2014 Bütçe Sonuçlarına İlişkin Düşünceler

Mahfi Eğilmez – 15.01.2015

İlk bakışta son derecede başarılı görünen 2014 bütçe sonuçlarını biraz irdeleyelim. Önce konuyla ilgili göstergeleri bir tablo halinde sıralayayım:

İlgili Göstergeler %
2013 Büyümesi 4,1
2014 Büyümesi 2,5 – 3,0
2014 Enflasyonu 8,17
2014’de Özel Tüketim Artışı -0,9

 

2013 büyümesi gelir ve kurumlar vergisi açısından, diğerleri ise bu iki vergi dışındaki diğer gelirler ve bütün giderler açısından önemli.

Şimdi de 2014 yılındaki bütçe gerçekleşmelerini tablo halinde sunayım.

2013’den 2014’e 2013 2014 Değişim (%)
Bütçe Giderleri 408,2 448,4 9,8
   Faiz Dışı Giderler 358,2 398,5 11,2
   Faiz Giderleri 50,0 49,9 -0,2
Bütçe Gelirleri 389,7 425,8 9,3
   Vergi Gelirleri 326,2 352,4 8,1
   Vergi Dışı Gelirler 49,4 56,8 14,9
   Özel Bütçe Gelirleri 11,4 13,4 17,3
   Düz. Den. Kur. Gelir. 2,7 3,2 17,8
Bütçe Dengesi -18,5 -22,7 22,7
2013’den 2014’e Ağırlık (%) Değişim (%)
   Vergi Gelirleri 83,0 8,1
      Gelir Vergisi 21,0 15,9
      Kurumlar Vergisi 9,0 11,4
      Dahilde Alınan KDV 11,0 0,3
      ÖTV 25,0 6,6
      İthalde Alınan KDV 18,0 2,6
   Faiz Dışı Giderler 100,0 11,2
      Personel Giderleri 27,7 14,7
      SGK Primleri 4,7 16,1
      Mal ve Hizmet Alımı 10,2 11,8
      Cari Transferler 40,7 9,1
      Sermaye Giderleri 12,0 9,7
      Borç Verme 2,6 15,1

 

Önce bütçe giderlerinde 2013 yılına göre ortaya çıkan değişime bakalım. 2014 yılında toplam bütçe giderleri yüzde 9,8 oranında yani enflasyondan fazla artmış. Bütçe giderleri içinde faiz dışı giderler yüzde 11,2 artarken faiz giderleri binde 2 oranında gerilediği için artış biraz olsun düşmüş. Buna karşılık asıl mesele faiz dışı harcamaların enflasyondan 3 puan fazla artış göstermiş olmasıdır. Faiz dışı harcamalar içinde en büyük ağırlık cari transferler kalemindedir. Nu kalemdeki artış enflasyona göre 0,9 puan yukarıda olmuş. İkinci ağırlıklı kalem olan personel giderlerinde artış enflasyonun 6,5 puan üzerine çıkmış görünüyor. Bunun iki nedeni olabilir: Personel ücretlerinde artış ve personel sayısında artış. İkincinin ağırlıklı olduğunu düşünüyorum çünkü kamu personelinin ücretlerine geçmiş enflasyona göre (2013’ün ikinci yarısı ve 2014’ün ilk yarısı esas alınarak) zam yapılıyor. Bu oranlar 2014 yılı toplam enflasyonunun altında idi. Diğer kalemlerin toplam bütçe giderleri içindeki ağırlıkları daha düşük olsa da bunlardaki artışlar da enflasyonun üzerinde gerçekleşmiş bulunuyor.

Şimdi de bütçe gelirlerine bakalım. Toplam bütçe gelirleri yüzde 9,8 artış göstermiş. Yani enflasyonun 1,6 puan üzerinde bir artış söz konusu olmuş. Bu artışa, bütçe gelirlerinin yüzde 83’ünü oluşturan vergi gelirlerinin katkısı yüzde 8,1 olmuş. Yani vergi gelirleri aşağı yukarı enflasyon kadar artış göstermiş. Artışın en fazla olduğu kalem ağırlıklı olarak geçen yılın gelirlerine dayanan gelir vergisindeki yüzde 15,9’luk ve kurumlar vergisindeki yüzde 11,4’lük artışlardan gelmiş. Buna karşılık 2014 yılının harcamalarına dayanan KDV ve ÖTV gibi vergilerdeki artış oranları enflasyonun oldukça gerisinde kalmış. Hatta dahilde alınan KDV’de artış olmamış. Buna karşılık vergi dışı gelirlerdeki artışlar enflasyonun çok üzerine çıkarak bütçe gelirlerini kurtarmış.

Bu gelişmelerin sonucunda bütçe dengesi 22,7 milyar TL (GSYH’nın yaklaşık yüzde 1,3’ü kadar) açık vermiş. 2013’e göre açıktaki artış yüzde 22,7 olmuş.

Sonuç

Büyümenin düştüğü, özel tüketim artışının (iç talebin) eksi olduğu Bir ortamda bütçenin yüzde 1,3 gibi bir açıkla kapanması başarıdır. Üstelik küresel kriz içinde, kurarlın yükseldiği bir yılda bunu gerçekleştirmek önemli bir başarıdır. Önce bu hakkı teslim edelim. Sonra da eleştirilerimizi sıralayalım. Son yıllarda bütçe açıklarının düşürülmüş olmasına karşın bu açıkların vergi gelirleri ve faiz dışı giderler arasındaki köprüden çok vergi dışı gelirlerle ve faiz giderlerindeki gerilemeyle kurulduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Bir bütçenin asıl gelirleri vergi gelirleridir. O nedenle açığın kapatılmasında ağırlığın bir seferlik gelirlerle beslenmiş vergi dışı gelirlere verilmesi sağlıklı değildir. Dolaylı vergilerin, toplam vergi gelirlerinin yüzde 65 – 70’ine gelip dayandığı vergi yapısı adaletsiz bir vergilendirmeye neden olmaktadır.

Petrol fiyatlarının düşüşüyle bizim gibi petrol ithal eden ülkelere tam anlamıyla bir piyango çıkmıştır. Bu, sağlıklı bir gelir gider yapısını yaratacak yapısal reformları yapmak için elimize geçmiş inanılmaz bir fırsattır. Buna benzer bir fırsatı 2006 – 2007 arasında kaçırmıştık bu kez kaçırmayalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir