Eylül’de piyasaları neler bekliyor?
Piyasalar, oldukça hareketli bir Ağustos ayını geride bıraktı. Fed’in ne zaman faiz artırımına gideceği sorusuna cevap aranırken, Asya piyasalarındaki endişe gündemin ana konusu oldu diyebiliriz. Çin’de yaşanan gelişmeler, piyasalarda sert tepkilere neden olduğu gibi, Fed’in Çin’deki olumsuz görünüm nedeniyle faiz artırımını Aralık ayına erteleyebilir düşüncesi piyasalarda güçlenmeye başladı. Bununla birlikte yurtiçi piyasalarda da görünüm hiç parlak değildi. Koalisyon kurulamamasının ardından erken seçime karar verilmesiyle, Lirada yeni rekor seviyelerin test edilmesine neden oldu.
Peki Eylül ayında bizi neler bekliyor?
• 16-17 Eylül‘ de sahne Fed’in olacak
16-17 Eylül tarihlerinde Fed’in gündeminde hem enflasyon hem de Çin’deki endişeler olacaktır. Asya piyasalarındaki kaos, Ağustos ayında piyasaları oldukça hareketlendirmişti. Fed’in Ağustos ayında toplantısı olmadığı için bu gündemi, Eylül toplantısına taşıyacaktır. Fed, faiz artırımı için “istihdam” ve “enflasyon” tarafına vurgu yapmaktaydı. Ancak son dönemde istihdam piyasasındaki iyileşme Fed’i tatmin ederken, enflasyonun hala uzakta seyrettiği dikkat çekmekte. Bu nedenle, Fed enflasyonu yakından izlemeye devam ediyor. Faiz artırımı için enflasyonda %2’lik hedefe ulaşmasını beklemeden, hedefe doğru hareketlenmeler, Fed’i enflasyon konusunda tatmin edecektir. Bu ay yapılacak olan Fed toplantısında, faiz artırımına gitmezse bundaki tek sebep hedeften uzakta seyreden enflasyonun yanında Çin’deki gelişmeleri de öne sürebilir. Eylül toplantısını pas geçmesi durumunda geriye “Ekim” ve “Aralık” toplantıları kalacaktır.
• 18 Eylül Türkiye, Fitch’ten raporunu bekliyor olacak
Türkiye’de ise, 7 Haziran seçimlerinin ardından, koalisyon hükümeti kurulup kurulmayacağı piyasaları oldukça hareketlendirdi. İstikşafi görüşmeleri devam ederken, piyasalar bu görüşmelerden koalisyon kurulmasına yönelik mesajlar aradı. Koalisyon kurulması için belirlenen 45 günlük süre ise 23 Ağustos 2015 tarihinde son buldu. Ancak, 13 Ağustos tarihinde, erken seçimin gündeme gelmesi, piyasalarda bomba etkisi yarattı. AKP-CHP arasında koalisyon kurulamayacağı haberi ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun erken seçime gidileceğini açıklamasının ardından, Lira üzerinde oldukça sert tepkiler görüldü. Yüksek Seçim Kurulunun da tarihi açıklamasıyla, 1 Kasım 2015 günü Türkiye yeniden sandık başına gidecek.
Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeler ve terör olayları, ülkenin not görünümüne ilerleyen günlerde negatif yansıyabileceği ihtimalini arttırıyor. 7 Ağustos tarihinde, Moody’s herhangi bir güncellemeye gitmezken, şimdi ise 18 Eylül’de Fitch’ten değerlendirme bekleniyor olacak. Bilindiği gibi, en son güncellemelerde, Fitch “BBB-“ ve Moody’s “Baa 3” olarak Türkiye’nin notlarını teyit etmişti. Bir diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P ise Türkiye hakkında bir takım açıklamalarda bulundu. İlk olarak, “erken seçim Türkiye için ne anlama geliyor” raporunda, erken seçim tek başına ülkenin kredi notunu etkilemese bile bir süre daha siyasi belirsizliğin devam edeceğini öngördüler. Ayrıca, Liradaki zayıflamanın, TL varlıklara olan risk iştahını azaltabileceğini uyarısında bulunurken, Türkiye’nin sınırında yaşana jeopolitik riskler ve terör olayları ülkeye yatırımların ertelenmesine ve ülkenin büyümesine olumsuz yansıyabileceğini de belirtti. S&P Analisti Sakhuja ise, erken seçimin kredi notunu zedelemesinden ziyade, siyasi belirsizliğin ve terör olaylarının devam etmesi, Türkiye’nin not görünümünü negatif yönde etkileyebilir notunu düştü.
Türkiye’de yaşanan kaos, Lirada aşırı değer kaybına yol açtığı gibi, ülkenin CDS rakamlarında da yükselişe neden oluyor. Bu durumda, ülkeye yatırım yapılması zorlaşırken, TL varlıklarda risk iştahının azalmaya başladığı gözlemleniyor. Bu nedenle, 18 Eylül Fitch ve erken seçimin ardından 6 Kasım S&P değerlendirmeleri oldukça kritik olacaktır. Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamalarında da dikkat çektikleri nokta, siyasi belirsizlik bir süre daha devam edebilir. Bu durum, yurtiçi piyasalar üzerinde negatif havanın dağılmasını zorlaştıracağı gibi, yatırımcıların bir süre daha TL varlıklara yatırım yapmasına engel olabilir.
• 22 Eylül, TCMB faiz oranı kararı takip edilecek
13 Ağustos tarihinde, erken seçimin gündeme gelmesiyle yaşanan sert kayıpların ardından, piyasalar 18 Ağustos tarihinde Merkez Bankasının bu duruma nasıl müdahale edebileceğini bekledi. Liradaki aşırı değer kaybı nedeniyle, Merkez Bankasının faiz artırmasına yönelik algılar çoğalmaya başlamıştı. Ancak, Merkez Bankası bir yanda Fed bir yanda Çin olunca , geri planda kalmayı ve faizlerde değişikliğe gitmemeyi tercih etti. Sıkılaştırma politikasına devam ettiklerini, bir süre daha izlemede kalacaklarını vurguladı. Döviz depo faiz oranlarında ve zorunlu karşılık oranlarında değişikliğe giderek küçük hamlelerle piyasaya müdahale etmeye çalışsa bile, Lira üzerinde çok fazla etki yaratmadığını belirtmekte fayda var. Gelelim 22 Eylül toplantısına. Öncelikle, TCMB toplantısı, Fed toplantısından sonra yapılacak. Bu durumda, Merkez Bankası biraz avantajlı gözüküyor. Fed’in Eylül ayı toplantısındaki politikasını görmüş olacak. Fed faiz artırımına giderse, Merkez Bankası da faizlerde bir artırıma gitmeyi tercih edebilir. Eğer, Fed Ekim ya da Aralık ayına ertelerse bu durumda Merkez Bankası da sıkılaştırma politikasına devam edecektir.
Yasal Uyarı Notu: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır ve yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kişisel kullanım içindir. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.