Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü’nü, Fransız iktisatçı Jean Tirole aldı.
Ödül, Tirole’ün “piyasa gücü ve regülasyon” konularındaki katkıları için verildi. Tirole’ün katkılarını kısa bir yazıda özetlemek neredeyse imkânsız.
Tirole’ün iktisada katkı yaptığı alanları anlatmak yerine, Tirole’ün çalışmalarından çıkarabileceğimiz 7 temel dersi özetlemeye çalışacağım.
1) Piyasalar her zaman etkin bir şekilde işlemez
Piyasalar, çoğu zaman iktisattaki tam rekabet idealinden oldukça uzaktır. Elektrik piyasası, taksi piyasası, telekomünikasyon piyasası gibi piyasalarda tam rekabet koşulları genellikle oluşmaz. Bazı piyasalara tek bir firma hâkimdir. Bazılarında az sayıda firma vardır. Diğer piyasalarda ise firmalar, birbirinin aynısı olan ürün ve hizmetler üretmez. Bunlara ek olarak enformasyon akışındaki aksaklıklar, firmaların üretim sürecinde çevreyi kirletmesi gibi dışsallıklar, sosyal fayda sağlayacak mal ve hizmetlerin serbest piyasada üretilmemesi gibi pek çok aksaklık nedeniyle gerçek piyasalar tam rekabet idealinden uzaklaşır. Jean Tirole’ün Nobel Ödülü’nü almasının nedenlerinden biri aksak rekabet koşullarını daha iyi anlamamıza yaptığı katkıdır.
2) Aksak rekabet koşullarını anlamak önemlidir
Tıpkı tam rekabette olduğu gibi, aksak rekabetin olduğu piyasalarda da firmaların temel amacı (genellikle) daha fazla kâr elde etmektir. Ancak tam rekabetçi piyasalarda tüketicinin lehine işleyen bu kâr güdüsü, aksak rekabette tüketicinin aleyhine sonuçlar ortaya çıkarabilir. Tam rekabetin aksine, aksak rekabette firmaların piyasa gücü vardır. Mesela, fiyatları belirleyebilirler. Bu sayede, ürün ve hizmetlerini tam rekabete kıyasla çok daha yüksek fiyatlardan satabilirler. Dolayısıyla, bu piyasaların devlet tarafından düzenlenmesi, mesela devletin fiyatlara müdahale etmesi, sosyal faydayı arttırabilir. Devlet, taksimetre tarifesini, kredi kartı minimum ödeme oranını veya internet bağlantı ücretlerini belirlemek gibi müdahalelerle tüketici refahını arttırabilir veya piyasaların daha iyi işlemesini sağlayabilir. İktisat teorisi, tüketicilerin ve firmaların aksak rekabet koşullarında nasıl davranacağı inceleyerek, devletin bu piyasalara nasıl müdahale edebileceğini anlamamıza yardım eder. Jean Tirole’ün önemli bir katkısı, aksak piyasaların nasıl işlediğini daha iyi anlamamızı sağlamış ve bu piyasaların düzenlenebilmesi için gerekli teorik çerçeveyi kurmuş olmasıdır. Yani Jean Tirole, piyasa gücünü ve devlet düzenlemelerini (regülasyon) daha iyi anlamamızı sağladığı için Nobel’e layık görüldü.
3) Devlet düzenlemeleri gereklidir ancak zordur
Jean Tirole, devlet düzenlemelerini tasarlamanın oldukça zor olduğunu da göstermiştir. Devletin veya düzenleyici kamu otoritelerinin işe yarar bir düzenleme yapabilmesi için piyasanın yapısı hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Ne var ki, düzenlemeye konu olacak firmalar çoğu zaman piyasanın işleyişi ve maliyetler konusunda devletten daha fazla bilgiye sahiptir. Gerek aksak işleyen piyasalar düzenlenirken, gerekse kamu ihaleleriyle özel firmalara iş verilirken, devlet bu enformasyon/bilgi eksikliği sorunu ile karşı karşıyadır. Jean Tirole’ün çalışmaları, bu sorunun önemini ve etkili bir devlet düzenlemesinin zorluğunu daha iyi kavramamızı sağlamıştır.
4) Devlet düzenlemeleri piyasaya özgü olmalıdır
Devlet düzenlemelerinin zor olmasının önemli bir nedeni de her sektörün, her piyasanın farklı olmasıdır. Belirli bir piyasada düzenleme yapabilmek için bu piyasanın işleyişi ile ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç vardır. Genel geçer ilkelerle piyasalara müdahale etmek her zaman mümkün değildir. Jean Tirole’ün çalışmaları özellikle bu vurguyu yaptığı için önemlidir ve Nobel ödülüne layık görülmüştür. Jean Tirole, telekomünikasyon piyasası ve finansal piyasalar gibi piyasalarla ilgili incelemelerinde devlet düzenlemelerinin başarısının piyasaya koşullarına ve bu piyasalardaki firma ve tüketicilerin davranışlarına bağlı olduğunu göstermiştir. Devlet düzenlemelerinin piyasaya özgü olması gerektiğini vurgulamıştır.
5) Kötü devlet düzenlemeleri maliyetlidir
Piyasa koşulları ve piyasadaki aktörlerin müşevvikleri dikkate alınmadan yapılan düzenlemeler toplum için maliyetlidir. Devlet müdahaleleri iyi tasarlanmadığı takdirde, kamunun değil, belirli firmaların işine yarayan sonuçlar ortaya çıkarabilir ve sosyal faydayı azaltabilir. Jean Tirole, bu genel sonucu destekleyen pek çok çalışma yapmış ve bu türdeki pek çok çalışmaya katkı yapmıştır.
6) Kötü devlet düzenlemeleri yolsuzluğa neden olabilir
Jean Tirole’ün Jean-Jacques Laffont ile birlikte yaptığı bir çalışma, sosyal faydayı amaçlayan yüksek devlet otoritesi, devlet düzenlemesine aracılık edecek düzenleyici kuruluş ve düzenlemeye tabii olan firma arasındaki ilişkiyi inceleyerek düzenleme tuzağı (regulatory capture) olarak anılan olguyu daha iyi anlamamızı sağlamıştır. Firmaların piyasanın işleyişini ve maliyetleri devletten daha iyi bildiğini daha önce söylemiştim. Düzenleyici kuruluş da süreç içinde firmanın ve piyasanın yapısıyla ilgili detaylı bilgiye sahip olur. Her ikisi de piyasayı yüksek devlet otoritesinden daha iyi bildikleri için, düzenleyici kuruluş ve firma işbirliği yaparak yüksek devlet otoritesinden bilgi saklayabilir ve böylece enformasyon rantını paylaşabilirler. Örneğin hükümet, belediyelere ihale düzenleme veya denetleme yetkisi verdiğinde, belediye yetkilileri hükümetten bilgi saklayarak enformasyon rantını paylaşabilirler. Özetle, yüksek devlet otoritesinin düzenleyici kuruluşlara güvenmesi için bir sebep yoktur. Bu sorunu dikkate almayan devlet düzenlemeleri veya müdahaleleri, sosyal faydayı arttırmadığı gibi, bir tür yolsuzluk ilişkisine yol açarak toplumun refahını azaltabilir.
7) Devletin amacı sosyal faydayı arttırmak olmalıdır
Jean Tirole, çalışmalarının çoğunda firmaların kâr peşinde koştuğunu ancak yüksek devlet otoritesinin sosyal faydayı arttırmayı amaçladığını varsayar. Tirole, devletinin bu amaca ulaşmasının zor olsa da mümkün olduğunu göstermiş ve bunun için gerekli teorik çerçeveyi sunmuştur. Sadece bunu yapmış olması bile Nobel’i hak ettiğinin bir kanıtı olarak düşünülebilir.
Yüksek devlet otoritesi, doğru mekanizmaları tasarlayarak, kamu ihalelerinin maliyetini düşürüp ürünlerin kalitesini arttırabilir, düzenleyici kuruluşların firmalarla işbirliği yapıp sosyal faydayı azaltmasını engelleyebilir, aksak rekabetin zararlarını azaltabilir ve özelleştirmelerin belirli çıkar gruplarına değil topluma hizmet etmesini sağlayabilir. Tüm bunların olması için, yüksek devlet otoritesinin sosyal faydayı arttırmayı amaçlıyor ve Jean Tirole gibi iktisatçıların söylediklerine kulak veriyor olması gerekir. Yüksek devlet otoritesi, kendi çıkarları peşinden koşarsa veya belirli çıkar gruplarına hizmet ederse, bunların hiçbiri olmaz. Nobel ödülünden alacağımız derslerin de bize hiçbir faydası kalmaz.
Emrah Aydınonat, Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisidir. TEPAV’da yazıları yayınlanmaktadır.