2011 dünya ekonomisi açısından tam bir hayal kırıklığı oldu. Bir önceki yıl dünya ekonomisi yeniden % 5’in üzerinde büyüyünce global finansal sistemin yeniden çalışmaya başladığı, stokların eritildiği ve yatırımların yeniden hızlanacağı düşünülmüştü.
Hatta 2011 başında gelen yavaşlama sinyalleri de çok ciddiye alınmamıştı. Zaten hızlı olan geri dönüşün biraz yavaşlaması normaldi. Japonya’daki deprem ve tsunami tedarik zincirini geçici olarak etkileyecekti. (Daha sonra ciddi bir revizyonla % 1,9’dan % 0,4’e düşürülen) ABD ekonomisinin ilk çeyrek büyüme verisi de gayet iyi gelmişti. Euro Bölgesi’nde Yunanistan sorunu vardı ama bölgenin % 2’si bile etmeyen bir ekonominin sorunu nasılsa daha fazla büyümeden halledilebilirdi. Ama 2011 yılının ikinci yarısı hiç de beklendiği gibi gelişmedi. Özellikle de Euro Bölgesi Yunanistan sorununu basiretli bir şekilde çözmek yerine piyasaları kandırma yoluna gidince moraller iyice bozuldu. Artık 2012 yılına olumlu bakan kalmadı. Büyüme beklentileri sürekli aşağı çekiliyor. Euro Bölgesi liderliğinde gelişmiş ekonomilerin durgunluk yaşayacağı ve bazılarının resesyona kayabileceği düşünülürken Çin ve Hindistan gibi hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkelerin de ciddi şekilde yavaşlayacakları öngörülüyor.
Bu genel resim içinde Türkiye’ye yönelik endişeler de artıyor. Piyasaların merakla fiyatlamaya çalıştığı 3 soru var:
Devamı için tıklayın.
Saruhan Özel – Zaman Gazetesi