Türkiye 10 yıllık tahvil faizi: Küresel etkinin itici gücü devam ediyor
Temmuz ayında reel faizlerin düşmeyeceğini belirtmiştim. Artık artış hızından da bahsedebilir durumdayız. Kasım ayı içinde yeni yüksek yapan 10 yıllık faizleri gördük: %29 aşıldı. Dolar endeksindeki yükseliş, ABD faizleri ve ticaret savaşları eldeki araçları daha optimum kullanmayı gerektiriyor. Bu araçların kullanımı konusunda rekabetçi stratejileri de masaya yatırınca çözüm koridoru daralmaya devam ediyor. Nisan ayında anlam verilemeyen 10 yıllık faiz artışını şimdi anlamlı görmek mümkün ama daha fazlasını kapsamlı gerekçelerle bekleyebiliriz.
Tek basamak faiz hayal mi oldu?
Geriye bakıp da 2016 verilerinin anlamını çıkarmak istersek elde yeterince veri birikmiş durumdadır. Üzerine farklı perspektif geliştirebiliriz. Bir dalgalanmanın gerçekleşmesi, beklentiden daha değerlidir. Beklenti yönlendirir ama gerçekleşme geleceğe şekil verir. Bir soru da şu olabilir. Beklentiler üzerinden gelecek şekillenemez mi? Bu da mümkündür ama beklenti üzerine standart veri toplamak analizin faydası için gereklidir.
Sekiz yıllık veri, ekonomiye yönetimsel yaklaşım üzerine de fikir vermektedir. Seçimlerin izlerini de bu veriler üzerinden okumak faydalı sonuçlar verecektir.
Yukarıdaki sorunun cevabını model bakış gereği “evet hayal oldu” şeklinde belirtebiliriz: 2023 ilk ayların da görülen % 10 altı faizlerden bu yana yükseliş net şekilde kesilmedi ve 16 – 18 aylık dönemden bahsediyoruz. Geleceği de eklersek 20 ayın üzerinde devam eden trend hareketinden bahsetmekteyiz. Bu şekilde, 2 mislinden fazla artış gösteren faiz oranı için yukarı itekleyici bir veya birkaç sayısal faktörden bahsedebiliyor olmamız gerekir. Aksi durumda anlamlı hareketi, piyasa öngörüsü anlamsız hale gelince yakalamış olacağız.
Faizleri yukarı iten sayısal faktörler
Hepsini geçmiş veriye bakarak belirtebiliriz: dar alana sıkışan enerjinin kendine çıkacak boşluk araması olarak görebiliriz. Dar alan zamanla, parçaların birleşmesiyle kendini gösterir. Bunu zaten grafikler üzerinden görebilmekteyiz. İki misli faiz artışının büyüklüğü yanında gerçekleştiği sürenin geçmişe göre daha kısa sürmesi hızın büyüklüğünü göstermektedir. Yukarı itim hareketine sebep geçmişten gelen zaman dilimlerindeki düşük dalgalanmadır. Bu dalgalanma hali, düşüklüğü sonucu zaman da enerji birikimi sağlamıştır.
Şimdiden birkaç ay geriye gittiğimizde de benzer durum vardır: dalgalanma düşüktür ve kesintisiz gerçekleşmesi çarpımsal etki üretmektedir.
Yukarı itim dalgası gücünü koruyor
– 10 yıllık faizlerin 9 puan altından, 30 puana yaklaşan hareketinin sebebi faktör kaybolmadı
– etkisini söndürmemiş sebebin, sonuç üretmeye devam etmesini bekleyebiliriz.