genel olarak kredilerdeki hızlı büyüme ile birlikte kaynak maliyetinin artmasına bağlı olarak yılın 2. çeyreğinin sonuna doğru ufak çaplı bir artış yaşasa da, ortalamada bir önceki çeyreğe göre yıllık olarak sadece 20 baz puan artarak %11,5 olmuş ve aylık eşik %1’in altında kalmayı sürdürmüştür. Kamunun ve özel bankaların konut alımını teşvik edici adımları konut sektöründeki talebi desteklemeye devam etmiştir. Diğer yandan, konut satışları yılın Nisan – Mayıs döneminde 231bin adet gerçekleşerek bir önceki yılın aynı döneminin %4 üzerinde gerçekleşmiştir. Konut kredilerinde ise artış hızı devam etmiş ve Haziran ayında yıllık %20’ye ulaşmıştır. Haziran ayı itibariyle konut kredileri 181milyar TL’ye ulaşmıştır. TCMB’nin açıkladığı konut fiyat endeksinde ise en son açıklanan Nisan ayı verilerine göre sınırlı bir gerileme yaşanmıştır. Öte taraftan, takibimizdeki şirketlerden Emlak Konut GYO tarafından geliştirilen projelerde, 2017 yılı ilk yarısı itibariyle, toplamda 3,9 milyar TL değerinde, 3.556 adet bağımsız bölümün satışı gerçekleştirilmiştir. Şirket’in ilk yarı yıl toplamına ilişkin 3,3 milyar TL satış değeri hedefi ve 3.965 adet bağımsız bölüm satış hedefi bulunmaktaydı. Diğer yandan toplam satışların 157 adeti yabancı ülke vatandaşlarına gerçekleştirilmiştir.
Geçen yılın 2. yarısında başlayan daralmayla birlikte kurdaki artış ve kötü hava koşulları ilk çeyreğinde zayıf bir görüntü sergilemesine neden olmuştu. Çimento üretimi ve satışlarındaki düşüş en son açıklanan Nisan ayı verilerinde de gözlense de düşüş hızı azalmış gözükmektedir. Olumlu hava koşullarının yanı sıra hükümetin ekonomiye yönelik teşvikleri, alt yapı yatırımlarının devam ediyor olması, kentsel dönüşüm ve büyük projelerle çimento talebinin toparlanacağını öngörürken, çimento şirketleri karlılıklarında düzelme beklemekteyiz. Artan enerji maliyetlerinin bilançolar üzerinde baskı yapmaya devam etme ihtimali ise risk olarak durmaktadır.
Savunma Sanayii’nde, sınır komşularında yaşanan sorunlar ve jeopolitik riskler savunma sanayi harcamalarının doğal olarak artmasına neden olmaktadır. Bu durumun 2. çeyrekte de Aselsan ve Otokar’a olumlu katkı sağladığını düşünmekteyiz. Diğer taraftan Otokar’da ticari satışların zayıf seyretmesine bağlı hafif de olsa zarar açıklayacağını öngörüyoruz.
Tüm bu gelişmelere bağlı olarak yaptığımız tahminlere göre takibimizdeki banka dışı şirketlerde, toplam karın 2017 yılının 2. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %56 oranında artarken; bir önceki çeyreğe göre ise %67 oranında artacağını tahmin ediyoruz. Bir önceki yıla göre tahmin edilen artışta Tüpraş ve Türk Telekom karlarındaki yüksek artış beklentileri ve Türk Hava Yolları’nın zararının azalması etkili olmuştur.
Ziraat Yatırım tarafından hazırlanan 2017 / 6 Aylık Kâr Tahminleri Raporu için tıklayın.