2011 yılı, Avro Bölgesi’ndeki borç krizi nedeniyle Avrupa borsaları için “kayıp” yılı olurken, ekonomileri ihracatı dayalı gelişmekte olan ülke borsaları da krizden nasibini aldı.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’de ise ekonomide zayıflama sinyalleri görülürken, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişleme programının etkisiyle borsalar, krize karşı dayanıklılık gösterdi. New York Borsası’nda Dow Jones Sanayi Endeksi yılın tamamında yüzde 5,52 oranında değer kazanırken, Nasdaq Teknolojik Endeksinin yıllık kaybı yalnızca yüzde 1,80 oldu.
Avrupa’da sadece İrlanda Borsası yüzde 0,58’lik kazançla yılı artıda kapatırken, Avro Bölgesi’nin en sorunlu ülkesi ve borç krizinin ilk halkası Yunanistan’da Atina Borsası yılın tamamında yüzde 51,88 oranında değer kaybetti.
Gelişmekte olan ülke piyasalarında özellikle Çin’de yılın tamamında Şanghay Borsası’nda yüzde 21,68, Hong Kong Borsası’nda da yüzde 19,97 kayıp kayıtlara geçti.
Küresel piyasalarda görülen değer kaybında, Avro Bölgesi borç krizinin küresel ekonomideki toparlanmayı olumsuz etkileyeceği, ABD ekonomisindeki zayıf büyüme ve Çin ekonomisinin uzun süre yüksek büyüme oranlarını sürdüremeyeceği endişeleri yol açtı.
Uluslararası borsaların değer kaybında ayrıca doğal felaketler, ticari işlem skandalları, emtia fiyatlarındaki hızlı dalgalanmalar ve Arap dünyasındaki siyasi karmaşa nedeniyle petrol fiyatlarının inişli çıkışlı seyir izlemesi etkili oldu.
Kaynak: www.milliyet.com.tr